Gitme | Kirishima × OC

De alkimbooks

410 75 81

Çürüyüp gitmeden, son nefesimi koymadan önce son bir kez gözlerimin içine bak ve gülümse. Sadece gülümse, çün... Mai multe

Giriş × Hastane Odası
Bölüm 1 × Günlük
Bölüm 2 × Günlüğe Geri Dönüş
Bölüm 3 × Kederin Başlangıcı
Bölüm 4 × Mutlu Son
Bölüm 5 × Kıskançlık

Bölüm 6 × Dökülen Saçlar

32 9 0
De alkimbooks

Nefes almak insanı hayata bağlayan en büyük fonksiyondur. Pekala, ya nefes alamasaydık?

Muhtemelen evrimsel süreçte nefes alan canlılar yerine farklı bir şekilde hayatta kalmayı başaran canlılar olarak evrilir, şu ankinden farklı olarak bir hayat sürmek gereksinimi duyardık.

Fakat ben, hasta olan ben onu, Eijirou'yu görmeden, onun yüzü gülerken görmeden yaşayabileceğimi sanmıyorum. Hayata, benim aksime, güçlü kollara sarılan, umut dolu yakut gözlerle geleceğe bakan, hiç düşünmeden sevdiği kişiler için canını oraya koyan Eijirou'yu görmeden yaşayamam, nefes alamam. İşte bu da benim nefes alma yöntemim.

2016 / 09 / 03

Bu kokuşmuş defter... Bir ceset misali çürümeye yüz tutmuş kapağın koyu kırmızı kaplaması, bir çiçek edasıyla ağır ağır hayata sararıp solan narin kağıt yaprakları, zaman su misali akıp giderken deftere ilişmiş kurşun kalemimin tazelenmeyen not düştükleri... Hayatımdan eksilen dakikalara eşlik eder gibi dağılmaya yüz tutmuş bu defter, bana güç veren yegane iki şeyden biriydi artık.

Diğeri de Kirishima bok kafası.

Eijirou'nun yüzünden hiç düşürmediği, hiç yılmadan, usanmadan parlayan ay gibi beyaz ve su gibi berrak gülümsemesi de bana güç veren ikinci şeydi.

Fakat güç bulmakta zorlanıyorum artık.

Siyah saçlarım tel tel dökülüyor, her bir gün temizlemek zorunda kaldığım ufak saç yumakları yastığımın üzerinde birikiyor. Bir de Eijirou'ya boktan saçlı derdik ama şimdi onun o kırmızı dik saçlarını kıskanır oldum.

UA'ye girmek için zor bela oluşturduğum kaslarım eriyor, bir bardağı bile zor zaptedecek noktaya geliyorum. Eijirou'yu alt etmek için zamanında o kadar çalışmanın karşılığı su gibi akıp gitti.

Benim için değerli olan nefes almak bile işkence haline geliyor, ciğerlerime havayı dolduramamaktan dert yanıyorum. Yataktan çıkmaya bile tenezzül etmiyorum artık.

Fakat bugün doktor günü...

Duşa girsem hiç de fena olmaz.



Yorucu süren bir güne rağmen bugün cidden kendimi diğer günlere göre daha zinde ve mutlu hissediyordum. Belki de Eijirou'nun, ben okuldan ayrılmak zorunda kaldıktan sonra ilk defa evime benim ziyaretime gelmesi buna ufak bir neden gösterilebilir. Ama hayır, içtiğim ilaçlara ve aldığım diğer tedavilere şükredeceğime bir nankör gibi aşkın kara kollarına kendimi bırakmayı ve helak olmayı tercih ederim. Sonuçta sevdiğini uzunca bir aradan sonra gördüğünde, onun teni kendi tenine değdiğinde, sıcaklığı sıcaklığında karıştığında, eli dökülen saçlarımın arasına girip yavaşça okşadığında, nefesi nefesimle bütün olduğunda kim bu kadar mutlu ve huzurlu olmaz ki, ölüm döşeğinde olsa bile?

Elini çektiğinde kalın ve küt parmakları arasında biriken, cansız görünen uzun siyah saç tellerime baktı.

Ve öptü.

Evet, o unutacak belki ancak bütün bahsettiğim tüm bu iç yeşerten ve bu sükunu vücuduma bağışlayan durumları sevdiğim kişi kendi rızasında ve canı gönülden isteyerek yaptı. O benim için gururunu çoktan kenara bırakıp gönlüne kulak vermişti.

-içten içe bunu ben istemiş, dua etmiş olabilirim-

Hayır, sevgili değiliz. Aramızda her ne yaşanmış olsa da, yine de utanç ve korkudan tüm bunlar bir sonuca bağlanmadan kendimi geri çekerek sonlandırdım. Oysa o benim için gururunu çoktan bir kenara bırakmış ve gönlüne kulak vermişti.

Kendimi sayısız defa uyarmama karşın onun karşısında ayakta duramamış ve kendimi yatağıma gizlerken sadece defolması için ufak serzenişlerde bulunmuştum. Yetmedi, birkaç da nefretvari hakaretler ve söylemler, ağza alınmayacak ithamlar zikretmiştim.

Alışık olduğunu düşünmüştüm oysaki, kalbini kıracağımı nereden bilebilirdim ki öte yandan. Onun da narin ve kırılmaya her an hazır duygusal bir yüreğe sahip olduğunu nasıl unutabilmiştim ki?

Ben belki de tanımış olduğu en kötü arkadaşım. Sevdiğim insanı bile mutlu edemeyen ve yaşamayı hiçbir zaman hak etmemiş lanet olası bir bok parçasıyım.

Ölmeliyim. Onun gözünde bir değerim kalmayana kadar ölmeliyim. Yaşadığım müddetçe ona sürekli bu şekilde acı çektireceksem ölmeliyim.

YORULDUM YAŞAMAKTAN!



Artık Kirishima ve sevdiğim - sevmediğim tüm insanlar hastalığımı biliyorlardı. Her ne kadar büyük oranda bir çaba göstersem ve kendimi sürekli olarak insanlardan belli bir mesafede uzak bıraksam da hiçbir şekilde öğrenmelerine mâni olmadı. Aslında birinci kişilerce tarafından duydukları için gerçekliğini süratle kabul etmemeleri işten bile değildi. Okuldan ayrılacağım gün, Katsuki ile olan son kavgam cereyan etmişti. Artık burama kadar gelmiş ve içimdekileri, düşündüklerimi, yaşadıklarımı, kısaca her şeyimi nefret diliyle kusarak itiraf etmiştim.

Ama...

Ama benim hakkımda düşündükleri ve son sözleri içime bir öküzün oturmasına neden oldu.

"Madem öleceksin, kahraman olarak öl. Eğer ölümden korksaydık kimse kahraman olmaya gelmezdi bu okula seni sokuk."

Oysa ben bunları duymaya hazır değildim, hayalini kurduğum ve seçtiğim bu mesleğin en can alıcı noktasından vurulmayı beklemiyordum. Aptaldım, tam anlamıyla aptalın tekiydim ve o fazlasıyla sikik herifin tekiydi. Ama haklı.

TAMAMEN HAKLI!

Sonra bayılmışım, pek anımsamıyorum. Sadece gözlerimi bir saniyeliğine hastanede açtığımı ve başımda kırmızı saçlara sahip birinin dikildiğini biliyorum. Eijirou'dan başkası olmasına ihtimal vermiyorum.

Lakin, şu an tek bildiğim şey onu da ve kendimi de olabildiğince aptal bir şekilde kırıp parçalara ayıran ben bu işleri düzeltemeyecek kadar bok beyinli olmamdı.

Yine de tüm hayatını benim gibi ölüme koşan biri için zehir zemberek ermesinden bin kat daha makbuldür. Ben öldükten sonra da hayatın aynı rutine devam edeceğini çok net biliyorum oysa, lakin o narin kalbinin bir yerlerinde büyüyen bu çürük onun da kendi sonunu hazırlamasına sebebiyet vereceğinden adım gibi eminim.



Ne güzel, NE GÜZEL!

Akşamın bu saatinde aldığım mesaj beni koşa koşa onun evine gitmeme sebebiyet veriyor olması yok olan bedenimi neden diriltmeyi mümkün kılıyor ki?

"Bu öğlen yaşanan her şey için çok üzgünüm dostum. Sadece yanlış fikirlere kapıldım ve seni arkadaşlık kalıbının dışına taşımaya çalıştım. Benden ölesiye nefret ediyorsun sanırım, fakat yine de düşüncelerimi bir korkak misali saklamak kimseye yarar sağlamaz, ayrıca erkekliğe hiç sığmaz.

Sadece seni sevdiğim, seni gerçekten sevdiğimi bil ve beni terk etme.

Özür dilerim... "

Bu kalp zayıf düşerse hayata, bütün bu dünyadan bileceğim suçu.

Ya neden, neden, neden, NEDEN?! Bırak öleyim, öleyim ve ikimiz de kurtulalım artık bu eziyetten!

Madem beni seviyorsun, yaşamamı bu kadar istiyorsun yanımdan ayrılma ve yanında kal. Yanımda kal ki iyi olmak için ufak bir güç kırıntısı, yaşamak için minik bir hayal zerreciği bulayım. Böylece seni sevebileyim.

Artık evden çıkmalıyım ve geri mesaj yazsam iyi olacak bu mal kendine zarar vermeden.

Ha bu arada söylemeyi unutmayayım.

Eijirou...

Gitme!

Sadece gülümse.

愛してるよ!

***

952 kelime

Continuă lectura

O să-ți placă și

16.8K 1K 32
Jungkook; Dolabımın şifresini değiştirip üstüne bir de içini prezervatiflerle dolduran orospu çocuğu sendin değil mi? Jungkook hoşlandığı kıza çok ya...
211K 8.6K 38
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
172K 18K 31
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
35.4K 1.9K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...