32. Bölüm (FİNAL)

22.8K 1K 571
                                    

Öncelikle hepinize yeniden ve son kez merhaba. Çok da uzun olmayan bir yolculuğun sonuna gelmiş bulunuyoruz. Ben kitabı yazarken ciddi manada çok eğlendim Kerem'in deli dolu halleri olsun Alin'in ve Şahin'in anıları olsun ama her şeyin bir dur noktası var işte tam da o noktada olduğumuzu düşünüyorum. Bölümler boyunca yaptığınız yorumlar beni çok mutlu etti yeri geldi güldürdü de böylesine güzel bir okur kitlem oluştuğu için de ayrı bir mutluyum. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum...

Son olarak da sıklıkla  belirttiğim gibi başlarken zihnimde oturan tek şey kitabın sonuydu ve kitabı kimsenin yönlendirmesine göre yazmadım yazsaydım bu benim kitabım olmazdı çünkü. Her neyse dediğim gibi final baştan belliydi ve içime de çok sinmişti bunun için üzülmenizi ve kırılmanızı istemiyorum.

Okumaya geçmeden önce son kez yıldızımızı parlatmayı unutmayınızzz efenimmm 🦄⭐😊

🇹🇷🇹🇷🇹🇷

Çalan zille beraber  koşarak kapıyı açtım fakat karşımda görmeyi umduğum kişi durmuyordu. Oldum yerde kalakaldım.

Çöken omuzları ve muhtemelen uykusuzluktan oluşan mor göz altlarıyla duran adam beni şaşırtmıştı.

"Yavuz Komutanım?" sesim titrek çıkmıştı.

"Merhaba Alin müsaitsen gelebilir miyim?"

Kapının önünden çekilerek "tabii buyrun" derken gözüm komutanın elindeki koyu kırmızı  lekeler bulunan Fikoya  kaydı.

Kalp atışlarımın hızlandığını hissediyordum.

"Evde yalnız mısın?"

Etrafa bakındıktan sonra  huzursuz bir sesle sordu bu soruyu.

"Evet komutanım annem komşuya kadar gitti de akşama ancak gelir."

"Anladım. Bunu şuan söylemem doğru değil ama artık yapmam gerekiyor. Günlerdir kapının önüne kadar gelip geri dönüyorum."

"Komutanım korkutmayın beni lütfen Şahin iyi mi?"

Elim refleks olarak yüzüğüme gitti ve titremeye başladım.

Kafa salladı.

"Üzgünüm Alin başımız sağ olsun."

"Hayır hayır hayır hayır. Olamaz"

"ŞAHİİİN!! "

Öylesine bir çığlık attım ki boğazımdan kan tadı gelmeye başladı.

Ondan sonra hatırladığım tek şey ise boynumda hissettiğim ve alışık olduğum iğne sızısıyla kapanan gözlerimdi.

***
(Yazarın anlatımından)

Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında ıslanmamak için şeffaf dosyasını kendine siper eden genç kızın topuklu ayakkabılarıyla koşarken zorlandığı attığı her adımından belli oluyordu.

Gözü Kolundaki saatine giderken geç kalmamış olmayı dileyerek koşuşunu hızlandırınca tam vaktinde hastane kapısından içeri girdi.

Asansöre binip hızlıca yeni vakasının bulunduğu odadaki kat numarasını tuşlarken gözlüğünde kalan yağmur tanelerini peçeteyle temizlemeye çalışıyordu. Gözlüğün tam temizlendiğinden emin olunca sıkı bağladığı at kuyruğunu da mümkünmüş gibi daha fazla sıklaştırıp aynadaki yansımasından memnun bir şekilde asansörü terk etti.

Odaya girdiğinde turuncu saçları ve yuvarlak gözlükleriyle danışman hocası karşısında hocasının yanında da iki tane kadın duruyordu onların da  psikiyatrist olduklarını beyaz önlükerinde asılı duran yaka kartlarından anlamıştı.

Hocası onu görünce gülümsedi.

" Gel Betül"

Kerem bakışlarını Betülden ayırdıktan sonra arkadaşlarına döndü.

"Doğa, Meva bu yeni stajyerimiz Betül. Betül bunlar da benden ayrı olan iki hocan"

İki doktor da gülümseyerek kıza "hoş geldin" dedikten sonra Kerem konuşmasını sürdürdü.

" Sana ilk  vakayı anlatalım o halde"

Elindeki projeksiyon kumandasını alıp birkaç resim açtı.

"Bu gördüğün kız Alin Kocatepe. Kliniğimize annesi bir yıl önce olmayan şeyleri zihninde canlandırıp bunlara kendini inandırdığını söyleyerek geldi. Böyle yapmaya asker babasının vefatından sonra başlamış seanslardan sonra  da şizofreni teşhisi koyduk. Alin beni ve gördüğün bu iki arkadaşımı yakın arkadaşı zannediyor ve her ay kendine bir asker belirleyip onunla kurmaca bir aşk yaşıyor. Filmlerde veya kitaplarda gördüğü sahneler ya da karakterler oluyor bunlar genelde ve sonunda da hepsine babasının kaderini yaşatıp zihninde öldürüyor ve sinir krizi geçiriyor. Şanslısın ki bugün bir aşkına daha veda edip kriz geçirdi. Yani canlı olarak görebileceksin. "

Kız ışıldayan gözlerle Kerem'e bakıp onu onayladı. Betül öğrenmeye aç genç bir psikiyatrist adayıydı.

" Bu sefer ki askerimizin ismi neydi hocam? "

Diyerek araya girdi Meva

" Şahin. Bu sefer ki askerimiz bir havacıydı. "

Kerem gülümseyerek Mevadan bakışlarını çekip Betül'e döndü.

Hadi gidip görelim bakalım kızımız son krizinden sonra nasılmış...

VE SON...

Bir aydır yazdığım beraber gülüp eğlendiğimiz kitabın son cümlelerini yazmak beni duygulandırdı.

Ben bu hikayede çok eğlendim umarım siz de eğlenmişsinizdir.

Sonu için lütfen bana kızmayın klişe bir kitaptan uzak olsun istiyordum ve bunu son bölümle yaptığımı düşünerek mutluyum.

Destek olan yorum yapan herkese teşekkür ederim.

Bir sonraki dünyalarda görüşmek dileğiyle hoşçakalın <3

Veee son kez kendinize cici bakın aşkolarım...

Duygulandım hadi ben kaçar 🦄💕🥺

F16'cı |Texting [TAMAMLANDI☑️] Where stories live. Discover now