Capo dell'Amore | AlDan

De thvtune

34.8K 2.6K 1.7K

İşe başlayan genç Alican ve ilk görüşte etkilendiği patronu Danilo Zanna Mais

1
2
3
4
5
6
7 (+18)
8
9
10 (+18)
11
12
12(tekrar)
14
15 (+18)
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28(Final)

13

861 85 27
De thvtune

OY ATIN!

***

Sabah olmuştu.

Alican,koltukta uzanmış onu sıcak tutması için sweat giymiş üstüne de battaniye almıştı.

"Hapşuu!"

Elinde ki mendil ile burnunu sildiğinde defalarca sildiği burnu kızarmaya başlamıştı.

İtalyan adam,hazırladığı çorbayı tepsiye yerleştirmiş gencin yanına gelmişti.

Tepsiyi sephaya yerleştirdikten sonra oturdu.

Genç,yastığını dikleştirerek kendini doğrulttu.

İtalyan adam,kaşığı doldurup gencin ağzına götürdüğünde genç ağzını açıp çorbayı içti.

"Of ya ne güzel işe gelecektim bugün şansıma tüküreyim"

Dediğinde bol gelen sweatinin kolları ile oynayıp mızmızlanmaya başlamıştı.

"Restorant kaçmıyor ya,iyileştiğinde geleceksin sonuçta"

Tekrar kaşığı doldurup gence içirmişti.

"Hapşuu!"
"Çok yaşa"
"Sniff...sende"

*Sniff:burun çekme sesi
(Bana şey etmeyin googlede oyle yaziyodu)

Çorba bittikten sonra İtlayan adam,tepsiyi mutfağa götürüp geri geldi.

"Evde kalsam daha iyi olmaz mı?"
"Hayır tâbi ki,grip alt tarafı verem değilim ya...sen git işe"
"Ama aklım hep sende kalıcak"
"İyiyim ben beni dert etme...git artık geç kalacaksın"
"Tamam tamam gidiyorumm"

***
Danilo,çıkıp gittikten bir dakika kadar kısa bir zamandan sonra kapı çaldı.

Alican,Danilo'nun evde bir şey unutmuş olabileceğini düşünerek kapıyı açmaya gitti.

Kapıyı açtığında karşısında Danilo değilde,yine geçen gün ki babasını bulmuştu.

"Nihayet çıktı gitti sevgilin"

Genç çocuk,şaşkın şaşkın bakmayı bıraktıktan sonra konuştu.

"Neden tekrar geldin? Ne istiyorsun benden?"
"Ne istiyorum öyle mi?"

Genç çocuğa doğru adımlamaya başladığında,genç çocukta geri geri adım atmaya başladı.

"Bu siktiğimin İtalyanını bırakıp tekrar yalnız yaşamaya başlayacaksın,mutluluğu haketmiyorsun"
"Hayır bırakmayacığım"
"Senden nefret ediyorum ama ne yazık ki benim kanımı taşıyorsun orospu...benim kanımın dolaştığı bir bedenin sürtmesini istemiyorum."

İkiside adım atmayı bıraktığında genç çocuk,sinirli bir ses tonu ile konuşmaya başladı

"Ağzını topla önce!sen kim oluyorsun ki bana karşıyorsun ha,baba mısın lan sen?âdi şerefsiz...ulan bir gün bile babalık yaptığını gördüm mü ki sana baba diyeyim!"
"Ne diyorsun lan sen!"

Dedikten sonra hızla gencin üstüne gelip tek eli ile boğazını sıkı sıkı tutup duvara yaslamıştı.

Genç,elleri ile adamın elini çekiştirip kendini kurtarmaya başladı.

"Sen hak ettin mi ki sevgiyi ibne...bir de gelmiş benim babalığımı mı sorguluyorsun dönde kendine bak!"
"Bırak beni"
"O adamı bırakıp tekrar eski sefil hayatına döneceksin"
"Hayır b-bırakmıyacağım"

Gencin lafı üzerine sinirlenip,boğazını daha da sıkmaya başlamıştı.

"Mutlu olmayı haketmiyorsun.Bu sana son uyarım sana anladın mı beni?...eğer bırakmazsan yemin olsun ki bu evi siz içindeyken yakarım."

Dedikten sonra gencin boğazını bırakıp,vâr gücü ile iterek yere savurmuştu daha sonrasında ise kapıdan çıkıp gitmişti.

Genç çocuk yerde,elini boğazına götürmüş ağrıyan yerleri avuyor bir yandan ise nefesini düzene sokmaya çalışıyordu.

***
Danilo,eve geldiğinde genç bıraktığı zaman ki gibi koltukta battaniyeye sarılıydı.

Yanında ki koltuğa oturup konuşmaya başladı

"Daha iyi misin şimdi?"
"Bir şeyim yok,sadece burnum akıyor o kadar"
"Ben yemek hazırlayayım o zaman,sen dinlenmeye devam et"

Masaya oturup yemeye başladılar.

"Hâlâ halsiz hissediyorum,yemek istemiyorum...gidip uyuyacağım galiba"
"Emin misin?"
"Evet,uyumak iyi gelecektir"

Genç,ayaklanıp bir kaç esneme hareketi yapmaya başladı önce kollarını gevşettikten sonra kafasını geriye atarak boynunu çevirdi.

"Alican!"
"Efendim"

Masadan ayaklanıp,gencin yanına gidip bir elini omzuna diğer elini ise gencin boynuna götürdü.

"N'oldu boynuna"
"N'olmuş ki"

Bir iki adım atıp duvarda asılı olan boy aynasının karşısına geçip boynuna baktığında parmak izleri olduğunu gördü,elini boynuna götürdüğünde parmaklarını boynunda gezdirip izleri inceledi.

"Kim yaptı?"
"K-kimse yapmadı"
"Çocuk değilim ben Alican.Kendi kendine yapmış olacak değilsin herâlde"

Başını yere eğip sustu.Babası,boğazını sert kavradığı için elinin izi oluşmuştu gencin boynunda,eğer babasının yaptığını söyleseydi her şeyi anlatmak zorunda kalacaktı ve adamın bir şeyler yapmasından korkuyordu.

"Kim yaptı söyliyecek misin artık?"
"Babam."
"Ne?"

İtalyan adam,tekrar bu evde bu adamdan bahsedileceğini düşünmüyordu.

"Bu sabah yine geldi"
"Neden?niye tekrar geldi?"
"Endişelenicek bir şey yok"
"Ne demek endişelenicek bir şey yok boynunun halini görmüyor musun?"
"Görüyorum...gelip yine benden nefret ettiğini söyledi bende çıkıştım kavga ettik sadece sorun yok"
"O nu mahvedeceğim sana dokunmanın cezasını çekicek"
"Hiç bir şey yapmayacaksın!"

İtalyan adam,gördüğü bu çıkış ifadesi üzerine gence şaşkın bakışlar atmaya başlamıştı,evine kadar izinsin gelip sevdiği çocuğu dövücek ve hiç bir şey yapmayacaktı öyle mi?

"Hiç bir şey yapmıyacak mıyım?sana yaptıkları yanına kâr mı kalsın?"

Genç çocuk,adamın başını tehlikeye atmak istemiyordu bir suç işleme ihitmalini göz önünde bulunduruyordu,o na karşı çıkmak zorundaydı.

Bir şeyler söyleyip onu vazgeçirmeliydi.

"Ne olursa olsun o benim babam.Ona bir şey olsun istemem"

Ne saçmalıyordu tanrı aşkına.Kendi söylediklerine kendi kulağı bile inanmıyordu,şu an dünya üzerinde en çok nefret ettiği adamı koruyordu.Bir ara söylediği sözler yüzünden midesi bulanmış bile olabilir di.

İtalyan adam,duyduklarına bir anlam veremiyordu.

O adamı bunca yaptıklarına rağmen seviyor muydu?

"Alican sen iyi misin?"
"Evet,onu sevmiyor olmam babam olduğu gerçeğini değiştirmiyor.Bir şey yapmanı istemiyorum sadece"

Evet,şu an gerçekten midesi bulanıyordu.

"Peki."

Dedi İtalyan adam,mimiksiz suratı ile.

Genç çocuk,karşısında ki adamı kırdığının farkındaydı derin bir nefes alıp bıkkınlıkla geri verip konuşmaya başladı

"Uyuyalım mı artık?"
"Sen uyu ben sonra geleceğim"

Hâlâ aynı suratsız ifadesi ile cevap verdi adam.

Tahmin ettiğinden daha fazla
kırmıştı.O'nun iyiliği için yapıyordu bunları.

***
Sabah olduğunda genç delikanlı,yatakta doğrulup esnedi.

Başını yan tarafa çevirdiğinde adamı göremedi.

Belki de erken uyandı ve kahvaltı hazırlıyor diye düşünüp mutfağa gitti.

Mutfakta kimse yoktu.

Masada,tabak ta kahvaltısı hazırdı ama hazırlayan kişi etrafta görünmüyordu.

Danilo'yu,aramak için odaya geri gidip telefonu alacaktı ki adamdan,bir mesaj almıştı.

"Kahvaltını hazırladım,işe başlıyacaksın bugün"

Delikanlı,mesajı okuduktan sonra,anlamıştı ki İtalyan adam aslında dün hiç yanına gelip uyumamıştı bile.Onunla konuşmak istemiyordu ki mesaj atmıştı işe başlamasını haber vermek için.

Alican,adamın kalbini bu kadar kırdığının farkında değildi.

O'nu üzmekten nefret ediyordu,ve şu an sevgilisinin kalbini kırdığı için o da çok üzgündü

Kahvaltısını ettikten sonra üzerini değişip motoruna atlayıp yoluna sürdü.

Uzun süredir motora binmemişti özlemişti binmeyi.

İş yerine vardığında,mutfağa gitmeden önce Danilo'nun odasına uğradı.

Kapıyı çalmadan içeriye girdiğinde Danilo,bilgisayar başındaydı kısa süreli kafasını kaldırıp gelene bakınca tekrar önüne döndü

"Geldin mi sonunda?"

Dedi bıkkın bir ses tonu ile.

"Gelmese miydim?"
"Kovulmak istiyorsan gelme tâbi."

Başını hiç gence çevirmeden bilgisayar ile ilgilenerek konuşmaya devam ediyordu.

Genç,adamın bu halleri kendini daha kötü hissetmesini sağlıyordu.

Duygulandığı için sesi titremeye başlamıştı,dokunsan ağlayacak kıvamdaydı

"Peki,başlıyorum ben o zaman çalışmaya"
"Kolay gelsin"

Genç kapıdan çıkıp gittikten sonra,İtalyan adam,başını bilgisayardan çevirip giden gencin arkasından bakıp bıkkınca derin bir nefes verdikten sonra tekrar işine devam etti.

Delikanlı,mutfağa gittiğinde uzun zamandır görmediği arkadaşları ile hasret gidermeye başlamıştı.

Küçük bir sohbetten sonra yemek yapmaya koyuldular.

Alican,dikkatini yemeğe vermeye çalışıyordu fakat yapamıyordu,âklı hâlâ sevgilisindeydi mesafeli olmak psikoljik açıdan zayıf düşürmüştü bir kaç saat içinde.

Yine dalıp gittiği sırada tavada unuttuğu sebzeleri yanmaya başlamıştı.

Sefa durumu farkettiğinde gence seslendi

"Alican sebzelerin yanıyor!"

Genç,Sefa'nın uyarısı ile kendine gelmiş ani panik ile çıplak elini yanan tavaya atmış o şekilde almaya çalışmıştı.

Eli yanan tavaya değdiğinde büyük bir acı ile inleyip tezgaha fırlatmış yanan elini bir kaç kez sallayıp hava yaratmaya çalışmıştı,yere diz çöküp diğer eli tutmaya başlamıştı.

Barış,şaka ile karışık konuşmaya başladı
"Bide bayıl istersen Feriha"
Dediğinde Sefa ile birbirlerine dönüp gülmüşlerdi.

Alican'dan,ağladığına dâir bir hıçkırık sesi yükseldiğinde herkes merakla gence dönmüştü.

Alican,yerde yanan elini tutmuş ağlıyordu.

Eli yandığı için ağlıyordu ama eli yandığı için değil di.

Dünden beri içinde tuttuğu hüzünü bu vesile ile dışarı atmıştı.

Sevgilisini üzdüğü için ağlıyordu.

Kıvanç,eğilip genç ile konuşmaya başladı

"Alican,n'oldu?elin yandığı için ağlamıyorsun heralde değil mi?"

Genç,başını sallayıp Kıvanç'ı doğrulamıştı.

Barbaros,Barışa kaş göz yaparak Danilo'yu çağrmasını işaret etmişti

Barış anladığından hemen mutfaktan çıkıp Danilo'nun odasına gidip kapıyı çalmadan içeriye daldı.

"Yavaş ol Barış,ne bu acele?"
"Şef'im Alican"

İtalyan adam,duyduğu isim ile ayaklanmıştı

"Alican mı?"
"Evet şefim,ağlıyor...gelin lütfen"

Danilo,hızlıca odadan çıkıp mutfağa gitti.

Mutfağa geldiğinde genç,hâlâ yerde diz çökmüş pozisyondaydı Kıvanç'ta,yanına eğilmiş elini gencin omzuna koymuş moral vermeye çalışıyordu.

Danilo,gencin yanına gelip o'nu ayaklandırdı.

Genç,sevgilisine sarılıp ağlamaya sevgilisinin omzunda devam etti.

"N'oldu burda?"

Dediğinde,Barbaros konuşmaya başladı

"Şef'im yanan tavayı çıplak eli ile aldı o yüzden ağlıyor sandık sonrasın da,Kıvanç bu yüzden ağladığını mı sorduğun da hayır dedi,onu üzücek bir şeyler olmuş olmalı tava bahane gibi"

Danilo,gencin ne için ağladığını az çok tahmin etmişti,başıyla anladığına dair bir işaret verdiğinde genci,odasına götürdü.

Karşısında ki sandalyeye onu oturtuktan sonra o da sandalyeye oturup gencin ellerini tuttu.

"İyi misin sevgilim?"
"Değilim."
"Ne oldu anlatıcak mısın?"
"Sen,bana böyle davranman üzüyor beni"
"Beni de anla yavrum,sen de beni üzdün"
"Biliyorum...özür dilerim"
"Özür dilemene gerek yok...anlayabiliyor musun şu an beni?"
"Evet"

İtalyan adam,derin bir nefes alıp verdikten sonra konuştu.

"Bir şey istiyor musun?"
"Eve gitmek istiyorum."
"Tamam,önlüğünü çıkar da gidelim hadi güzelim"

Dün ki mevzuyu konuşmak istiyordu ama şu an sırası değildi.Genç bu hâlde iken konuşmak o'nu daha kötü edicekti.

İtalyan adamın arabasına binip evlerine gittiler.

-----------------------☆-⁠☆-⁠☆------------------------

Evet biliyorum bölüm az saçma oldu ama böyle yazmak zorundaydım.

Uykusuzluktan yazamıyorum ekstra saçma oldu.Kesin bir sürü yazım hatası vardır🦧🦧

OY ATIN!

Şuraya bir şey yazmak istiyorum,benim ficimden birisi alıntı yapıyor isim verip rencide etmek istemiyorum ama resmen aynı fikirleri yazmış,eğer okuyorsa ficimi sadece okusun o'na hitâfen yazayım şöyle.

Bir sonra ki bölüm için kurgum hazır daha hızlı yazıp paylaşıcam🙃🤠

Continue lendo

Você também vai gostar

2.2K 132 6
- Vegas, Pete'i fark etmişti fakat bu hiçbir şey ifade etmiyordu. - Kurgunun yeniden yazılmış halidir. (orijinal kurgu ao3/raelle)
192K 16.5K 57
O oğlan benim olana kadar durmayacağım. © Hikayenin tüm hakları @KnightLights 'a aittir. Thank you for your permission!
150K 10.4K 51
Bilinmeyen: Keşke beni de o ok kılıfını sevdiğin kadar sevseydin.
137K 11.7K 30
Louis sürekli rüyasında gördüğü eşiyle tanışmak için can atıyor. alpha!harry | omega!louis