Bıçağın Kestiği Yer

85 12 13
                                    

Bazıları sonları sevmez:)

  1 Hafta Sonra

Şirkette olan toplantılarımı bitirip odama geçtim 1 haftadan beri deli gibi çalışıyordum o yüzden hem psikolojik hemde fiziksel olarak büyük bir yorgunluk içindeydim.Yaman benden daha çok çalışıyordu ama adam da 1 yorgunluk belirtisi bile yoktu.Bugün biraz daha erken saatte buluşacaktık çünkü bana makarna sözü vardı.Didem ile bazı kumaşlara bakıp sipariş ettik o kendi odasına gittiğinde bende masamda ki eşyaları düzenlerken odaya Batu girdi.

"Naber?" dedi sıkkın bir tonla.Oturduğu koltuğun karşısına geçip ona baktım "Hayırdır,ne bu surat?"

"Bilmiyorum,akşam işin yoksa biraz yürüyelim mi?" dedi aynı tonla.Aslında işim vardı ama Batu için işlerden biraz kaytarabilirdim.Kafamı salladım "Olur,12 gibi gelirsin bizim oraya." dedim sonra tekrar ayağa kalkıp masadaki evrakları çantama koydum "Çıkıyor musun?" diye sordu "Evet,Yaman'a gidicem gene.Mâlum başımızda bir dergi konusu var."

  Çantamı koluma takıp Batu ile beraber odadan çıktık o kendi odasına giderken bende asansöre binip aşağı indim.Tam kendi arabama bineceğim sırada korna sesiyle kafamı arkaya döndürdüm.Bu arabayı daha önce hiç görmemiştim ama arabanın camı açılırken iki çift kahve gözle göz göze geldim.Yaman'dı.

"Bakmaya devam etmek yerine arabaya binmeye ne dersin?" deyince elimi arabanın kolundan çekip arkamda ki arabaya doğru ilerledim "Senin kaç tane araban var,her gördüğümde başka bir modele biniyorsun?" diyerek güldüm.

"7 tane olması lazım." dedi ve gaza bastı,yolda ilerlerken aklına bir şey gelmiş gibi yol yönünü değiştirince "Noldu?" dedim.

"Cüzdanımı ofiste unutmuşum."

  Kafamı tekrar cama çevirip gidene kadar yolu izledim,kocaman bir binanın önünde durunca geldiğimizi anladım ve arabadan indim.Yaman önümden ilerlerken bende onun arkasından şirkete doğru gittik.Yukarı kata yani onun odasının olduğu kata çıkarken topuklu seslerim kulağıma geldi.Bu ses beni çok iyi hissettiriyordu.

3. kata çıktığımızda mini etekli kızlar,takımlı erkek çalışanlar konsantre bir şekilde çalışıyordu.Bazıları koşuşturuyor bazıları ise kağıtlar ile cebelleşiyordu.Duvarlarda boylu boyunca tablolar vardı daha çok ayakkabı ile alakalı resimler vardı.Yaman odasına girince bende kapının önünden odaya bir göz gezdirdim.İlk gelişimde gözüm döndüğü için odaya dikkatli bakamamıştım.

  Masanın arkasında büyük camlar vardı ve direkt İzmir'in denizi gözüküyordu.Daha çok siyah renkler kullanılmıştı ama evinde de olduğu gibi dizaynı muhteşemdi.Gözlerimi diğer duvara çevirince Atatürk portresini gördüm.Gülümsedim.Yaman'a baktığımda hâlâ masanın üstünü kurcalıyordu "Bulamadın mı?" diye sordum ama cevap vermeden yanımdan hızlı hızlı yürüdü.O geçince burnuma erkek parfümü kokusu doldu,ama çok güzel bir kokuydu.

"Rana!" diyerek çok yüksek sesle olmayacak şekilde bağırdı.Saçları kumral renge sahip bir kız elindeki listeyle belirdi "Buyrun Yaman Bey."

"Cüzdanım masanın üstünde kalmış.Gördün mü?"

Rana kafası hayır anlamında salladı ve bu sefer gördüğüm kişi Onur'du.Üstünde lacivert bir gömlek vardı "Bunu mu arıyorsun?" dedi sırıtıp elindeki deri cüzdanı göstererek,Yaman bir şey demeden cüzdanı ondan alıp cebine koydu ve bana baktı "Gidelim hadi." Çıkışa doğru giderken Onur beni durdurdu "Vaaaay.Ahu bu ne güzellik." deyip bana baktı.Yaman da Onur'un cümlesi ile arkasını dönüp durdu.

  Gülümseyerek "Teşekkür ederim.Nasılsın?" dedim "Seni gördüm iyi oldum.Ee iş-" derken Yaman "Geç kalıyoruz." deyip tekrar adımlarını harekete geçirdi,Onur'a veda edip koşar adımlarla Yaman'a yetişmeye çalıştım.

Aşk Kırıntıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin