27.Bölüm

7K 555 87
                                    

Sonraki birkaç gün göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti.Çift bir kez daha basketbol olayıyla ortalığı karıştırmayı başarmıştı.Fakat bu sefer ikisininde gerçekten umrunda değildi.Hem en başından beri bu onların özelliğiydi.Tek fark bu sefer cüretkar bir harekette bulunanın Baekhyun olmasıydı.Belki Chanyeolun yaptıkları kadar cüretkar olmasa da,koridorda öpmek ya da tüm okulun önünde evlilik teklifi etmek gibi,yinede bunun Baekhyun,yani okul başkanı olduğunu göz önünde bulundurursak oldukça cüretkardı.

İlişkileri normale dönmüştü.Olabileceği kadar normal.Ve Chanyeolun en yakın arkadaşları şu anda devin gülümsemesi,her zamanki hali,geri geldiğinden sonunda rahat bir nefes alabilmişlerdi. 

Onların üçü,Jongin Kyungsoo ve Kris kendi gözleriyle bir Baekhyunun bir Chanyeolu sert bir şekilde nasıl değiştirebileceğini fark etmişlerdi.Çünkü geçtikleri kasvetli günlerde Chanyeolun etrafının gri bir gölge ve kara bulutlar tarafından çevrildiğine eminlerdi.Fakat şimdi,basketbol olayının ardından gölge tamamen gitmiş ve bir şekilde parlak pembemsi ve sarımsı bir aurayla yer değiştirmişti.

Yaşama sevinci-sevinçleri geri dömüştü.

Baekhyun Chanyeol normal haline geri döndüğü için gerçekten minnettardı.Her zamanki rutinlerine geri dönmüşlerdi ve Chanyeol tekrardan yapışkan olmuştu.Fakat Baekhyun buna asla karşı çıkmıyordu.Aksine diğeri hala hassas bir durumda olduğundan Chanyeola daha nazik davranıyordu.

Baekhyun her zaman genç olanın yanında olmak istediğini söylediğinde bunu gerçekten kastetmişti.Chanyeolun hazır olduğuna emin olduktan sonra,elinden geldiği kadar Chanyeole başka üniversiteler bulmasında yardım etmişti.Hem internetten hemde broşürlerden çok fazla bilgi toplamıştı.Yanlış bir adım atmamaları için Chanyeola rehber öğretmene gitmesi için eşlik bile etmişti.

Chanyeolun Chung-Anga girme dileğinden vazgeçtiğini söylemek yanlış olurdu,en azından tamamen vazgeçmemişti.Fakat erkek arkadaşı yavaş yavaş acı gerçeği kabul etmesinde ona çok yardım ediyordu.Baekhyun onu hiçbir şeye zorlamıyordu.Her zaman Chanyeola durmadan iyi olup olmadığını soruyordu,ve Chanyeol bunun için ona minnettardı.Kesinlikle Baekhyunu dünyalara değişmezdi.

Basketbol mucizesinden sonraki gün,evet,Chanyeol buna olay değilde mucize diyordu;Chanyeol tam bir korkak olup,ondan kaçtığı için erkek arkadaşından özür dilemişti.Ve Chanyeolunda daha önce dediği gibi,Baekhyun altın yürekliydi,bu yüzden diğeri yalnızca Chanyeolun elbetteki Baekhyunu yanağından öperek memnuniyetle kabul ettiği "Sakın bunu bir daha tekrarlama" ile yanıtlamıştı.

"Gelmiş geçmiş en iyi erkek arkadaş olduğunu biliyorsun,değil mi?"

"Ne?" Okulun çatıkatında geçirdikleri tüm öğlen arası boyunca okuduğu bir deste üniversite broşüründen başını kaldırdı.

Chanyeol avuç içi çenesine dayalı bir şekilde Baekhyuna baktı,sevgiyle ona gülümsedi.

"Senin gelmiş geçmiş en iyi erkek arkadaş olduğunu söyledim."

Baekhyun kıkıradı."Bana bunu bin kere söyledin."

"Çünkü öylesin."

"Biliyorum." Baekhyun yaramazca söyledi."Şimdi bana sırnaşmayı kes,hadi buna odaklanalım."

Chanyeol Baekhyun okumasını kastederek ona broşürlerden birini uzattığında iç çekti.

"Bu nasıl?" diye sordu Chanyeol.

"Bay Heechul bana bunu önerdi.Donhgyuk Üniversitesininde gerçekten iyi müzik branşlarının olduğunu söyledi.Ve bunu okuduktan sonra,evet,bunun çok iyi olduğunu düşündüm."

The Fortune-Teller Said That You're My Future HusbandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin