Bölüm 5: Ellerimiz

254 94 11
                                    

Medya Azelya *

Ellerimizi kenetlediğimiz sürece aşamayacağımız hiç bir engel yok

Tabi ki saklayacaktım.
Ben ne yapmalıydım , nereme dövme yaptırmalıydım. Anneme ne demeliydim ?

Sabah uyandığım şarkı yine belliydi ;
"Öyle bir düğüm ki hiç çözülmüyor , göz yaşıyla kağıda yazılmıyor.
Öyle bir düşman ki hiç yenilmiyor , olmuyor kolsuz kanatsız uçulmuyor.
Gözlerimden yüzünden çıkarda al .."

Gözlerimi zorlukla açtım , dün gece makyajımı silmediğim için suratım Bülent Ersoy'un makyajsız halini anımsatıyordu.
Başımı yavaşça çevirdim ve odayı izlemeye başladım ve elimin üzerinde duran penayı fark ettim.
Ne oluyordu bana ? Ya da bunlar neye işaretti ?
Gözlerimi kapatıp açtım ve orada yoktu içim geçmiş yarım saat daha uyumuştum uyandığımda korkuyla kalkıp yatakta doğruldum.
Pena sol avucumun içindeydi.
O an karar verdim dövmeme..

Yataktan çıkıp dolaptan rahat bir şeyler aldım. Uğraşmak istemediğim için işe kot şort ve fakir kol tişört ile gittim. Akşama kadar çok vaktim olmamasına rağmen aklıma yazacak hiç bir şey gelmiyordu. Bende okumayı seçtim esinlenmek istedim belki de Maria Puter'den , bir kaç sayfa okuduktan sonra defalarca altını çizdiğim satırların üzerinden bir kez daha geçtim.

"Bu eksik sana değil bana ait. Bende inanmak noksanmış.
Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için sana aşık olmadığımı zannediyormuşum. Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar. Ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın. Seni seviyorum, deli gibi değil gayet aklı başında olarak seviyorum."
Ajans' da ki karışıklıklar yüzünden işten erken çıkabildim , akşama kadar çok vaktim yoktu . Gördüğüm ilk dövmeciye gittim.
İşten çıkmadan önce kontrol etmeme rağmen yanımda yoktu pena .
Telefonumdan diğer penanın fotoğrafını gösterdim ve aynısı olmasını istedim. Dövmem sol elimin baş parmağının tam altındaydı...

Çıktığımda ise hemen Ege'ye mesaj attım.

" Akşam alnında sahibinin ismi yazsın , haha "
Eve erken dönünce annem telaşlandı
" Noldu kız kovuldun mu ? "
İlahi annecim ya hayır diyemedim , yüz soru soracağını bildiğim için.
"Regl oldum ya karnım çok ağrıyor annee"
15 dakikalık soru yağmurundan sonra bıraktı beni. O beni bırakır bırakmaz Ege'ye mesaj attım
" 3 saat sonra beni al , sakın geç kalma"
Cevap olarak okey anlamında baş parmak işareti gönderdi.
Cevap yazmak yerine bende aynı işareti yapıp 'dövmemin görülmesini sağlayacak şekilde' gönderdim .
Hem mutluydum, hem suçlu , hem korkuyor hem de heyecanlanıyordum. Hislerimi anlatmam istenseydi kendimle gurur duyduğumu anlatırdım. On dakika gözlerimi dinlendiriyordum , üç saat sonra uyandım .

Ege yorganı üzerimden çekmeseydi, gitardan vazgeçmiştim. Yatağın üzerinde doğruldum ve kıyafetlerimin buruş buruş olduğunu gördüm.

Egemen'e çık işareti yapıp kafamı salladım. Çıkmak yerine yanıma yaklaşıp elimden tuttu. Şaşırmış halde gözlerimi açtım ağızım da açılmıştı. Dövmeme baktığını fark ettim. Hemen kendimi toparlayıp "hadi hadi " deyip kapıyı gösterdim. Ayağı kalkıp dolabı açtığımda elime ilk kot kapri ve lakos geldiği için onları giymeyi tercih ettim .
Saçlarımı açtım , ama taramaya üşendiğim için elimle düzelttim.
Kapıyı açtığımda Ege iki elini birleştirmiş kapıda bekliyordu.

"Çantanı unutuyorsun"
"Hay Allah ya bu kadar takılmasan olmaz mı bana"
"Bu arada almayacağım telefonum ve kredi kartım yeter bana"
"Evet bide ben" komik-komik sırttı.
"Yürü Ege Yürü "

Ayakkabılarımı bağlarken ayakta dikilmiş beni bekliyordu, telefonum çalmaya başladı .
" Ege uzatsana." Telefona bakmadan verse ölürdü .

Arayan Tuğçe'ydi onun aradığını görünce ayakkabımın tekini bağlamadan hızlıca kapıdan çıktım.

Arkamdan Ege çıktı arabaya oturup beni beklemeye başladı, neredeyse on dakikalık bir konuşmadan sonra arabaya bindim. Hiç bir şey sormadı bir kaç saniyelik sessizlikten sonra "selam söylüyor" dedim. Yüzüme baktı " bu konu hakkında konuşma fırsatı vermedin bize "
" Eğer anlatacağın bir şey varsa şu an dinlemeye hazırım"

Ve Zaman GeldiğindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin