3.Bölüm

260 7 0
                                    




Aldığım 2.hattı kullanarak Ateş'e tekrar mesaj atacaktım ki odamın kapısı tıklatıldı.

"Müsait misin kızım?" babamın tatlı sesine gülümseyerek, "Eveet, müsaitim." dedim. Babam kapıyı aralayarak kafasını içeri uzattı. "Ee kızım hazırlanmamışsın sen." Anlayamayarak suratına baktım. Neye hazırlanmam gerekiyordu ki? Babam hatırlamadığımı anlamış olacak ki,

"Hani akşam misafirlerimiz var ya yemeğe." dedi. "Ha, hatırladım şimdi, hemen hazırlanırım ben merak etme." diyerek öpücük attım. Babam da gülümseyerek odadan çıktı.


Bir süre dolabımın önünde dursam da sonunda ne giyeceğime karar verdim.

Bir süre dolabımın önünde dursam da sonunda ne giyeceğime karar verdim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Saçlarımı da yukardan dağınık topuz yaptım. Aynaya baktığımda gördüğüm görüntüden memnun bir şekilde aşağıya indim. Annem çoktan yemek sofrasını donatmıştı bile. Bu kadar çok hazırlık olduğuna göre gerçekten babam için önemli kişiler geliyor olmalıydı.

10-15 dakika sonra kapı çaldı. "Ben açarııımmm." diye bağırdım. Kapıyı açtığımda 'YUH' diyesim gelsede kendimi tuttum ve sakince gülümsedim.

Kapıda Ateş, Ecem, Kayra ve Mete. Babamın yetiştirdiği ve en sevdiği 4 asistanı. Tabi artık hepsi kendi alanlarında doktorlar. Ecem ve Kayra genel cerrahi seçtiler, Mete ise babam gibi beyin ve sinir cerrahisi seçti.

Hepsi gülümseyerek içeriye geçerken Ecem çok güzel olduğumu söylemeyi ihmal etmemişti. Onu tanıdığım günden beri ablam gibi görmüştüm. Küçük yaşta annesini ve babasını kaybetmiş olmasına rağmen hayallerinden asla vazgeçmemişti. İdolümdü. Babam içinde yeri çok ayrıydı.

İçeriye geçtiğimizde yemekler soğumasın diye hemen masaya oturduk. Babam ve annem baş köşeye geçerlerken babamın bir yanına Ecem diğer yanına da ben oturdum. Ecem'in yanına Kayra ve Mete, benim yanıma ise Ateş oturmuştu. Sıcak bastı sanki.

Masada herkes sohbet halindeyken ben kendi düşüncelerimin içine dalmıştım. Ben 24 yaşındaydım, Ateş 30. Tabi ki bu yaş farkı bir sorun değildi. Sorun olan onun beni küçük kız olarak görmesiydi. Bunun farkındaydım. Ben onun Altay Hocası'nın küçük kızıydım. Hepsinin beni böyle gördüğünün farkındaydım.

Babamın sesli kahkası ile ona döndüm. "Ee kızım sen ne diyorsun bu olaya?" Hangi olaya babacım? "Pardon dalmışım, ne olayı?" dedim. Babam derin nefes alarak, "Önceden sana bahsettiğim bir seminer vardı ya, benimde konuşmacı olduğum-"

"Evet hatırlıyorum hatta Boston'daydı." dedim babamı bölerek. Evet dercesine kafasını salladı. "İşte annen de benimle gelmek istiyordu ama 2 hafta sen ne yaparsın bilemedik."dedi.

Beni çocuk görüyorlardı değil mi, sebebi sanırım belli oldu.

Babama bakarken benden bağımsız tek kaşım havaya kalktı. "Nasıl yani anlamadım. Siz iki hafta yoksunuz ve benim yalnız kalıp kalamayacağımı mı soruyorsun?"Sesim beklediğimden sert ve yüksek çıkmıştı. Ecem hemen araya girerek, "Altay Hocam isterseniz benimle kalabi-"

Ecem'in sözünü kesen sandalyemden çıkan sesti. Masadan kalktım, içeriye geçecekken Ateş'in 'Haklı hocam, ona hala çocuk gibi davranıyorsunuz.' dediğini duydum.

Yüzümdeki kocaman gülümsemeyle birlikte odama çıktım ve yeni hattımdan Ateş'e mesaj attım.


0538 356 ** ** : Selaam

0538 356 ** ** : Lütfen bu sefer hemen engelleme

KALP DOKTORU (Texting)Where stories live. Discover now