11

258 18 2
                                    

Karşımda tırnaklarını yiyerek sağa sola giden annem ve koltuğa oturup ellerini başının altına alan babama baktım.

"Kızımın hapise girmesine izin veremem. Anlatamayız bu olayı kimseye" diyerek birden konuşan amnemin sesiyle babamla kafamızı kaldırıp ona baktık.

"Hiçbir şey olmamış gibi bilmiyormuşuz gibi davranalım ben bunu kaldıramam" diyerek konuşmaya devam etti.

"Önce Melis'in uyanmasını bekleyelim daha sonrasını sonra karar vereceğiz. Eğer gerçekten yaptıysa gidip itiraf ederek özür dileyecek o aileden" diyerek bu sefer babam konuşmuştu.

"Ya şikayet ederlerse ya kızım hapse girerse. Bunu kabul edemem diyorum size anlamıyor musunuz" diyerek sinirle konuştu annem.

"Peki ya o çocuğun bunu bilmeye hakkı yok mu?" Diyerek anneme doğru bakmıştı babam.

"Anlamıyor musun kızımızın hapise girme ihtimali var!" Diyerek sinirle konuşmaya devam etti annem.

"Asıl sen anlamıyorsun. Sana her buraya Melis'i görmeye geldiğimde onu bu kadar şımartma diye defalarca uyardım. Kızın her yaptığı şeye 'Melis'im yapmaz' dışında bir kelime bile etmedin. Bu hale geldiyse olaylar bunun asıl suçlularından biri de sensin!" Diyerek bu sefer babam sesini yükseltmişti.

"Bütün suçu her zamanki gibi bana yakacaksın değil mi?"

"Suçlu olduğun için olabilir mi?"

"Lütfen kavga etmeyi bırakır mısınız?" Diyerek araya girdim. Herşey alt üst olmuşken birde onların kavgalarıyla uğraşmak gerçektende yorucuydu.

"Lanet olsun" diyerek ceketini alarak dışarı çıkan babamın arkasından baktım.

"Deren kardeşin hapise giremez kızım. Lütfen bu konuyu babanla konuşup onu ikna et kızım" diyerek konuşan anneme baktım bu sefer. Kafam o kadar karışıkti ki ne cevap vereceğimi bilemiyordum.

"Be-ben odama geçsem iyi olacak" diyerek ayağa kalkıp odama geçtim.

Telefonumun çalma sesiyle yazan 'Demir' yazısına bakıp sessize alarak dudağımı dişledim. Tekrardan aramasıyla telefonu tamamen sessize alıp yatağıma uzandım. O kadar yorgun ve kötü hissediyordum ki uyumak istiyordum. Gözlerimi kapatıp baş ağrısıyla uyumaya çalıştım.

Gözlerimi tekrardan açtığımda kapının çalma sesiyle uyanıp saçlarımı karıştırdım. Saate baktığımda akşam altı gibiydi. Annem ve babam hastanede Melis'in yanına gitmiş olmalıydılar. Büyük ihtimalle komşulardan biri gelmiş olmalıydı.

Söylenerek aşağı inip kapıyı açarak kısa bir şaşkınlıkla karşımda duran Demir'e baktım. Sinirle çattığı kaşlarıyla yutkundum. Öğrenmiş miydi acaba?

"De-demir" diyerek kekeleyerek konuştum.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Sahi ben ne yaptıyordum böyle?

"Nerelerdeydim sen kaç defa aradım" diyerek konuşmaya devam edip kaşlarını çatmıştı bu sefer.

"Uyuyordum yeni uyandım üzgünüm" diyerek zorlukla cevapladım

"Sakın bir daha haber vermeden uyuma bile. Birşey oldu sandım çok korktum"diyerek beni tutup kendine çekip sarılmasıyla dayanamayarak ellerimi onun beline yerleştirip bende ona sarılmıştım. 

"Özür dilerim" diyerek fısıldadım. Her şey için özür dilerim. Kardeşimin yaptıkları için. Bunu bildiğim halde senden sakladığım için. Seni kaybetmekten bu kadar korktuğum için...

"Neyin var senin güzelim" diyerek geri çekilip ellerini yüzüme koyup yanağımı okşamıştı.

"Yok bir şey."

"Hayır var birşey. Çok durgun bir ifaden var" kaşlarını çatıp yüzümü incelemişti.

"Sadece yeni uyandığım için öyle. Gerçekten de yok birşey"  diyerek cevapladım.

"İçimden bir ses yalan söylediğini söylüyor fakat üzerine gelmek istemiyorum. Sadece anlatmak istersen hep burdayım"diyerek sevgiyle gülümsemesiyle burukça gülümsedim.

"Sadece seni sevdiğimi bilmen yeterli" diyerek konuştum. Gülümseyerek anlımı öpmesiyle bende gülümsemiştim.

"Bıktım ama bari gözümün önünde yapmayın böyle sevgi yumağı hareketleri. Olan var olmayan var demi yani" diyerek bize bakıp kaşlarını çatan Caner'e bakıp gülümsedim.

"Senin ne işin var burada. Her geldiğimde buradasın" diyerek kıskançlık barındıran sesiyle konuştu Demir.

"Beyfendiye bak dağdan gelmiş bağdakini kovuyor. Sen yokken biz vardık Demir Bey" diyerek burun kıvırdı Caner.

"Artık ben varım sen olmasanda olur. Zaten Savaş'ıda ele geçirdin" diyerek homurdanmasıyla aklıma Savaş'ın bu halde olma sebebinin Melis olduğu gelmesiyle yüzüm düşmüştü.

"Uğraşamam senle şuan. Hadi De- yani şey Melis sinemaya gidelim" demesiyle olumlu anlamda kafamı salladım. Kafam dağılırdı belki.

"Cidden sizi yanlız başınıza sinemaya göndereceğimi düşündürten seyde nedir?"

"Görende bana kuma gel diyorum sanacak. Malum kendisi kardeşim gördüğüm arkadaşım ayda yılda bir sinemaya gideceğiz ne var bunda" diyerek konuştu Caner.

"Lütfen Demir. Kafam dağılır biraz. Hep evdeyim zaten. Sende gelirsin hem" diyerek şirin görünmeye çalışarak gülümsedim

"İyi bende geliyorum o zaman" diyerek ellerini bağdaş kurarak konuştu Demir.

"Ben üzerimi değiştirip geliyorum hemen" diyerek arkamı dönerek odama gidip üzerimi degiştirdim.

"Geri döndüğümde yanlarına gidip onalra baktım fakat tartışmaktan bana bakmıyorlardı bile.

"Hey hadi bırakında tartışmayı gidelim artık" diyerek ikisinide tutarak peşimden sürükledim.

"Kanka cidden bula bula bu kroyu mu buldun. Ben sana daha iyilerini bulurdum" diyerek konuştu Caner.

"Bana bak salak çocuk sırf Melis'in arkadaşısın diye sana katlanıyorum. Beni sinirlendirme yoksa varya..."

"Susun artık yoksa tek gideceğim" diyerek sinirle ikisine baktım.

"İyi tamam" diyerek aynı anda konuşup kafalarını diğer yöne çevirmişlerdi.

"İkinizede inanamıyorum!" Diyerek topuklarımı vura vura sinemadan çıktım.

"Onun suçu!" Diyerek aynı anda bir kez daha konuşmalarıyla kaşlarımı çattım.

Tam olarak ne mi oldu? Demir ve Caner beni ortalarına oturtmuş buna rağmen birbirleriyle sürekli atışmalarından dolayı filmden hiçbir şey anlamamıştık.

"Siz ikinizle bir daha asla sinemaya falan gitmem" diyerek bağdaş kurup ikisinede ters ters bakmıştım.

"Benim ne suçum var şimdi" diyerek söylendi Caner

"Sus Caner! Neyse ben eve gidiyorum" diyerek sinirle konuşmaya devam ettim.

"Ben seni bırakırım" diyerek konuşan Demir'e sinirle baktım.

"Gerek yok ben kendim giderim. Sakın peşimden gelmeyin fena olur" Diyerek arkamı dönüp yürümeye başladım.

"Gördünmü hep senin yüzünden gitti kız!"

"Ne alakası var asıl senin yüzünden!"

İkisinin hala arkamdan duyduğum tartışma sesiyle oflayarak elimi yüzüme koydum. Bugün gerçektende  açıdan berbat bir gündü.

ZIT İKİZLERWo Geschichten leben. Entdecke jetzt