Gerçeği arıyorum

1.6K 307 60
                                    

Ayça...

Ölüler.. Kan kokusu.. her yer karanlık olmak zorunda gibiydi. Ama güneş arsızca pencere aralarından yüzüme vuruyordu. 'Heeyy! Arkadaşlarımı neden bağladınız. Mervee! Kahretsin ölmüş olamazsın.. ooo hayır' diye bağırıyordum.

Ağlamak istemiyordum aslında. Ama gözyaşlarım sözümü dinlemezcesine akıyordu gözlerimden. Herkes neden bağlıydı. Neden bütün arkadaşlarima işgence ediyordu. Neden ellerimde kan vardı, en sevdiğim siyah polarım neden yırtık ve oov olamaz. Kadınlığımdan kan akıyordu. 'YARDIM EDİN NEFES ALAMIYORUM KURTARIN BİZİ! ÖLMEK İSTEMİYORUM' ağlayarak bağırırken karşıma bir adam çıktı.

Korkudan kalp atışlarımı duyabiliyordum. Nefes alıp verişim tüm fabrikaya yayılıyordu. Karşımda yüzünü göremediğim,maskeli,siyah giyinmiş, uzun boylu bir adam vardı.. gözlerinde bir acı vardı. Bana mı acıyordu evet kesinlikle bana acıyordu..

Şu halime bak sana. Polarım paramparça pantolonumun dizleri yırtılmış diz kapaklarımdan ve kadınlığımdan kanlar akıyor. Her yerim kan olmuş ne oluyor kim yaptı bunu bana. Ve bi anda sessizliği bozan bir ses.. 'Ayça ÖZÜR DİLERİM. UNUTMA ÖDENMEMİŞ BEDELLER VAR !.. her şey herkes üstüme geliyordu. Çığlık attım nefes alamıyorum. Hayır.! Anne.!! Hayırrr!

Nefes nefese ve terler içinde uyandım. Yastığım, gözyaşlarımdan sırılsıklam olmuştu ve hala ağlıyordum. Nasıl bir rüyaydı bu gerçek gibiydi ama neden en sevdiğim arkadaşlarım ölüydü ve neden ben o haldeydim. Yatakta öylece oturuyordum.

Büyük bir yatağım vardı. Pembeye boyanmış duvarlar. Beyazlar için deydi bütün eşyalarım. Çok şirin bir odam vardı. Gerçi çocukluğumdan bu zamana kadar hep aynıydı eşyalarım. Pencerem sokağa bakıyordu. Manzarası güzeldi. Özellikle de geceleri. Ankara ayaklarımın altındaydı sanki. Anıtkabir tam karşımdaydı. Uzaktaydı elbette ama yine de görüyordum sonuçta. Odam neşe doluydu. Rengarenkti heryer. Ayak ucum da babamın bana aldığı küçük ayıcığım şilom vardı. Geceleri deli gibi yatardım rahat uyumayı seviyordum. O yüzden sabah uyandığım da bir süre ayıcığımı arardım.

Ama bugün şanslıyım fazla uzağa gitmemiş. Gülümsüyordum. Yatakta hafif doğruldum ayıcığıma uzanıp elime aldım. Öptüm, günaydın şilo nasılsın. Sen söylemeden ben söyleyeyim. Yorgunsun çünkü bütün gece seni ezdim değil mi? Diyerek kahkaha attım. '' yalnızlık ne kadar zor'' dedim masum bir ses tonuyla. Şiloya sarıldım ve oda mı incelemeye başladım zaten her uyandığımda öyle yapardım. Küçük bir odaydı ama ne kadar eşya yerleştirsem de daralmazdı. Gizli bir yer daha vardı sanki. Tıpkı kalbim gibi. Neşeli ve eğlenceli kişiliğimin için de acı ve arayış da vardı. Gerçeği arıyordum. Gerçek aşkı gerçek mutluluğu..
...............

blood ( DÜZENLENİYOR )Where stories live. Discover now