Ruh parçam (girlxgirl)

Manolya-İzmir turu

Mutfaktan çıktığımızda karşıda atları görünce  çok heyecanlandım çünkü en sevdiğim hayvanların başında at geliyordu sonrasında havuz  alanı ve garajı gezdik motorunu gördüğümde çok beğendim, burada her şey çok güzeldi. Ve ben gördüğüm her şeyi sevmeme rağmen ne at bilebiliyordum ne yüzebiliyordum ne de motor sürebiliyordum. Mavi bana hepsinde yardımcı olabileceğini söyledi. Her şeyin başında at binebilecek olmam çok hoşuma gitti ve çok heyecanlandım. Motorun yanında bana gezmek isteyip istemediğimi sorduğunda içim merakla doldu İzmir bilmediğim bir şehir ve motor üstünde olmak güzel olabilirdi kabul ettim. Mavi geldiğinden dolabımda ki kahverengi ceketinde elinde olduğunu gördüm o ise elbette ki siyah ceketiyle motoru çalıştırdı bir kadın olmasına karşın oldukça karizmatik görünüyordu taktığı yuvarlak gözlükleri ile değişik bir havası vardı. Arkasına bindim güzel bir selesi vardı ve ayak koyma yeri ile güvende hissettim. Ona sarılmamı istedi işte ben oraya kadar her şeyi düşünmüştüm. Ona sarılarak mı gidecektim . Ben kimseyle yakın temasta bulunmayı sevmezdim, kimseye o kadar yakın hissedemedim bu güne kadar.

-İstersen arkadan ki tutma  yerinden de tutabilirsin ama sarılman daha iyi olur tabi dedi. Bunu sırıtarak söylemişti yine. Nedenini hareket ettiğimizde anladım. Neden gülüyordu. İnadımdan  Demirlerden tutacağımı söyledim.

Motor çalıştı ve ben araziden çıkmadan ona sarılmış vaziyetteydim. Sarılırken güldüğünü gördüm, dalga geçer bir ses tonu ile çabuk geçti inadın dedi. İçimden geçen zaman geçsin inat nasıl olur sana göstereceğim mavi dedim. Sanki ne yapabilecektim.

Sıcak havanın  yavaş gitmemiz ve ondan gelen parfüm kokusu ile kendimi iyi hissediyordum sahil kıyısından ilerliyorduk, çok sıkı tutmamaya çalışıyordum mümkün oldukça ceketinden tutuyordum, yarım saat gezdikten sonra bir kafenin önünde durduk, mavi motora binmeden birilerini aramıştı. İnmeme yardım etti. Mekan sahil kenarında oldukça şık bir yerdi. Elbette bu kadar zengin bir kızın benim gittiğim orta sınıf mekanlara gidecek hali yoktu değil mi.

Kalabalık bir masaya gittiğimizde önceden bir bilgilendirilme yapıldığını her ortamda karşılaştığım yavru kedi bakışları ile fark ettim. Beni belimden destekleyip o yöne doğru ilerleyeceğimizi belirten hafif bir dokunuşta bulundu. Masada iki erkek üç kız vardı. Önce beni tanıttı. Daha sonra sırayla isimlerini söyledi. Masa dediğime bakmayın burası geniş deri koltuklardan oluşan önünde şık bir masa olan geniş bir oturma alanıydı  Masanın sol tarafında uç kısımda oturan kaan , yanında burak vardı onların devamında ise  isimlerinin funda , pelin ve yasemin olduğunu öğrendiğim kızlar vardı. Kaan ve burak bizi görünce ayağa kalktılar nazik bir şekilde bize yol verdiler ve ben önce geçtim mavi arkamdan gelip yanıma oturdu, kaan'ın  burakla  yer değiştirdiği gözümden kaçmadı tabi. Burak en uzakta kalmanın sıkıntısıyla şımarıkça ofladı.

Eğlenceli bir ortamları vardı ve gördüğüm kadarıyla hepsi maviye oldukça ilgili davranıyorlardı birbirlerini seven bir arkadaş grubu olduğunu görünce hüzünlendim çünkü buraya gelirken tüm çevremi geride bıraktım buna en yakın arkadaşım  demette dahil.  Her şeyin ortasında kalıp onunda eskisi gibi konuşamamak beni üzüyordu ,hastanede yanımda oldukça fazla zaman geçirdi ama sonlara doğru gelmemeye başladı okulla ilgili olduğunu söylediği sınav ve çalışma programı olduğunu söylemişti. Bu beni üzse de insanları kendi açılarından değerlendirmeyi biliyordum ve anlamaya çalıştım sonrasında  geçen zamanda yine konuşmaya başladık. O benim her şeyi anlattığım dert ortağımdı. Masada onlar konuşurken mende demete mesaj attım onunla mesajlaştım bir süre. Bana beni çok özlediğini ve eski zamanlarımızın gözünde tüttüğünü söyledi .Eski zamanlar ne kadar yakındaydı oysa bu kadar kısa zamanda nasıl her şey alt üst olmuştu gözlerim dolmuştu yine , özellikle böyle herkesin güldüğü bir ortamda bu neden olmuştu yine yüzümün kızarmasına engel olamadım, Allahtan mavi gibi  beyaz tenli değildim.