Zombiler İstanbul'da

Von KorkuyuBeklerken

2M 73K 8K

Zombiler İstanbul'da... Birbirinden ilginç karakterleri ve yüksek temposu ile bir zombi romanından çok daha f... Mehr

Zombiler İstanbul'da
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70
Bölüm 71
Bölüm 72
Bölüm 73
Bölüm 74
Bölüm 75
Bölüm 76
Bölüm 77
Bölüm 78
Bölüm 79
Bölüm 80
Bölüm 81
Bölüm 82
Bölüm 83
Bölüm 84
Bölüm 85
Bölüm 86
Bölüm 87
Bölüm 88
Bölüm 89
Bölüm 90
Bölüm 91
Bölüm 92
Bölüm 93
Bölüm 94
Bölüm 95
Bölüm 96
Bölüm 97
Bölüm 98
Bölüm 99
Bölüm 100
Kısa bir ara
Bölüm 101
Bölüm 102
Bölüm 103
Bölüm 104
Bölüm 105
Bölüm 106
Bölüm 107
Bölüm 108
Bölüm 109
Bölüm 110
Bölüm 111
Bölüm 112
Bölüm 113
Bölüm 114
Bölüm 115
Bölüm 116
Beyin Fırtınası
Bölüm 117
Bölüm 118
Bölüm 119
Bölüm 120
Bölüm 121
Bölüm 122
Bölüm 123
Bölüm 124
Bölüm 125
Bölüm 126
Bölüm 127
Bölüm 128 - Kötülüğün Yükselişi
Bölüm 129
FİNAL
Bonus Bölüm 1
Bonus Bölüm 2
Bonus Bölüm 3
2. kitap hakkında
ZOMBİLER İSTANBUL'DA II- 1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
Kitap Tanıtımı
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
Yeni bölüm hakkında
20. Bölüm

17. Bölüm

6.1K 240 139
Von KorkuyuBeklerken


- Ne diyorsun lan sen?

- Ne dediğimi gayet iyi anladın. Hadi çocuklar şu iki arkadaşı yolcu edelim. Sonra da kızları alıp gideriz.

Gruptan üç kişi silahlarını Cüneyt ve Nazım'a doğrultmuş üzerlerine geliyorlardı. Kızlar durumu anlamış ve kendilerini vurmayacaklarını bildikleri için Cüneyt ve Nazım'ın önüne siper olmuşlardı. Aralarında çok kısa bir mesafe kalmıştı ki yukarıdan bir yerden ard arda kurşun sesleri gelmeye başlamıştı. Her şey göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleştirmiş ve Cüneyt, Elif, Nazım ve Berrak dörtlüsü gözlerini açtıklarında kendilerine saldıran altı kişinin yerde cansız attıklarını görmüşlerdi. Kafalarını kurşunların geldiği tarafa kaldırdıklarında konsolosluğun duvarının üstünde üç tane keskin nişancının olduğunu görmüşlerdi. Bu sırada konsolosluğun kapısı açılmış ve içerden çıkan bembeyaz saçları ve sakalları olan bir adam onlara "Gel" işareti yapmaya başlamıştı. Olanlar karşısında büyük bir şaşkınlık yaşayan dörtlü hipnoz olmuşçasına adama doğru yürümeye başlamışlardı. Onlar içeri girdikten sonra kapı yine kapanmıştı.

- İyi misiniz?

- Şey, sanırım iyiyiz.

Yaralanmamışlardı ama hepsi çok korkmuştu. Özellikle Berrak küçük bir şok geçiriyordu. Elif onun yanına gidip kendine gelmesi için hafif bir tokat atmıştı. Berrak yavaş yavaş kendine gelirken Cüneyt kendilerini içeri alan adamla konuşmasını sürdürmüştü. Adam aksanlı bir Türkçe konuşuyordu.

- Hayatımızı size borçluyuz.

- Haklısın Cüneyt hayatımızı onlara borçluyuz ama kapıyı biraz daha erken açmış olsalardı bunların hiçbirini yaşamazdık.

- Sakin ol Elif.

- Hanımefendi doğru söylüyor eğer sizi daha erken içeri alsaydık bunlar yaşanmazdı. Ama siz de bizim bugüne kadar başımıza gelenleri bilemezsiniz. Yardım etmek istediğimiz çok insan oldu ama onlara yardım etmenin karşılığında acı bedeller ödedik. Sizlerin de niyetini bilmeden kapıyı açamazdık. Ama o adamların sizi öldüreceğini anladığımızda hemen harekete geçtik.

- Siz de haklısınız.

- Neyse olan oldu, sonuçta kurtuldunuz. Şimdi içeri geçin de biraz bir şeyler atıştırın. Çok aç olduğunuz her halinizden anlaşılıyor.

- Çok sağ olun. Bu arada siz kimsiniz?

- Ben İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosu George Blacksmith, tabi artık bu ünvanın pek bir değeri kalmadı. Şimdi gelin bakalım.

Cüneyt, Elif, Nazım ve Berrak oldukça şaşkın ama umutlu bir şekilde konsolosu takip etmeye başlamışlardı. Bahçe uzun süredir bakımsız kalmasına rağmen hala ihtişamını koruyordu. Bahçede biraz yürüdükten sonra binaya girmişlerdi. Binanın içi gerçekten çok güzeldi. Etrafta insanlar rahatça dolaşıyordu. Çok zor zamanlar geçiren dörtlü bu ortamı görünce büyük bir rahatlama duymuşlardı. Bu sırada yanlarına koşarak birisi gelmiş ve George ile konuşmaya başlamıştı.

- Geliyorlar.

- Ne diyorsun Feridun? Kimler geliyor?

- Haşim'in adamları binayı sarmış. Bu sefer çok kalabalıklar.

- Sakin ol Feridun, daha önce de saldırmışlardı ama onları içeri sokmamayı başardık. Herkes yerini alsın. Onları yine püskürteceğiz.

- Ama efendim, bu sefer durum farklı.

- Neymiş farklı olan?

- İçeri zombileri atıyorlar.

- O da ne demek?

- Duvarın üstünden bahçeye zombileri atıyorlar, ve hiç de sonu gelecekmiş gibi gözükmüyor.

- Hemen gidelim.

Uzun zamandan beri konsolosluk binasını ele geçirmeye çalışan Haşim ve Çetesi bu sefer farklı bir strateji deniyordu. İçeri zombileri atarak George ve adamlarının hem dikkatini dağıtmak hem de cephanelerini tüketmeyi amaçlıyorlardı. George hemen bahçeye çıkıp duruma bakmıştı. Yüksek duvardan içeri hiç durmaksızın zombiler atılıyordu. Adamalar bu zombilerle ilgilenirken bahçenin uzak köşesindeki duvardan Haşim'in adamları içeri sızıyorlardı.

- Bunu dikkatimizi dağıtmak için yapıyorlar, başka bir noktadan kendileri de içeri girmeye çalışıyor olmalı. İki kişi ayarla da gidip kontrol etsinler. Ayrıca adamlara söyle cephaneyi dikkatli harcasınlar.

- Peki efendim.

Feridun giderken Cüneyt ve Elif'in de içini bir koku kaplamıştı. Bu işin sonunun nereye varacağını kestirmeye çalışıyorlardı. Kendilerine yardım eden George ve adamlarına yardım mı etmeli yoksa bir an evvel buradan kaçıp kendilerine sığınacak başka bir er mi bulmalıydılar. Tam akıllarından bunlar geçerken kendilerinden birkaç adım önde duran George'un kafasına isabet eden kurşun George'un kafasından büyükçe bir delikle kanlar içinde yere yığılmasına neden olmuştu. Bir anlık dalgınlık sonucu keskin nişancıları düşünmeyen George'un sonu feci olmuştu. Cüneyt ve Elif bu işin sonunun kötüye gideceğini anlamıştı. Önce birbirlerine bakmış sonra Nazım ve Berrak'a dönmüşlerdi.

- Hadi çocuklar, burası karışacak bir an evvel kaçalım.

Hızla binaya girdikleri güvenlik kapısına doğru koşmaya başlamışlardı. Her an George ile aynı kaderi paylaşabilirlerdi. Bu korkuyla her an kusacakmış gibi hissederek kapıya ulaşmışlardı.

- Umalım da dışarıda kimse olmasın.

- Saldırı arka taraftan yapılıyor. Burada en azından şimdilik kimse olmayabilir. Yine de önce şu güvenlik kulesine çıkıp dışarı bakarsak daha iyi olur.

- İyi fikir, ben hemen bakıp geleyim.

Cüneyt hızla güvenlik kulesine tırmanmış ve dikkatli bir şekilde dışarıya bakmıştı. Kapının önünde biraz önce kendilerine saldıranların cesetleri vardı. Ama bir tehlike gözükmüyordu. Üstelik motorları da hala orada kendilerini bekliyordu. Cüneyt hızla aşağı inmişti.

- Hadi çabuk olalım. Şimdilik dışarıda kimse yok ama her an gelebilirler.

Hemen güvenlik kulübesinin içine girmişler ve oradaki kapıyı açıp dışarı çıkmışlardı. Cüneyt ve Elif bir motora Nazım ve Berrak diğer motora binmiş ve hemen saldırının geldiği yönün tersi istikametine doğru gitmeye başlamışlardı. Onlar yüz metre kadar ilerledikten sonra yolun yukarısından onların dışarı çıktığı yere kalabalık bir grup gelmişti. Dördü de tam zamanından kaçtıklarına şükredip yollarına devam etmişlerdi. Bir an evvel nereye gideceklerine karar vermeleri gerekiyordu.


Weiterlesen

Das wird dir gefallen

126K 3.2K 100
Okuyacağınız işkence yöntemleri kanınızı donduracak, belki de okumayı bırakmak zorunda kalacaksınız. İşte tarihin karanlık yüzünü gözler önüne seren...
24.5K 1K 30
☠Onlar katil. Artık insan olmadıklarına dair yemin ettiler, diye söylentiler var; bu yüzden dikkatli ol, aptalı oynamak canını kurtarmayacak. ☠İstekl...
JASPER Von itsmybloood

Übernatürliches

206K 20.1K 42
Benim için son adımı attığımda artık çıkış yoktu. Yakalamıştı beni.. Hapsolduğum bir çift siyah göz artık doğrudan bana bakıyordu. - Ne istiyorsun be...
denek 1 Von ▽rett▽

Übernatürliches

50.1K 825 7
denek serisi ~boy --- "Emin misin? Geri dönüşü olmayabilir." "Eminim. O paraya ihtiyacım var...