soyun..soyun soyun..
beynimin içinde yankılanıyordu.
ne demek soyun yaa
"sen ne diyorsun ya"
"soyun diyorum."
"ne demek soyun ya sana bu kadar basit mi geliyor herşey ne yapacaksın?
taciz mi edeceksin?? öldür daha iyi tamamı öldür de kurtulayım."
gözlerimden yaşlar bir bir akıyordu..
bedenim titriyordu.
gözlerinin içine bakıyordum.
gerçekten bunu yapacak mıydı..
"şşt"
diyerek yanıma geldi elini yüzüme değdirdi.
gözleri gözlerimin içine kitlenmişti.
baş parmağıyla gözlerimden akan yaşları silmeye yetişmeye çalışıyordu.
sonunda pes edip elini indirdi.
elini giydiğim uzun kolu pijamaya gitti...
üzerimden yavaşça sıyırdı.
gözlerini gözlerimden ayırmadı.
öylece duruyordum. sadece ağlıyordum.
altımıda bir eliyle sıyırdı.
ama gözleri sadece gözlerimdeydi.
bu onu daha da ruhsuz kılıyordu.
karşısında sadece siyah iç çamaşırlarımla kalmıştım.
ağlamam daha da şidetlendi.
hıçkırarak ağlıyordum.
yüzümü eğdim.
ciğerim çıkacaktı..
elbisesini indiriyordu..
basım eğik şekilde bunu görür görmez daha da.
şidetlendi ağlamam.
dizlerim titriyordu daha fazla dayanamadım.
yere düştüm.
ağlıyordum.
kafamı yavaşça kaldırdım.
baksırıyla duruyordu.
gözlerinin içine bakıp.
"yapma lütfen.."
diyip acınası şekilde tekrar ağlamaya başladım.
"kalk"
diyerek eğilip çenemden tutu kafamı kaldırdı.
"birşey yapmayacağım sana."
sorar gözlerle baktım.
beni kucaklayıp küvete koydu.
benim şuan yapabildiğim tek şey ağlamaktı..
ılık suyu açıp oda küvete girdi.
arkama yaslandı ve beni de göğsüne yasladı.
saçlarıma oynuyordu..
"bana ne yapacaksın?"
"birşey yapmayacağım"
"birakacaksın beni y-ani"
"ağlama yeter."
o böyle bağırdıkça daha da ağlamaya başladım.
"sana birşey yapmayacağım diyorum daha niye bebek gibi ağlıyorsun."
"beni bırak lütfen lütfen ya beni öldür yada bu eziyeti bitir."
"ne eziyetinden bahsediyorsun?
daha bir günu bile bitirmedik.
ha şuandan bahsediyorsan kızlar bu durumda olmak için can atıyorlar."
hala ağlamaya devam ediyordum ki.
son kelimlerini duyana kadar.
bi anda ayağa kalktım.
"Ama ben değilim tamamı.
ben ne sana ne de karşıda böyle iç çamaşırlarıyla banyo keyfi yapmaya meraklı değilim Canımı da bu iğrenç durumda olduğum için öldürmek istiyorum."
"otur şuraya"
"oturmuyorum bir yere çıkmak istiyorum ben"
"daha bitmedi?ben sana kalk dedim mi ?."
"gitmek istiyorum"
oda ayağa kalkıp küveten çıkıp .
duş kabinene girdi.
"gel"
"istemiyorum"
"sen bilirsin sabaha kadar burda kalırız"
yanına gittim.
ılık suyu açtı.
bedeninden uzak duruyordum bu yüzden duş başlığından sadece ona su geliyordu.
bana bakip belimden tutup bedenimi bedenine yasladı.
onu itmeye çalıştım
"rahat dur"
"niye böyle yapıyorsun"
"ne yapıyorum?"
"bunu işte neden istemediğim hala yapıyorsun?"
"sadece duş alıyoruz"
elini belimden çekip Hindistan cevizili şampuanı aldı avcuna sıkıp saçlarıma sürtmeye başladı.
eliyle bedenimi arkaya döndürdü ve bedenine yasladı
saçlarımı yıkıyordu.
hissediyordum..
bedenlerimiz birbirine yapmışmıştı.
tekrar yaş gözlerime doldu..
istemiyordum..
saçlarımı yıkadıktan sonra.
bedenimi tekrar ona döndürdu
avuçlarımı açtı şampuanı sıktı.
"saçlarımı yıka"
"istemiyorum"
"yıka"
ne desem ne yapsam da kurtulamaycağım.
ağlayarak saçlarını yıkmaya başladım.
boyu çok uzundu elerim yorulmuştu.
saçlarını iyicene şampuanladıktan sonra bıraktım.
sonra o devam etti saçlarını yıkadı.
duj jeli aldı eline.
duj jelini tam sıkacaktı ki.
"iğrençsin,acizsin pisliksin şerefsizsin."
ağlayarak yüzümü buzuşturarak yüzüne gözünün içine baka baka bitirmiştim cümlemi.
elindeki duj jelini duvara firtlatı.
fırlatmasıyla çığlık attım.
duj jeli patlamıştı.
bi anda suyu kapatıp elimden tutup banyodan çıkartı beni
merdivenlerden indiriyordu
düşecektim.
sırımsıklaktık,üşümüştum korkuyordum
iç çamaşırlayla öylece salona geldik.
bileğimi bıraktı ve mutfağın oraya gitti ne aldığını görmemiştim.
elinde anahtarla geldi.
bileğimden tekrar tutu hayvan gibi yürüyordu.
kapıyı acar açmaz bedenime vuran havayla irkildim.
göz yaşlarım birer birer akıyordu..
çıplak ayaklarla yürümek artık sürüklemeye yerini bırakmıştı.
düştüm. umurmayarak bedenimi kaldırdı ve sürüklemeye devam etti.
nereye gidiyorduk.
evin arkasına geldiğimizde bagaj benzeri bir yer vardı..
depo gibiydi.
bileğimden bırakıp
açtı ve tekrar gelip beni sürükledi
içerisi kapkaranlıktı..
"yapma! bırak beni BIRAK!!"
diyerek durmaya çalışıyordum.
beni içeri girdirmeyi başarmıştı
ışıkları açtı..
gözlerimin yuvarlağı içinden çıkmıştı..
Allah'ım..
her yer kandı..
burnuma dolan kanla migdem bulandı.
ceset vardı..hemde eli ayağı bir yerde..
duvarlar işkence aletleriyle doluydu.
ortada tavana asılmış ip..
sandalyeler.
ve eli ayağı bir yere saçılmış bir ceset..
"H-ay-r hay-ır.."
diyerek olduğum yerden direk arkamı dönüp çıktım depodan.
çıkmamla düşmem bir oldu..
basım dönüyordu..
her yerim çamura bulanmıştı.
yanıma gelmişti.
çıplak çamurlu ayaklarını görebiliyordum.
kolumdan tutuğu gibi sürükledi.
"lütfen yapma girmek istemiyorum bura-ya."
depoya tekrar girer girmez
cenin pozisyonunda ağlamaya başladım hıçkırarak.
"hay-ır hayır.."
ıslak saçlarım bedenime değiyordu
midem bulanıyordu..
kusacaktım..
kafamı kaldırıp boğazımdan gelen suyu boşaltım.
boğazım yanıyordu..
kafamı kaldırıp bana acımasıca bakan bedene baktım..
o sadecee bir ruh gibiydi..
psikopatı..anlam veremiyordum..
"Dem-ir... lütfen çıkar beni burdan korkuyorum."
"Sana BENİ SİNİRLENDİRME DEMİŞTİM!!!! seni uyarmama rağmen beni deli ediyorsun.
"tamam tamam lütfen çıkar beni burdan öyle konuşalım LÜTFEN korkuyorum demi-r korkuyorum..
bu ceset midemi bulandırıyor.."
"seninde sonun böyle olacak."
"tamam tamam yeterki beni bur-dan çıka-r lü-tfen.."