𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktür...

ihtimallerdahilinde tarafından

424K 22.6K 4.7K

Galatasaraya ömrünü adamış Asel, sevdiği futbolcu Kerem Aktürkoğlunu savunmak için Twitter da bir thread seri... Daha Fazla

𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
Özel Bölüm 1
Özel Bölüm 2
Özel Bölüm 3
Özel Bölüm 4

40. Bölüm

6K 389 143
ihtimallerdahilinde tarafından

"UEFA"

***

Gün yerini geceye, umutsuzluk umuda, keder sevince bırakırdı. Beklentiler içerisine girer, hayatımız boyunca girdiğimiz tüm savaşları kazanmayı düşünürdük. Kazanmakla birlikte mağlubiyetler almakta vardı ve asıl galibiyet mağlubiyetlerle dolu bir yolun sonunda gelirdi.

Önümüzde kurulan platformda sahne alan Kenan Doğulu az önce inmiş, platformun geri kalanı kurulmaya başlanmıştı. Arka planda çalan marşlar ve ekranda verilen sezonun gollerini izliyor, arada sırada sunucunun konuşmalarını dinliyorduk.

Keremin attığı gollerde sanki izlememişim gibi heyecanlanıyor, gol atamayacak hissine kapılıyordum ama sonu filelerle bitiyordu.

"Ne Beşiktaş, ne Fener ne de Trabzon; bu sene sensin şampiyon!"

Güney tribünden yükselen marş bize ulaşırken bizim tribünden de marşa eşlik sesleri gelmişti. Yakılan meşaleler ortamı sisle doldurmuş, yine de tüm bunlar ortamı daha da güzelleştirmişti. Açılan flaşlar ile ortalık cehennem ve cennetin ortasıyken herkes bu güzel anın bir parçası olmak için marşlara katılıyordu.

Maçın bitmesine yakın gelen Elif koluma dokunurken bakışlarım ona döndü. İşlerinden dolayı anca gelebilmişti. Zaten şampiyon olduğumuz için maçı önemsememiş, kutlamalara katılmak istemişti.

"Ne zaman çıkıyorlar?"

Sorusu ile bakışlarım sahaya dönerken videonun bittiği, platformun ise tamamlandığını görmüştüm. "Birazdan çıkarlar herhalde." diye tahminimi söylediğimde Elif başını sallamıştı.

İkimiz de birbirimizden destek alarak zıplarken yanımızdaki insanlar da tanımadıkları insanlardan destek alıyorlardı. Az önce birbirini hiç tanımayan iki kişinin sarılarak marşları söylediğini görmüştüm ve bu gece gördüğüm en güzel ikinci görüntüye adaydı. İlki ise Keremin elinde kupayla olduğu an olacaktı şüphesiz.

Sunucu yavaş yavaş teknik heyeti sayarken beklediğimiz o anın gelmesiyle dikkatimi sahaya verdim. Çıkan her isim ile Keremin çıkacağı anda yaklaşıyordu. Teknik heyet hızlı bir şekilde bitmiş, genç oyuncuları da sırasıyla çağırmışlardı.

Dursun Özbek her birisine madalya takarken kısa süre sonra onlar da platformda yerlerini almıştı. Sunucu as kadroya geldiğinde ise heyecanla yerimde kıpırdandım.

Çağırılmaya Leo Dubois ile başlandığında Keremin çıkışının ne zaman olacağını kestirmeye çalışıyordum. Alkışlarla gelen Dubois bayrağıyla çıkmış, yine alkışlarla madalyasını almıştı.

Bunu takip eden diğer oyuncu Torreira olurken çalan şarkı ile kendimi durduramadan gülmüştüm.

"Devrimin paylaştığı şarkı değil miydi bu?" Elifin kulağına eğilerek söylediğim şeyle Elif beni onaylarken Torreiraya üzülmeden edememiştim. Devrim Özkan; kesinlikle yatacak yerin yoktu.

Torreiranın ardından anons edilen diğer isim Midtsjo olurken eşinin doğum yapması sebebiyle burada olamadığı anons edilmişti. Onun arkasından çağırılan Mertens ise oğlu Ciro ile sahneye çıkmıştı.

"Ciro Ali Koçtan daha fazla şampiyonluk gördü şaka mıdır bu?" Elifin gülerek söyledikleri benim de kahkaha atmamı sağlarken bakışlarımı sahadan ayırmamıştım. Mertens kameralara poz vermiş, hemen ardından Ciroyla beraber sahneye çıkmıştı. Kendisine takılacak olan madalyayı Ciroya takarken kenara geçmiş, arkasından ise Yunus anons edilmişti.

Yunus sahneye Galatasaray marşı ile çıkarken Elifle birbirimize bakıp yeniden kahkaha atmıştık. Galatasaray marşı ile çıkmaktan daha kolayı yoktu ve şarkı bulamayanlar için bu en kolay seçenekti. O da madalyasını alıp kenara geçerken bu sefer anons edilen isim Emreydi.

Emre Ahmet Çalık formasıyla çıkarken stadda yankılanan şarkı çoğumuzun duygulanmasını sağlamıştı. Bu vefaydı, belki de daha fazlasını barındırıyordu ama en keskin hissedilen duygu özlemdi. Şarkının nakarat kısmı yaklaşırken şarkının sesi kısılmış, biz devam ettirmiştik.

"Yerine sevemem..."

İnsanlar gider, geride yaşanan güzel anıları hatırlamaktan başka bir şey kalmazdı. Bu yüzden ne olursa olsun anı yaşamalı, birisi ile günlerce küs kalmamalıydık. Çünkü biz fark etmesekte hayat kısaydı ve geriye alıp seçimlerimizi değiştirme şansımız olmuyordu.

Emre madalyasını alıp yerine geçerken sunucu diğer ismi anons etmeye devam etti. Az önceki ortamın değişirken yine de herkesin içinde bir burukluk kaldığını anlamak zor değildi. "İtalyanın altın çocuğu geliyor!"

Sunucunun söylediği isimle Elif kolumu sıkı sıkı tutarken bu haline gülümsedim. Zaniolo Galatasaraya transfer olduğundan beri ona karşı bir ilgisi olduğunu seziyordum ama bunu henüz bana dile getirmemişti. O dile getirmeden bende getirmek istemiyordum, ne zaman hazır hissediyorsa o zaman söyleyebilirdi.

Zaniolo alkışlar eşliğinde çıkarken Elif büyülenmiş gözlerle onu izliyor, gözlerini bir saniye olsun kırpmıyordu. Yakınında olmasam nefes alışverişinden bile şüphe duyardım. Eline telefon verilmiş çocuk gibi odağını Zaniolodan ayırmıyordu.

Berkanın anons edilmesiyle Elifte kendine gelmiş, kolumu tutmayı bırakmıştı. Yine de odağını Zaniolodan ayırmamıştı. İsimler sayılmaya devam ediyor, sayılan her isimde Keremin olmayışıyla omuzlarım çöküyordu.

Kaanı ve Nelssonu da geride bırakırken sahneye bu sefer oğullarıyla Rashica çıkmıştı. Bu görüntü ister istemez hayaller kurmamı sağlarken nabzım hızlanmıştı. Hayali bile nabzımı hızlandırmaya yetiyorken gerçeği kim bilir neler hissettirirdi... Silkelendim. Düşüncelerimden ayrılıp yeniden sahaya döndüğümde Rashisca platformun üzerindeydi. Yerini alması ile gözüm yeniden tünele kaymıştı.

Oliveira'nın ismini duymamla arka planda çalmaya başlayan şarkı birkaç gündür duyduğumuz Freed from desire'dan başkası değildi. Şarkı Fenerbahçeye aitti ama o kadar üzerine çökmüştük ki hiçbir Allahın kulu bu şarkıya Galatasarayın değil diyemezdi.

İsimler değişiyor, yavaş yavaş sona yaklaşıyorduk. Keremin çıkmasını bekliyor, çıkacağı şarkının ne olacağı konusunda kendimce fikirler üretiyordum. Bunun üzerine birkaç kez onunla konuşmayı denemiştim ama Kerem sürpriz olmasını istediğini söylemişti. Bende fazla ısrar edememiştim çünkü zamanım da kalmamıştı.

Gomis Aleyna ve çocukları ile çıkarken 2018 yılına gitmişti zihnim. O yaz her yerde duyduğum bu şarkıyı burada dinlemek ve futbolcumuza söylemek bambaşkaydı. Gomis madalyasını alıp yerine geçerken sahneyi biraz daha görebilmek için ayak uçlarımda yükseldim. Sunucu büyük bir coşkuyla anonsa başlarken gelecek ismin kim olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Ve şimdi karşınızda genç kaptanımız; golleri, müthiş asistleri, sahada koyduğu mücadelesi ile Galatasarayın sihirbazı Kerem Aktürkoğlu!"

Birkaç saniyelik duraksamanın ardından sunucu yeniden devam ederken büyük bir heyecanla sahayı izliyordum. O an gelmişti.

"7 numara; AKTÜRKOĞLU..."

"Kerem!"

Bağırarak söylediğim isimle beraber boğazımın acıdığını hissediyor, yine de yaşadığım anla bunu görmezden geliyordum. Bu isim aylardır sesimden değil kalbimden de çıkmıyordu ve ben sadece onun başarısını değil, sevgimi de haykırıyordum.

Arka planda çalmaya başlayan Uefa müziği ile büyük bir şok yaşarken onca tahminimin yanlış çıkışını izliyordum. Yunus gibi onun da Galatasaray marşlarından birisiyle çıkacağını düşünmüştüm ama şu an arenada yankılanan şarkı hiçkimsenin aklına gelmezdi.

"Kaptanım benim be! Uefa müziği ile çıkıyor hedefe bak!" Arkamda duyduğum ses kendime gelmemi sağlarken gözümü tünelden çıkan Kereme diktim. Önünde Reyyan ile ilerlerken gülümsüyor, taraftarı selamlıyordu. Arkasını dönmesi ile yüzümdeki gülümseme daha da artarken nefesimi tutmuş onu izliyordum. Yeniden önüne döndüğümde kameralara poz vermiş, Reyyanı ise kenarı annesinin yanına göndermişti. Onlarla aynı ortamda olmak gerilmemi sağlarken bakışlarımı sahaya çevirdim. Bunu sonra düşünürdüm.

Kerem sahnede yerini alırken herkesle selamlaşıyor, çocukları yanaklarından öpüyordu. Dursun Özbek'in taktığı madalyon boynunda yerini alırken Okan hoca ile de selamlaşmış, takım arkadaşlarının yanına geçmişti. Bu anı belki de sezon boyunca hayal etmiştim fakat hayali yaşamaktan kat be kat daha güzeldi.

Keremin ardından anons edilen isim İcardi olurken ben bakışlarımı Keremden alamıyor, gözlerimi bir saniye bile ondan çekmek istemiyordum. Bir saniyeliğine bakışlarımı ondan çeksem gerçek değilmiş gibi gelecekti. Oradaydı, platformun üstünde; boynunda madalyonu ile kupayı kaldırmayı bekliyordu.
Arada sırada saçlarını düzeltiyor, yüzündeki büyük gülümseme ile etrafa bakınıyordu.

"İnsan yalnız doğar da, yalnız ölmezmiş naber?
Bizden uzak olsun keder..."

Keremin yüzündeki gülümseme daha da büyürken bakışları tribün tarafına kaymış, yeniden etrafta gezinmeye başlamıştı. Hatırlamıştı. Uzun bir süre ikimizin de bu şarkıda takılı kalacağını düşünüyordum.

"Sormana hiç gerek yok, yanmışım tarifi zor
Söylerim günde bin kere
Yüzün gülünce güneş doğar ya,
Gözlerimi kısarım güller açar bir anda"

İcardinin yanında gelen Simge şarkıyı söylüyor, tüm taraftar baştan sona şarkıya eşlik ediyordu. Gecenin en ikonik olaylarından ve Gomis gibi yıllar geçse de unutulmayacak olaylardan birisiydi.

"İşte seninle bir ömür böyle
Güller güneşler doğup ellerimizde
Söylenmedi hiç, sana layık düşler benden önce
Tutsak yüreğim, biliyorsun sende ince ince"

Şarkının bu kısmına İcardi de katılırken Kerem bakışlarını tribün kısmından çekmemişti. Benim gözlerimde onun üzerinden bir saniye olsun ayrılmamıştı ve Keremin şu an tribünde beni aradığını da biliyordum. Gözlerimiz birbirini bulamasa da kalplerimizin birbirini hissettiğini biliyordum.

"Yangın yeri hep, buralar sayende; yok şikayet
Gel bi sarayım, aşkın olayım.."

İcardi de platforma geçerken taraftar şarkıyı söylemeye devam ediyor, yakılan flaşlarla ortalığı daha güzel bir görüntüye kavuşturuyordu.

Takımın tüm oyuncuları yerini alırken Kupa Musleraya verilmiş, tüm takım etrafında toplanmıştı. Herkes kupa kaldırılmasını beklerken saniyeler sonra Muslere kupayı kaldırmış, ardından patlayan konfetilerle beraber kupa elden ele gezmeye başlamıştı.

Sıra Kereme geldiğinde gözümden bir damla yaş akmasına engel olamamıştım. Karanlık olduğu içinse silme zahmetinde bulunmazken sahneyi izlemeye devam ettim. Kupa bir de Keremin ellerinde yükselirken ellerim koparcasına alkışlamaya devam ediyordum.

4 senesi çalınmış bir çocuk şu an Türkiyenin en büyük kulübünde kupa kaldırıyordu ve bunu o takımın kaptanı olarak yapıyordu. Uğradığı mobbingler, aldığı hakaretler ve üstelik tüm bunlara kıyasla az gördüğü desteğe rağmen başarıyordu bunu. Yaşlar gözümden akmaya devam ederken kupa hâlâ Keremin elindeydi.

Çok yakışmıştı.
O kupaya, kupa da ona çok yakışmıştı.

****

Gurur soluduğumuz bir bölüme hepiniz hoş geldiniz 🥹 Sizi bilmem ama ben kutlama boyunca böyleydim, bi ara ağlıyordum Öşabzğwjzlemşxc Hissettiğim tüm bu duyguları size nasıl geçirdim bilemiyorum inşallah güzel geçmiştir 🥹

VE VE VE, A THREAD 100K! Kurguyu yazmaya başladığımda kitabın bu kadar büyüyeceğini düşünmüyordum, hatta ne yalan söyleyeyim flop kalır kaldırırım diyordum ama iyi ki yazmışım 🥹❤️💛

Desteğiniz için hepinize, her birinize teşekkür ederim 🥹 İyi ki varsınız ❤️💛🦁

Yıldızı parlatmayı, yorum yapmayı unutmayın lütfeeen; sizi çoook seviyorum ❤️💛🦁

Bu da burada kalsınn ❤️💛🦁

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

122K 5K 32
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
326K 21K 33
Karanlığın travmasını yaşayan Jungkook ve onu karanlık bir odaya kilitleyerek cezalandıran Bay Kim. Seme~Taehyung Uke~Jungkook •Mpreg•
122K 12.7K 27
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
788K 64.7K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...