Solcu Aşk +18

Von bittimidayi

754K 17.4K 3.4K

"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkun... Mehr

1. Bölüm <Başlangıç>
2. Bölüm <Tuğrul>
3. Bölüm <Ödül Töreni>
4. Bölüm <Birliktelik>
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
Ev dizaynı.
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm

15. Bölüm

14.2K 334 34
Von bittimidayi

Gözlerim kaymaya başlamıştı, son yudumu aldım. "Bir daha."

"Çok içmedin mi? Ayakta duramıyorsun."

"Doldur." dediğimde doldurmaya başladı.

Verdiği bardağı dikip bitirdim, tam bir daha istemek için konuşacakken kafam masaya yattı.

Birden kollarımda hissettiğim el ise kendimi birinin kollarında bulmam bir oldu.

Çantamı alıp koluna taktı ve yürümeye başladı.

"Bu koku..." deyip elimi saçlarına daldırdım, "Bu saçlar..."

Koltuğa yerleştirdikten sonra kendi de bindi ve sürmeye başladı.

"Ben seni sürekli böyle barlardan mı toplayacağım. Bir oldu iki oldu bu kaç Eftal?"

"Aktan sence bu kadar yetmedi mi? Lütfen artık yeter."

"Sen böyle devam ettiğin sürece senden daha çok uzaklaşacağım anladın mı?"

"Aktan... Yalvarırım yeter artık..."

"Yarın iznin bitiyor biliyorsun değil mi? Eğer ki yarın şirkete gelmezsen kovacağım seni."

"3 gün oldu, bak yapamıyorum, yemin ederim olmuyor, uyuyamıyorum kime baksam aklıma sen geliyorsun yapamıyorum..." dediğimde cevap vermedi.

Eve gidene kadar ikimizde konuşmamıştık.

Geldiğimizde çantamdan anahtarımı çıkarıp eline aldı ve arabadan indi, beni tekrar kucağına aldı. Yukarı çıktıktan sonra kapıyı açtı ve içeri girdik, "Şu evin hâline bak." deyip kafasını salladı ve beni odama götürdü.

"Aktan..."

"Ne var?"

"Korkuyorum, gitme, lütfen."

"Hadi uyu."

"Uyuduğumda da gitme."

"Burdayım." deyip koltuğa oturdu. Gidecekti gece...

Gözlerimi kapatmamla uykuya dalmıştım.

-

Uyandığımda gözlerimi açmamla Aktan'ın beni izleyen gözleriyle karşılaştım.

"Geç kalma." deyip odadan çıktı ve gitti.

Uyanıp kendime gelmek için kahve içtim ve ilaç yutup hazırlandım.

Madem yalvarmamla olmuyordu, başka bir şekilde yaklaşacaktım ona.

Çünkü hâlâ beni seviyordu ve bana kıyamıyordu.

Makyajımı yaptıktan sonra evden çıktım, taksiyle şirkete gittiğimde asansöre giderken Aktan'ın asansörün önünde beklediğini gördüm.

Yanına ilerlediğimde bana döndü, yutkunduğunu fark ettiğimde gülümsedim, asansör açılınca benim geçmemi bekleyince elimle içeriyi gösterdim. Girdiğinde bende arkasından girdim.

Kata bastıktan sonra asansöre yaslandı, arkamdan beni izlediğine emindim.

Asansör başka bir katta durdu.

5 kişilerdi.

"Diğer asansör çalışmıyor mu?" Aktan'ın söylediği ile kızlardan biri konuştu.

"Hayır Aktan bey çalışmıyor, tamiri yapılacakmış." deyip bindiler.

Geriye doğru bir adım daha attığımda Aktan'a yapışacaktım neredeyse.

Derin bir nefes aldığında önümde ki adam bana döndü.

Kata gelince ikimizde çıktık, ben masama geçerken o da odasına girdi.

Hızlıca mailleri kontrol edip plan hazırladım, Aktan'ın odasına girdikten sonra kapıyı kapattım.

"Saat 2 de bir toplantı var 3 görüşme var görüşmelerin biri 11 de diğeri 12 de diğeri ise 3 de."

"3 de ki kiminle?"

"Serhat bey ile."

"Tamam." dediğinde odadan çıktım.

Bir saat geçmeden asansörden bir kadın indi, altında etek üstünde de beyaz gömlek, gömleğin ilk 3 düğmesi açık, göğüsleri fırlayacakmış gibi duruyordu.

Aktan'ın odasına doğru gidiyordu, "Hanım efendi bakar mısınız?" dediğimde bana döndü.

"Aktan beyin asistanıyım." dediğimde gülümsedi ve karşıma geçti.

"Ceylan Pınar." dediğinde listeye baktım, "Maalesef."

"Randevum zaten yok, öyle görmeye gelmiştim."

"Görmeye?"

"Evet."

"Bir dakika." deyip Aktan'ın odasına girdim.

"Bi kadın geldi, seni görmeye gelmiş."

"Kim?"

"Ceylan diye biri."

"Tamam gelsin." dediğinde kaşlarımı çattım, kapıyı kapatıp kadına baktım.

"Buyrun." dediğimde kadın içeri girdi.

Derin bir nefes alıp masama geçtim, onlara bakarken kadın ona doğru yaklaşıyordu, Aktan direk bana baktığında ayağa kalktı, kadın sarılmak için elini kaldırırken Aktan elini sıktı ve koltuğu gösterdi. Kadın koltuğa geçtiğinde önüme döndüm.

Kimdi bu?

Konuşmaya başladıklarında kız gülüp duruyordu.

1 Saat boyunca konuşmuşlardı, kız o kadar samimi davranıyordu ki, Aktan'dan en ufak bir samimiyet görse atlayacaktı.

En sonunda çıktığında bana gülümseyip gitti.

Aktan kapıdan bana bakıyordu.

"Ozan'ın eski sevgilisi."

"Ne?" deyip döndüm.

"Ozan hakkında konuşmaya gelmiş, ağzımdan laf almak için öyle samimi davranıyor."

"O yüzden mi sarılıyor?"

"Sarılmasına izin vermedim dikkat edersen."

"Ama kızda eski sevgilisinin en yakın arkadaşına sarılmaya çalışıyor, sence normal mi?"

"Bilmem normal mi? Mesela yıllardır görüşmeyen aralarındaki samimiyet bitmiş iki kişinin sarılması normal mi?" dediğinde ayağa kalktım.

İçeri girdiğimde o da girdi ve kapıyı kapattı, panjurları indirdiğinde yüzüne baktım.

"Sence benim bir kadın tam sarılacakken durdurmam mı normal yoksa senin elini beline koymasına bile izin vermen mi normal Eftal?"

"En azından o sarılmayı biliyor! Sana son sarılışımda bile kıpırdamadın! Geberseydim de gelmeseydim o eve!" deyip kapıya giderken kolumu tuttu.

"Eftal." kolumu çekip odadan çıktım ve tuvalete gittim, tezgaha yaslandıktan sonra göz yaşlarımı silmeye başladım.

Ne kadar çabalasam da yapamıyordum.

Resmen benden nefret ediyormuş gibi davranıyordu.

Canım yanıyor...

Beni görmezden geliyor ve artık dayanılacak gibi değil, gerçekten değil. Onsuz hiçbir şey yapamıyorum, evde dışarda işte hiçbir yerde bir şey yapamıyorum...

Ona o kadar alışmıştım ki...

-

Aktan

Öfkeyle kapıyı çarparak çıktım ve asansöre binip aşağı indim.

Arabaya bindikten sonra yarım saat içinde eve geldim. İçeri girdikten sonra yukarı çıkıp kıyafetlerimi giyindim ve tekrar aşağı indim, bir kat daha indikten sonra kilitli odayı açtım. Hâlâ aynı şekilde duruyordu.

Derin bir nefes aldım.

Şifreyi girmemle fanus içeri çekildi. Tekrar bir şifre daha girdim, kapı açılınca harekete geçtim.

Bahçeye çıktıktan sonra sürmeye başladım.

Bahçeden çıktıktan sonra benzini kontrol ettim ve sürmeye başladım.

Tam 6 yıl olmuştu, 6 yıldır dokunmamıştım bile.

Hızla sürmeye başladım, yol boştu.

En son sürdüğümde yaptığım kaza ile 2 yıl komada kalmıştım... 20 yaşında kaza yapmıştım. 22 Yaşındayken başlamıştı hayat.

Akşama kadar sürmüştüm, en sonunda bir bara gidip park ettim ve motordan indim.

İçeri girdikten sonra barmenin karşısına oturdum ve içmeye başladım.

-

Sarsılmamla kafamı salladım, "Bu kafayla bunu sürebilecek misin yakışıklı?" yanıma doğru gelen kıza baktım sonra motoruma.

Cevap vermeden bindim.

"Bende motorcuyum, istersen götürebilirim." dediğinde elimin tersiyle ittim ve geri geri gelip barın önünden çıktım.

Zorlanıyordum.

O günden sonra kendime asla güvenmemiştim motor konusunda...

Yavaş sürmeye çalışıyordum ama dengem bozuluyordu.

O eve gitmem imkansızdı.

Yolu değiştirip merkezde ki eve sürmeye başladım.

Ne kadar sürmüştü bilmiyorum ama sanki yıllar sürmüş gibiydi.

Gelebildiğimde park ettim ve indim, kaskı çıkarıp kola astım ve sallanarak zile bastım.

Kapı açıldı, Zeynep abla gözükmüyordu.

İçeri girip anahtarı yan tarafta ki komodine fırlattım.

"Zeynep abla, git sen."

"Ne bu hâl?" duyduğum sesle arkamı döndüm. "Sen böyle biri değildin?" nefes alıp verişim kesiliyordu.

Aktan...

Kendine gel...

Kimse yok.

Yok.

"Şu hâline bak."

Sakın inanma. Sakın. "Benim biricik oğlum böyle biri değildi..."

Yutkundum.

Arkamı döndüm.

"Senin sonunda baban ve ben gibi olacak, pardon, sizin sonunuz."

"Sus!" diye bağırdım ona dönerek.

Gerçek değil.

Gerçek değil...

"Benim oğlum hâlâ komada, çünkü komadan çıkan çocuğu tanımıyorum."

"Anne." deyip gözlerine baktım.

"Keşke hiç çıkmasaydın o komadan."

"Anne yapma."

"Benim oğlum benim için ağzına içki bile vurmazdı, yeminler etmişti bana. Ama şimdi, içki içip sallana sallana geliyor eve. Sende baban gibi olursun, o kıza acıyorum."

"Sus artık."

İnanma Aktan, inanma...

"Oğlum, aslanım." dediğinde son sesimle bağırdım.

"SUS!" deyip duvara yaslandım ve yere çöktüm.

"Aktan."

"Sus! Sus!"

"Aktan!"

"Git artık, git!"

"Aktan!" deyip kollarımda hissettiğim ellerle kafamı kaldırdım. Gördüğüm gözler bana korkuyla bakıyordu.

"Burdayım, burdayım." dediğinde ağlayarak kafamı önümde diz çökmüş bacaklarına bıraktım.

"Aktan noluyor..." deyip o da ağlamaya başladı. Kafamı kaldırdıktan sonra gözlerime baktı.

"Annen mi?" dediğimde kafasını salladı. "Tamam, kalk hadi." deyip ayağa kalktı.

Elimden tutarak kaldırdı.

"İlacın var mı?" dediğinde kafamı salladım, beni koltuğa götürüp yatırdı.

"Nerde?"

"Mutfak, 2. dolap." dediğimde gitti.

Hızla mutfapa gitti.

Geldiğinde elinde 2 ilaç vardı.

İkiside doğru ilaçlardı, içirdikten sonra elimi tuttu.

"Neden yapıyorsun? Madem böyle şeyler oluyor neden gidip içiyorsun? Yapma, kendine zarar verme..." deyip yanağımı öptü.

İlaç hemen etkisine almıştı.

Konuşamıyordum bile.

Birkaç saat boyunca sadece elimi tuttu, ikimizde konuşmadık...

-

Gözlerimi açtığımda başıma giren şiddetli ağrı ile ensemi okşadım, doğrulduğumda etrafa bakındım, her yerim sızlıyordu.

Dün gece olanlar yavaş yavaş aklıma gelirken yutkundum.

Eftal dün gece burdaydı.

Etrafa tekrar bakındım ama yoktu.

"Eftal." diye seslendim ama ses yoktu.

Üzerimdekiler dünkü kıyafetlerim değildi. Ayağa kalkıp mutfağa gittim.

"Aktan, nasılsın canım?"

"Eftal nerde Zeynep abla?"

"Eftal mi? Geldiğimde yoktu."

"Tamam, anladım, ben kahvaltı yapmam, kendine göre ayarla."

"Neden? Kahvaltı yapıp gitseydin."

"Yok hayır."

"Tamam sen bilirsin." dediğinde kapıyı kapattım. Telefonum çalmaya başlayınca sese doğru gittim.

"Efendim Ozan?"

"Nerdesin Aktan?"

"Evdeyim niye?"

"Hangi evdesin."

"Merkezde."

"Bak seni öldürürüm Aktan, olum sen manyak mısın!?"

"Ozan ne oluyor?"

"Dün gene içmişsin, lan Eftal olmasaydı geberseydin ne olacaktı!"

"Ozan, Eftal nerde?"

"Cehennemin dibinde!" deyip telefonu kapattı.

Derin bir nefes alıp yukarı çıktım ve duşa girdim.

Çıktıktan sonra saçımı kurulayıp üzerini giyindim ve aşağı indim, mutfağa girip ilaçlarımı içtim ve evden çıktım.

Motoru garaja sokup arabaya bindim ve şirkete sürdüm.

Telefonumu alıp Eftal'i aramaya başladım.

"Efendim?"

"Eftal nerdesin?"

"Şirketteyim, neden?"

"İn aşağı bir yere gitmemiz lazım."

"Nereye?"

"10 dakikaya ordayım."

"Şirketten görürler."

"Görsünler amına koyayım görsünler saklayacak bir şey mi kaldı! İn aşağı geliyorum." deyip kapattım ve telefonu yan koltuğa fırlattım. Direksiyona birkaç kez vurup hızla sürmeye başladım. Geldiğimde yoktu.

Telefonumu alıp tekrar aradım.

"Umut geldi de onunla konuşuyorum." dediğinde telefonu kapattım ve inip içeri girdim, günaydın diyenlere bakmadan asansöre bindim, yukarı çıktıktan sonra asansör durdu. İndiğimde Eftal yazılım departmanından Umut'la konuşuyordu. Daha çok Umut konuşuyordu.

Yanına doğru ilerledim ve Umut'a baktım. "Aktan bey." deyip ayağa kalktı, Eftal'e dönüp elimi uzattım.

Tutacaktı.

O beni seviyordu, bende onu seviyordum.

"Aktan?" dediğinde cevap vermedim, bize bakıyorlardı.

Elimi tutup ayağa kalktı ve çantasıyla telefonunu aldı. Elini bırakmadan asansöre ilerledim. Bindikten sonra kapı kapandı.

"Aktan napıyo-" cümlesini bitirmeden dudaklarına kapanıp duvara yasladım.

Karşılık vermeye başlayınca aşağı inene kadar çekilmemiştik, asansör açılınca el ele çıktık.

Herkes bize bakıyordu, benim umrumda değildi ama o utanıyordu.

Şirketten çıktıktan sonra yan koltuğun kapısına gittim ve kapıyı açtım, içeri girdiğinde elini bıraktım.

Kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna geçtim.

-

Yeni bölüm sonuu

Yorum ve Vote atmayı unutmayınss

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

20.9K 704 17
Şiddet içerir ~mafia~ Mafya ile bir genç kızın hikayesi
7.4M 331K 63
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...
3.2K 261 32
Geçmişim beni gölge gibi takip ederken önümde sadece iki seçenek vardı. Ya hiçbir şey yapmayıp kaçınılmaz sonumu bekleyecektim. Ya da kaçabildiğim ka...
23.6M 1.4M 78
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bi...