Jisung duyduğu direktifle gözlerini araladı. Minho ise Jisung'un bir sonraki hamlesini merak eden gözlerle ona bakıyordu. Nasıl tepki verecekti?
Jisung nefesini düzenlemeye çalışırken tek elini kaldırıp Minho'nun göğsüne dayadı. Bakışları Minho'yu çıldırtmak üzereydi, Minho daha fazla bekleyemedi ve bir anda onu göğsündeki bilekle birlikte tutup kendine doğru çekerek kaldırdı.
Jisung kolaylıkla Minho'ya uyum sağlıyordu. Aralarındaki bu uyum Minho'nun dikkatinden kaçmıyordu. Jisung bulunduğu kabın şeklini alan su gibiydi onun için, hem berrak hem de uyumlu. Bu durum Minho'yu daha da heyecanlandırıyordu.
Minho kaldırdığı vücudu kendisine bastırdı ve dizlerinin üzerindeyken Jisung'un kulağına konuştu.
- Ne dersin? Ateşi biraz daha yükseltelim mi?
Minho, Jisung'un hayal ettiğinden daha fazlasıydı. Jisung asla Minho'nun içinden böyle birinin çıkacağını tahmin etmemişti. Evet, onunla ilgili hayal kurmuştu elbette ama nedense Minho'ya sert şekilde sevişen bir adam imajı yükleyememişti. Minho onun hayalindeki erkek miydi? Kafasından bunlar geçiyordu.
Minho tek elini kaldırıp Jisung'un ensesinden tuttu, onun dudaklarını kendi dudaklarına bastırdı. Jisung tekrar nefes nefese kalacak gibi görünüyordu. Minho ensesinden çektiği saçlarla Jisung'u geri çekti ve onun dudaklarını kendi boynuna yönlendirdi. Jisung dilini Minho'nun boynunda gezintiye çıkarmıştı. Bu sefer inleme sırası Minho'daydı. Ufak inlemeler bırakmıştı. O yönlendirmeyi seviyordu, Jisung şu anda onun en sevdiği oyuncağıydı. Onun başını istediği gibi hareket ettirmek ona fazlasıyla keyif veriyordu.
Jisung, Minho'nun boynuna izler bırakıyordu, Minho'nun kokusunu derinden içine çekiyordu. Minho'nun kokusu afrodizyak bir uyuşturucu gibiydi. Onu öptükçe beyninin uyuştuğunu hissetti. Teninin kokusuyla her an bayılacakmış gibi hissediyordu.
Minho onu tekrar ensesinden tuttu ve onu biraz daha aşağı yönlendirdi. Jisung Minho'nun ne istediğini anlamıştı. Hemen meme ucuna yöneldi, meme ucunu ağzına aldığında dilini hızlı ama naif şekilde kullanmaya gayret etti. Memesinden biraz daha aşağı indi, dili Minho'nun kasığını dolaşırken Minho biraz daha inledi.
Jisung kasığında bıraktığı izlere baktı sonra kafasını biraz daha eğdi. Minho'nun aşırı derecede kalkmış ve sertleşmiş aletine gelmişti. Minho ise ellerini Jisung'un omuzlarına dayamıştı. O da onu baygın gözlerle izliyordu. Jisung dudaklarını kumaşın üzerinden kalkmış olan penisin üzerinde gezdirdi. Minho Jisung'un kafasından tutup yüzünü sertliğine bastırırken inledi.
Jisung kafasını tekrar gömüldüğü bölgeden çıkardı. Biraz yukarı doğruldu ve önce sertliğin üzerinde elini gezdirdi. Sonra pijamayla birlikte boxerını indirdi. Aleti çok iştah açıcı görünüyordu. Eğer karşısındaki erkeğe aşıksa bu yapmayı en sevdiği şeydi. Aletinin ucunda önce dilini gezdirdi. Minho hissettiği sıcaklık ve ıslaklıkla sessiz ortama derin bir inleme bıraktı.
Jisung aletini eline alıp biraz aşağı yukarı okşadıktan sonra ucunu ağzına alıp emmeye başladı. Minho başını geriye atıp gözlerini kapamıştı. Tek eliyle Jisung'un saçlarını okşuyordu. Jisung güçlüce aletini vakumlamaya başladı, tuzlu zevk sıvısını tadabiliyordu. Minho dayanamadı başını kaldırıp Jisung'a bakarken dudaklarını ısırarak kendini onun ağzına itti. Jisung'un ağzında birkaç kere git gel yaptığında Jisung'un gözlerinin yaşardığını farketti. Jisung nefessiz kalmıştı ve boğazının derinliklerinde hissettiği sertlik ile hafifçe öğürdü.
Minho Jisung'un kafasını saçlarından tutup geriye çekti. Yanaklarına bastırdığı parmaklarıyla onu tekrar yukarı kaldırdı. Jisung dağılmış gibi görünüyordu. Bu görüntü Minho'nun fazlasıyla hoşuna gitmişti. Onu kendi hizasına kaldırıp dudaklarından sertçe öptü ve alt dudağını ısırdı.
- Immm, tahmin ettiğimden çok daha iyisin Jisung
Jisung hipnotize olmuş gibiydi. Sadece Minho'nun gözlerinin içine ağlamaklı bakıyordu.
- Seni istiyorum Minho...
- İstediğini alacaksın merak etme
Minho onu omuzlarından tutup ters çevirdi. Jisung hemen arkasını ona döndü. Minho, Jisung'un arkasından uzanan kollarıyla onu kendine bastırırken kendisini de ona itti. Minho sertleşmiş aletini Jisung'un kalçasının arasına dayadı ve kendini ona doğru itti. Jisung hissettiği sertlik ile çıldırmıştı. Kafasını geriye Minho'nun omzuna yasladı. Minho kulağına fısıldadı.
- Onu istiyor musun hmm?
Jisung kafasını baygınca salladı.
- Evet lütfen...
Minho aldığı cevapla Jisung'un pijamasını hızlıca aşağı indirdi. Sonrasında Jisung'un hala üzerinde olan pijama üstünü kollarından aşağı bıraktı ve onu sertçe sırtından itti ve yatağa yüz üstü düşmesini sağladı. Kendi pijamasıyla boxerını ve onunkileri çıkardı. Şimdi deliler gibi istediği adam çırılçıplak karşısındaydı.
Minho Jisung'un üzerine eğildi ve tek elini belinin kenarından aşağı uzatıp penisini tuttu ve sertçe okşadı. Bu onun vücuduyla ve sertliğiyle ilk temasıydı. Jisung derin bir nefes bırakıp inledi.
- Ahhh, Minhooo lütfen
Minho elini penisinden çekti ve saçlarına yönlendirdi ve sertçe çekip kulağına fısıldadı. Jisung inledi.
- Acelen mi var tatlım?
- Nolur Minho...
Minho kafasını bıraktı ve önündeki muhteşem kalçayı izledi. İki eliyle yanaklarını avuçlayıp onları biraz yoğurdu. Tekrar Jisung'un penisini okşayıp zevk sıvılarını parmaklarına bulaştırdı ve Jisung'un deliğini okşamaya başladı. Onu belinden biraz daha bastırıp iyice eğdi ve bacaklarını biraz daha araladı. Baş parmağını biraz tükürükleyip yavaşça deliğinde daireler çizdi. Jisung aldığı zevkle kafasını önündeki yastığına gömmüştü. Minho tek parmağını yavaşça içeri ittiğinde Jisung inledi, onu çok fazla alıştırmaya niyeti yoktu.
Minho bir anda kalktı ve Jisung'a seslendi.
- Sakın bozma
Minho pantolonunu bulup cüzdanından prezervatif çıkardı. Tekrar Jisung'un arkasına geçti, prezervatifi dişleriyle açıp plastiğini ağzından kenara atarken Jisung'un güzel kalçasını izliyordu. Prezervatifi takarken konuştu.
- Bugün ilk günümüz olduğu için seni çok zorlamıyorum
Jisung kafasını gömdüğü yerden çıkarıp kesik kesik konuştu.
- Nasıl yani?
Minho kalçasını aniden ayırıp bir anda içine girdiğinde Jisung çığlık atmamak için kendini zor tuttu. Sertçe yastığını sıktı. Minho alayla gülerken içinde yavaş yavaş gidip gelmeye başladı ve bir yandan da konuşmaya başladı.
- Yataktaki zevklerimi... mmmhhh... beni tanımaya başladıkça anlayacaksın tatlım
Kendini biraz daha itti. Birkaç defa gidip geldikten sonra hızlandı, Jisung zevk ve acıyla inlerken acı yerini yavaş yavaş zevke bırakmıştı. Zevkten ağlamaya başlamıştı.
- Adımı söyle tatlım
- Minho, mmhhh, Minho ahhh
Minho zafer kazanmış gibi gülümsemişti. Penisi hala içindeyken onu tek eliyle saçından tutup tekrar kaldırdı. Şimdi Jisung'un sırtı Minho'ya dayalı şekildeydi. Minho Jisung'un koltuk altından çıkardığı elini onun boğazına yönlendirdi. Hafifçe boğazını sıkarken tekrar kulağına fısıldadı.
- Görüyorsun değil mi? Bütün akşam Woodz piçiyle eğlendin ama şu anda seni ben beceriyorum!
Jisung konuşamıyordu, sadece ağzından kesik bir şekilde Minho'nun ismi çıkıyordu.
- Aferin çabuk öğreniyorsun
Dedi ve Jisung'u tekrar öne itti. Jisung dağılmış vaziyetteydi. Yaşadıkları hayal mi gerçek mi bunun bile farkına varamıyordu. Hayatında hiç böyle bir zevk almadığını hissetti. Minho yatakta hayal ettiğinden fazlasıydı. 'O naif görüntüsünün altında nasıl böyle biri yatıyor?' dedi içinden Jisung.
Minho boşalmaya yaklaştığında Jisung'un penisini de sertçe ileri geri sıvazladı, Jisung boşalmıştı. Eline gelen sıvının tadına baktı. Daha sonra penisini çıkardı ve prezervatifi de bir kenara attı.
- Bana doğru dön
Jisung onu ikiletmeden hemen ona doğru döndü.
- Aç ağzını tatlım
Jisung ağzını açıp dilini çıkardı, Minho penisini hızlıca ileri geri okşadı ve Jisung'un ağzına boşaldı.
- Hepsini yut
Jisung aldığı zevkin sarhoşluğuyla dediğini yaptı ve hepsini yuttu. Minho ona gülümsedi, onu tekrar kaldırdı ve dudaklarının kenarında kalan spermleri yalayarak onu öptü. Jisung aldığı zevkle baygınca gülümsüyordu. İkisi de çok rahatlamıştı.
Yavaşça çok fazla konuşmadan üstlerini giyindiler. Jisung Minho'nun yüzüne fazla bakamıyordu. Minho ise onun bu utangaç haline biraz daha aşık olmuştu. Yatağa tekrar yattıklarında onu bileğinden tutup kendine çekti, sırtını kendi göğsüne dayadı ve parmaklarını onun parmaklarına kenetlemişken uykuya daldılar.