ÖLÜ KENT -1- VE -2-

ilmelistan द्वारा

1.9M 53.4K 3.3K

Ben Efnan Zahredar. Kendimi ailemin biricik kızı, okulumun örnek öğrencisi, dostlarımın sığınağı sanırken yaş... अधिक

ÖN SÖZ
TANITIM
• t a n ı t ı m •
• B ö l ü m 1 •
• B ö l ü m 2 •
• B ö l ü m 3 •
• B ö l ü m 4 •
• B ö l ü m 5 •
• B ö l ü m 6 •
• B ö l ü m 7 •
• B ö l ü m 8 •
• B ö l ü m 9 •
• B ö l ü m 10 •
• B ö l ü m 12 •
• B ö l ü m 13 •
• B ö l ü m 14 •
• B ö l ü m 15 •
• B ö l ü m 16 •
• B ö l ü m 17 •
• B ö l ü m 18 •
• B ö l ü m 19 •
• B ö l ü m 20 •
• B ö l ü m 21 •
• B ö l ü m 22 •
• B ö l ü m 23 •
• B ö l ü m 24 •
• B ö l ü m 25 •
• B ö l ü m 26 •
• B ö l ü m 27 •
• B ö l ü m 28 •
• B ö l ü m 29 •
• B ö l ü m 30 •
• B ö l ü m 31 •
• B ö l ü m 32 •
• B ö l ü m 33 •
• B ö l ü m 34 •
• B ö l ü m 35 •
• B ö l ü m 36 •
Eskişehir
💦 ÇEKİLİŞ 💦
Antalya-Ankara-İzmir BULUŞMA
DUYURU
BİR ANI
YENİ KAPAKLARIMIZ
DUYURU
KİTAP KAMPANYASI (Yayınevi Açıldı)
YAYINEVİ AÇILDI

• B ö l ü m 11 •

40.8K 1.2K 82
ilmelistan द्वारा

Hellö 💦

Zaman bir şekilde akıp geçiyordu. Evime geleli 2 hafta olmuştu. Oktar, ilk hafta ortalıkta gözükmemişti. Bu hafta da pek fazla görememiştim. Simay ile birlikte dışarı çıkıyorlardı ama yoktu. Ondan kaçacak delik aramamak işime gelse de hâlâ aklımı kurcalamıyor değildi.

Ceketi hâlâ dolabımda duruyordu. Aklımdansa bir erkekle uyuduğum gerçeği çıkmıyordu. Simay'a ne zaman baksam hatalı bir çocuk gibi başımı önüme eğip alt dudağımın titremesini engellemeye çalışır gibi hissediyordum. Garipti işte. Ama sesini çıkarmayan Oktar'a bazen minnet duymuyor değildim. Bazen de aklım almıyordu. Simay'ı aldattığını anlamamak için kör olmak gerekirdi. Ne Simay ondan ayrılıyordu ne de Oktar onu bırakıyor...

Simay'ı gitgide çözebilmiştim. Oktar'dan ayrılmama sebebi güçtü. Orası net. Ama güç insanı neden bu kadar etkilerdi hâlâ anlam veremiyordum. Ne de olsa her insan kendince bir yere sahipti. Simay'ı bu okulda bile güzel yerlere koymaya çalışan çok insan vardı ama o en zirveyi gözüne dikmiş bir kadındı. Oktar'ın gücünün kendisine verdiği ayrıcalıktan hoşlanıyordu. Okulda ya da başka bir yerde eğer Oktar'ın yanında olduğunu bilen insanlar varsa ona özel muamele yapıp sanki Hanım Ağa gibi davranıyorlardı.

Oktar'dan birçok insanın haberi vardı orası kesin. Simay ne zaman bir olayı anlatsa büyük insanların bile Oktar'a saygıyla baktığını belirtmişti. Hatta bu hafta okula geldiği bir ara velisi gelen öğrenci ailesini müdürün odasına götürürken adam Oktar'ı görmüş ve elini sıkmış birkaç konu konuşmuşlardı.

Artık onun herkesçe bilinen bir iş adamı olduğu gerçekti. Belki kötü olduğunu biliyorlardı belki de bilmiyorlardı. Ama bilenlerin de bunu bilmezlikten geldiği bir gerçekti. Nedense kimse ona bulaşmak istemiyordu. O ortam aklıma gelince ise başımı salladım ve kendime güldüm. Kim öyle bir adama bulaşmak isterdi ki?

"Hâlâ ders mi çalışıyorsun?"

Gelen sesin kime ait olduğunu bilen bedenimin verdiği tepki ile istemsiz derin bir nefes aldım. Başımı kaldırıp bakmak istemiyordum. Ama orada olduğu kesindi.

Ortalıkta gözükmeyen adam sonunda benimle konuşmaya yeltenmişti. Bunun olmasını istemiyordum ama içimdeki bu duygu sanki konuşmasını istiyormuş gibiydi. Gizli bir hissiyat olduğu gerçek. Bense bu yanımdan utanıyor gibiydim.

Başımı kaldırdım ve ona baktım. Okulun bahçesinde her zamanki bankımda oturuyordum. Ama bu sefer kitap okumak yerine matematik notlarımı düzene çekiyordum.

"Evet. Birilerinin ders çalışması lazım." dedim ve geri önüme dönüp nerede kaldığımı kontrol etmeye çalıştım ama Oktar çoktan yanıma oturmuş beni izliyordu bile.

Basketbol sahalarının olduğu yerdeydik. Burada insanların bizi görebileceğini sanmıyordum ama yine de içimde bir tedirginlik vardı. İnsanlar, en yakın arkadaşımın sevgilisi diye normal düşünebilirlerdi ama Simay'ın benim hakkımdaki düşüncelerinin değişmesinden korkuyordum.

"O kadar zengin bir aileye sahipsin ama bu kadar çalışman... Hayret ettiriyorsun." dedi.

Banka ters oturmuştu. Masaya dirseklerini koyup yaslanmıştı ve bu sayede yüzümü daha rahat görebiliyordu. Kalemimi yavaşça defterimin üzerine bırakıp ona baktım. Dudaklarımda istemsiz bir gülümseme belirmişti.

"Zahredar soyadına layık olmak için okul notlarının herkesten iyi olması gerek." diye kısa bir açıklama yaptım. Ama içimdeki o yine ortaya çıkan çığlık, daha fazla şeyin barındığının habercisiydi.

"Garipmiş. Ben senin yerinde olsam, doğuştan gelen zenginliğimle hayatımı yaşardım. Böyle oturup derslerle 17 yaşını heba etmek..." dediğinde adeta yaşımla dalga geçercesine bir simaya girişmişti.

"18 yaşımda elime geçeceklerden sonra, evet. Hayatımı yaşayacağım." dedim ve başımı sallayıp önüme geri döndüm ve notlarıma baktım. Beni geriyordu. Normal bir insanla bu konuşmaları yapabilirdim ama Oktar'ın gözlerindeki o şeytani ışık ruhumdan bir parça çekiyor gibiydi. Kokusu ise beni deli ediyordu. Anlamıyordum. Burnuma gelen o koku, hem tanıdık hem de bir o kadar uzak gibiydi. Neydi bu bir fikrim yok ama bana bu koku hatırlamak istemediğim anılarımı hatırlatıyordu.

"18 yaşında ne olacak? Club'a falan mı girebileceksin?" dediğinde dalga geçtiği barizdi. Onun dalga geçmesi bana diğer insanların dalga geçmesinden daha fazla dokunuyordu.

"18 yaş günümde bir aile geleneği gerçekleştirilip Zahredar mal varlıklarının hepsi üzerime geçirilecek."

İşte şimdi dikkatini çekmeye başlamışım gibi bana bakıyordu.

"Tek çocuksun değil mi?"

"Evet." dedim önüme dönüp içime dolup taşan o kara buluttan kimseye fark ettirmeden kurtulmaya çalışırken. Gözlerim dolmuştu. Ama saçlarım sayesinde bunu göremiyordu. Sakindim. Neden olmayayım ki?

"E o zaman yine derslere çalışmana gerek yok?"

"Hayır var." dedim konunun değişmesine sevinirken.

"Ailemde eğer çok çocuklu olursan en akıllısı başa geçer. Ama bir kız bir erkek varsa, erkek önceliklidir. Soyadını devam ettirebileceği için." dediğimde dudaklarımı yaladım ve sakinleşmeye başladım. Oktar ise bir şeyin farkında değilmiş gibiydi. Ama o sırada yanağımda hissettiğim parmaklarıyla birlikte saçlarımı geriye doğru iteklediğini fark ettim. Yanaklarımdan sıyırıp giden parmakları saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırıp beni daha rahat bir şekilde görebilir olmuştu.

"Doğru ya. Sizin gibi köklü ailelerin garip, yersiz kuralları vardır." dediğinde ona kızmam gerekirdi ama hak vermeden edemedim.

O sırada birkaç hışırtı oldu. İkimiz de başımızı çevirip gelene baktığımızda onu gördük. Mert çekingen bir şekilde yanımıza gelmiş bana bakıyordu. Oktar'dan okuldaki erkeklerin hepsi çekinirdi. Oktar'ın onlara iyi davranmadığı bir gerçekti.

"Şey... Gidiyor muyuz?" dediğinde kolumdaki saate baktım. Okul çıkış saati gelmişti.

"Ah! Zamanın nasıl geçtiğinin farkında değilim. Evet. Bir dakika izin ver. Hazırlanıp geliyorum." dediğimde Mert başını onaylar anlamda salladı ve arkasını dönüp geri gitmeye başladı. Omuzlarının rahatladığını gösteren gerginliğini fark etmemek için kör olmak gerekirdi. İstemsiz dudaklarımda bir gülümseme oluştu.

"Nereye gidiyorsunuz?"

Meraklı bir Oktar, garip...

"Dondurma yemeğe gideceğiz. Sen de gelmek ister misin?"

O son sözü neden söyledim bilmiyorum. Kendime de şaşırdım ama bir an düşünmeden edemedim. Onu kimsenin bir yere davet etmediğine emindim. En azından bu okul ortamında... Belki iyiliğim dokunur diye sorduğum soruyu onaylayacağını da sanmıyordum. Oktar ve dondurma... Komikti.

"Dondurma mı? Gerçekten büyüyememişsiniz." dedi ve gülüp benim toparlanmamı izledi.

"Sen fazla yaşlısın." dedim ve ona bakıp tek kaşımı kaldırdım.

Oktar'la sohbet ederken böyle rahat olmamı anlamıyordum. Gerginliğim nereye gitmişti, ondan haberim yok. Ama bana bakıp konuşurken eski korkunçluğu gözler önünde değildi.

"Dedi daha hastaneye bile velisiz gidemeyen çocuk."

Şaşkınlıkla ona baktım.

"Bu ağırdı."

Dudaklarını yukarı kıvırdı ve göz kırptı. O an karnımda yeniden o düğümler oluştu. Benimle flört ediyordu. Bundan rahatsız olan bedenim ise tepkisini çoktan verir olmuştu.

Acele ile toparlanmamı hızlandırdım. Çantamı omuzuma alıp ona baktığımda kalkıp beni izliyordu.

"O çocuk kim?"

Kim kim? diye düşünmeden edemedim bir an. Sonrasında Mert'i sorduğu aklıma geldi.

"Mert." dedim ne demek istediğini anlamamış gibi.

"Adını sormuyorum. Neden dondurma yemeye gidiyorsunuz?"

"Geçen gün ona tarih notlarımı verdim. Karşılığında birlikte dondurma yemeye gitmeyi teklif etti."

"Neden dondurma?" dedi yüzünde iğrenir bir ifade ile. Anlaşılan Mert'in bu yaklaşımı ona çocuksu gelmişti.

"Ben dondurmayı çok severim. Bunu sınıftaki herkes bilir. O da ödül olarak bunu teklif etti."

Ona açıklama yaptığımı yeni fark etmiştim. Oktar ise bozuntuya vermeden beni dinliyordu.

"Çocuk olduğunu bir kez daha kanıtladın." dedi ve derin bir nefes alıp,

"İyi o zaman gidelim bakalım." dedi.

Bense anlamayan bir şekilde ona baktım. Birlikte sahalardan ayrılan merdivenlerden iniyorduk.

"Geliyor musun?"

"Sen geliyorsun." dedi etrafına kaşlarını çatmış korkunç bakışlarını yollarken. Herhalde bu bakışları etrafına atmak doğasında vardı bilmiyorum. Az önce bana gayet normal bakarken etrafına korku salmayı seviyor gibi gözüküyordu.

"Anlamadım."

"O arkadaşına gelemeyeceğini söyle." dedi ve gözlerinin bu sefer istikameti bendeydi. Evet, korkunç gözlerin esiri olmamda sakınca görmüyor gibiydi.

"Nedenmiş?"

"Üf be güzelim. Ne uzattın. Biz gidiyoruz. O çocukla uğraşamam." dedi ve otoparka doğru ilerledi.

İtiraz etmek için dudaklarımı araladım. Benimle böyle samimi konuşmasına ve direktifler yağdırmasına son vermek istiyordum ama sonrasında iki haftadır onunla konuşacak olacağım gerçeği aklıma gelince bir an itiraz etmeye tereddüt ettim.

Simay duysa yanlış anlayabilirdi eminim. Ama bu sefer gizli iş yapmaya girişmesi gereken kişi bendim. Oktar'la ortak bir paydada buluşmamız gerekiyordu.

Yazar: İlayda Melis Okurgan

Youtube: Mel Okurgan
Instagram: ilmelistan
Twitter: ilmelistan

YARDIMCI HESAPLARI

Wattpad: melis_hikayeleri
Instagram: melseytanlari
Facebook: melis hikayeleri

पढ़ना जारी रखें

आपको ये भी पसंदे आएँगी

CENNET KENT +18 MEL द्वारा

कल्पित विज्ञान

3.1M 19.2K 14
"Bacaklarını biraz daha aralaman gerek." dedi o içimdeki kıvılcımın oluşmasına neden olan bir ses tonuyla. İstediğini yaptım ve bacaklarımı iki yana...
YUVA _twclr द्वारा

किशोर उपन्यास

694K 34.2K 49
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
BEYAZ (+18) MEL द्वारा

किशोर उपन्यास

2M 107K 47
Beyaza bulanmış bir kadının en çekici hâli Nefesi ateş Ruhu kor bir kül tanesi olan o adam...
owari no seraph whatsapp 🎸 द्वारा

हास्य-विनोद

7.2K 415 11
boş yapıyoz aq. sende gel tam olalım