16 🐾

3.4K 500 56
                                    

🐾

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🐾

Doktor odasının önünde kendim için beklemeyeli uzun bir zaman olmuştu. Seokjin hyung ve Jieun noona hemen yanımda oturuyor, benim gibi gergin bir şekilde bekliyorlardı sonucu. Bay Son'ın istediği testleri yaptırmış, sonucu almak için bekliyorduk. Bir sorun olduğuna dair duyum almak istiyor muydum, emin değildim. Kızgınlığa girmiyor olmamın sebebini bilmek istemiyordum. Bay Son'ın oda kapısının hemen üzerinde bulunan ekranda ismim yazdı, üçümüz de aynı anda ayaklanarak kapıya ilerledik. Bay Son sandalyesinde oturuyor, ekranındaki bir şeyleri inceliyordu.

"Merhaba Jeongguk."

Bana gülümseyerek seslenmesi iyi bir noktaya mı işaretti yoksa beni sakinleştirmeye mi çabalıyordu, anlam veremiyordum. "Merhaba Bay Son, nasılsınız?" diye sordu Seokjin hyung, sandalyelere otururken ben sedyenin üzerine oturdum. "İyiyim Seokjin, sen nasılsın?" Seokjin hyung uzun bir süre Merkez'de kedi-insanlar için çalışmıştı, bu yüzden bir yakınlığa sahiptiler. Onların genel konular üzerine konuşmaları beni daha fazla germekten başka bir işe yaramıyordu. Bir sorun varsa, hemen öğrenmek istiyordum. "Tüm testlerini inceledim." dedi bana dönerek, "Kızgınlığa girmemen için hiçbir hastalık görünmüyor. Tamamen sağlıklı bir kedi-insansın. Kızgınlığa girmeme sebebin, psikolojik olabilir. Kendini tamamen uzak tutman, etkileşime girmemen, cinsel dürtülerini ortaya çıkarak yakınlaşmalarda bulunmaman bir sebebi olabilir." diye devam etti Bay Son. Sözlerinin üzerimdeki etkisini ölçmek için gözlerimin içine bakıyordu.

Ne düşünmem gerektiği konusunda emin olamıyordum, bir hastalığım olmadığı için sevinmem gerekiyordu ama tüm yük benim omuzlarıma bırakılmış durumdaydı şimdi. Bendim tüm sebebi. Kendimi o kadar kapatmıştım ki varlığıma, her şey karışmıştı. Kim Taehyung'u benliğimizi kötü göstermek ile suçlarken kendimi kabullenmeyen bendim. "Jeongguk, iyi misin?" diye sordu Seokjin hyung, iyi değildim. Kendimi düşürmüş olduğum durumu kabul edemiyordum, kendime bu kötülüğü nasıl yapabilmiştim? "Bilmiyorum." dedim, kendimi bilmiyorum ben. Nefes almaya ihtiyaç duyuyordum, Bay Son'a ilgisi için teşekkür ettim. Odadan çıkarak koridor boyunca ilerleeken Chaeyoung'ın seslendiğini duydum ama geri dönüp bakacak halim yoktu, merdivenleri inerek giriş kata geldim.

Hava soğuktu, üzerimdeki ceket yeterince kalın değildi. Bedenimi Seokjin hyungun arabasına yaslayarak kendime zaman vermeye çabaladım. Bir korna sesi dikkatimi dağıttı, Kim Taehyung'un siyah renkteki Audi arabası kenara çekerek durdu. Onun arabadan inmesini bekledim. Üzerinde kahverengi bir kazak ve siyah kot pantolon vardı. Kısa mesafeyi yürüyerek bana doğru geldi. "İyi misin?" diye sordu yüzüme bakarak, iç geçirdim. İyi değildim. İyi hissetmemi sağlayacak hiçbir şey yoktu. "Senden bir şey istesem ve hiçbir şey sormasan." dedim, gülümsedi, "Tamam, sor bakalım." dedi sadece.

"Bana sarılır mısın?"

Tereddüt etti bir an, ne olduğunu sormak istediğini gördbiliyordum gözlerinde. Yapmadı, bana yaklaşarak kollarını belime doladı ve sıkıca sarıldı bana. Ellerim onun boynuna dolanırken ben de ona sarıldım. Kim Taehyung'un kokusunda beni sakinleştiren bir şey vardı. Parfümünün ve duş jelinin kokusu birbirine girmişti. Başımı onun omzuna yaslamış, kokusunu içime çekiyordum. Onun evinde, onu öpeli iki gün olmuştu sadece. İçimdeki bazı hisleri tamamen kabul etmiş, ondan hoşlandığım gerçeğini sindirmiştim içimde. Ona dile getirmeye cesaret edemiyordum sadece. Ellerinden biri belimden ayrılarak saçıma gitti, onları okşadı. "İyi misin?" diye sordu bir kez daha, "Evet, iyiyim." dedim kollarından çıkarak, arabaya yeniden yaslandım ve yüzüne baktım. Endişe dolu halinin aksine güzeldi, bir insanın nasıl bu kadar güzel görüneceğini düşünmeden edemiyordum.

boy in the bubble' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin