You Are || ChanMin

Od skzimemnu

139K 17.4K 10.7K

Seungmin daha 6 yaşındayken Chan'a bağlanmıştı kaderi. Henüz küçükken bir kahraman olarak gördüğü, büyüdükçe... Více

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
CHANGLIX HYUNIN ÖZEL FİC

Özel Bölüm

3K 290 274
Od skzimemnu

Özlediniz mi beniii

"Chan, aç gözünü hadi sevgilim. Uyan artık n'olur." Seungmin kuruyup çatlamış dudaklara küçük bir öpücük bırakıp Chan'ın alına düşen siyah saçları geri çekti ve okşadı. "Uyanmalısın, uyanmalısın..." dolu gözlerle kendi kendine sayıklıyordu. Gerçeği idrak etmekte zorlanıyordu. Hani olur ya bir anda beyniniz durur, hiçbir şey düşünemiyor gibi hissedersiniz; gördüğünüz şeyin gerçekliğinden şüphe duyup onu inkar edersiniz, Seungmin de böyle hissediyordu. Kucağındaki buz gibi tenin alnına öpücükler dizerken bir yandan gözlerini açması için sayıklıyor, bir yandan da için için ağlıyordu.

"Uyanmayacak, boşuna çabalama." dedi Kwangsoo, sesinde kirli galibiyetinin gururu vardı. "Senin yüzünden öldü o Seungmin. Sen olmasan bunların hiçbiri başına gelmeyecekti. Hayatının en büyük hatasını yaptı ve sana aşık oldu, hatasının bedelini de canıyla ödedi."

Duyduğu sözlere karşın kulaklarını kapatıp sesinin çıktığı kadar "Sus." diye bağırdı Seungmin. Sessiz ağlayışı yerini derin hıçkırıklara ve feryat dolu bir ağlayışa bırakmıştı.

Kwangsoo onlara son bir bakış atıp odadan çıktığında 3 hafta sonra ilk kez yüzünü görebildiği cansız bedene daha çok sarıldı Seungmin. "Ölemezsin... Beni bırakamazsın. Her şey daha iyi olacak, mutlu olacağız demiştin. Sensiz nasıl mutlu olabilirim ki ben?"
Gökyüzünün yarılırcasına gürlemesi, ard arda çakan şimşekler ve odaya hakim olan karanlık bile onu biricik sevgilisinin öldüğü düşüncesi kadar korkutmuyordu.

Öyle ne kadar ağladı, ne kadar Chan'a sarılıp öptü bilmiyordu ama sonunda biraz durgunlaştığında başını gömdüğü boyundan kaldırdı. Ağlamaktan kızarmış ve şişmiş gözlerini sildi, eşinin dudaklarını bu dünyada son kez olacağını düşünüp öptü.
"Seni orada yalnız bırakamam sevgilim, yanına geliyorum."

Odanın köşesinde duran bıçağın metal kısmı Seungmin'i davet edercesine parlıyordu. Tökezleyerek yerinden kalktı, savsak adımlarla yürüyüp bıçağı aldı ve tekrar Chan'ın yanına döndü. Buram buram acının okunduğu yüzünde bir gülümseme oluştu. "Bu dünyada beraber olamıyorsak diğer dünyada beraber oluruz."

Bıçağı bileğine dayadı, derin bir yara açıp tekte halletmek istiyordu ancak birden eli tutuldu ve bıçak ondan uzak bir yere fırlatıldı. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?!" Son anda yetişmenin dehşetiyle bağırdı Hyunjin.

   Etraf yavaşça karardı, bu görüntüler tamamen kaybolduğunda yeniden aydınlık ve yeni bir sahne belirdi. Yine için için ağlıyordu Seungmin, avucunun arasındaki fotoğraf gözyaşlarıyla ıslanmıştı. Bu sefer yanında 5-6 yaşlarında görünen bir erkek çocuğu vardı. "Neden ağlıyorsun baba?" Masum sorusuna karşın hiçbir cevap alamamıştı.

"Annem birazdan gelecekmiş, seni böyle görürse çok üzülür. Ağlama lütfen artık." Zor da olsa oğlunu yatıştırmak için gülümsedi Seungmin. "İyiyim ben bebeğim. bahçeye git hadi, bende geliyorum birazdan."

Küçük çocuk her ne kadar onu bırakmak istemese de karşı çıkmadı babasına. Tekrar yalnız kaldığında avucunda gizlenmiş fotoğrafa baktı Seungmin. İlk ve sonsuz aşkı Bang Chan ona bakarak huzurla gülümsüyordu fotoğrafta. Tekrar bir ağlama krizini önlemek için derin bir nefes alıp elini ağzına bastırdı ve fotoğrafın arkasını çevirip aklından hiç çıkmayan, fiziksel olarak hayatta olsa da ruhsal olarak sevgilisiyle birlikte öldüğü tarihi geçirdi içinden. 05.07.2021

   Gördüğü kabustan titreyerek uyandı Seungmin. Sık ve derin nefesleri birbirine karışmış, terden saçları alnına yapışmıştı. Onun ani kalkışıyla Bang Chan da uyandı.
"İyi misin güzelim? Kabus mu gördün?" Seungmin'i kendine çekip sarıldı hemen.

Başını Chan'ın boynuna gömüp rüyanın etkisiyle sessizce göz yaşı akıttı bir süre Seungmin. Saçlarını okşayıp ona teselli cümleleri sıralayan sevgilisinin gerçekten yanında olması içine büyük bir rahatlık vermişti. Kabusun ve ağlamanın etkisiyle Chan'ın kollarında tekrar uyuya kalması uzun sürmedi.

Sabah olduğunda ilk uyanan Chan oldu, gece Seungmin tekrar kabus görebilir diye doğru düzgün uyuduğu da söylenemezdi zaten. Eşini uyandırmamak için sessizce yataktan kalktı ve kıyafetlerini giyinip kahvaltı hazırlamaya koyuldu. O, mutfakta masayı kurarken Seungmin de uyanmıştı. Chan'ı yanında göremeyince anlık olarak bir korku yaşadı, ardından kendi kendine dün gecekinin sadece bir kabus olduğunu hatırlatarak aşağı indi. Chan'ı her zamanki gibi kahvaltı hazırlarken gördüğünde gülümsedi. Sevgilisi buradaydı işte, onu bırakıp gitmemişti.

Chan'a arkasından sarılıp başını omzuna dayadı ve gözlerini kapattı. "Seni çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?"
Beline dolanan kollara sarıldı Bang Chan da. "Biliyorum güzelim, bende seni çok seviyorum."

Aldığı yanıtla gözlerini açtı ve başını kaldırdı Seungmin. "Dün gece..." diye mırıldanırcasına başladı cümlesine. "Çok kötü bir rüya gördüm."

Chan arkasını dönüp yüz yüze gelmelerini sağladı ve yanağını okşayıp "Biliyorum." Dedi Seungmin'e. Bir sandalye çekip onu oturttuktan sonra kendisi de oturdu.

"Eğer Kwangsoo beni kaçırdığında izimi hiç bulamasaydın sonumuz öyle olacaktı..." Rüyasını hatırlamasıyla gözleri dolmuştu yine. Seungmin'i kendine çekip gözlerini sildi Chan. "Şşh, sakin ol. Öyle bir şey olmadı, bak yanındayım şimdi. Seninleyim. Seni asla bırakmayacağım."

"Rüyayı anlatmamı istemiyor musun?"

"İstemiyorum güzelim, bu seni daha çok üzer. Hem seni mühürlediğim ve evlendiğimiz için düşüncelerini duyabiliyorum. Bu yüzden hiçbir şey söylemek zorunda değilsin."

Başını yasladığı geniş omuzdan aniden kaldırdı Seungmin. "Ne? Düşüncelerimi mi duyuyorsun?"

Chan konunun değişmesinden memnun olmuştu ancak sevgilisinden yiyeceği azarı düşününce bu çok uzun sürmedi. Gergin bir gülüşle "evet." dedi. "Seni de vampir yaptığım için düşüncelerini duyabiliyorum."

"Ben vampir olalı 1 ay oldu ve sen bunu bana şimdi mi söylüyorsun Chris?!" Seungmin gözlerini kısıp kınayan bakışlarını gönderdi eşine. "Bunu bana neden daha önce söylemedin?"

"Benim hakkımda içinden geçirdiklerini ve kendi kendine konuşmalarını duyduğumu bilmemen çok eğlenceliydi çünkü."

"Eğlenceli diyor bir de!" Omzuna yediği yumrukla kısık bir inleme çıktı Chan'ın ağzından. "Ben niye senin düşüncelerini duyamıyorum hem? Banane, bende duymak istiyorum."

"Bunun için odaklanman gerekiyor haşin köpekçik. Sadece beni düşün ve hisset."

"Böyle mi?" Gözlerini kapatıp zihnini boşaltmaya çalıştı Seungmin. Tek odağının Chan olması onun için hiç zor değildi zaten. Sevgilisinin sesi zihninde yankılandı birkaç saniye sonra. "Eğer çabuk kahvaltı etmezsen kendi düğün törenimize geç kalacağız."

Hızla gözlerini açtı Seungmin. "Niye bunu daha önce hatırlatmadın?!" diye telaşla bağırdı Chan'a. "Kötü hissediyordun, bir de hemen tören telaşına kapılmanı istemedim." dedi Chan da.

"Kahvaltıya ihtiyacım yok, kan içtim zaten."

"Hâlâ yarı insansın Seungmin. Eğer kahvaltı etmezsen töreni ertelemek benim için hiç zor olmaz."

Chan'ın zorlamasıyla ettikleri kahvaltıdan sonra üstlerini değiştirip damatlıklarını giydiler, makyajlarını yaptılar. Bu sırada da onları almak için Changbin ve Hyunjin gelmişti. Araba ile tören alanına doğru giderken eşi ile birleşmiş ellerine bakıp gülümsedi Seungmin. Çocukluğunun kahramanı olan adam ile evlendiği gerçeği komik gelmişti biraz. Evlilikleri üç hafta önce olmuştu. Chan Seungmin'in ısrarlarına daha fazla dayanamayıp onu yarı vampir yaptıktan sonra vampirlere uygun bir törenle evlenmişlerdi. Seungmin her ne kadar daha fazlasına gerek olmadığını söylese de Chan onun kendi dünyasında da bir tören yapmak istediğini bildiği için bu günü planlamıştı. Ve işte şimdi tören alanındaydılar.

Arabadan indiklerinde ıslıklar ve alkışlar eşliğinde kenarlarına çiçekler dizilmiş yolda yürüyüp alanın ortasına geldiler. Sade bir törendi, sadece yakın arkadaşları vardı ki fazlasına da gerek yoktu. Felix ve Jeongin zaten ilk törende gözyaşı pınarları kuruyana kadar mutluluktan ağladıkları için şimdi sadece gülümsüyor ve en sevgi dolu bakışlarını gönderiyorlardı çifte. Changbin, Hyunjin ve Jisung da onlar gibiyken Minho'nun gözleri doluydu yine. Her şeyden çok sevdiği kardeşinin evleniyor oluşu ilk tören kadar duygusallaştırmıştı onu. Gözlerini silerek Seungmin'e "Çok güzelsin." dedi. Jisung da gülerek ona bakıyor, "Bebek gibisin Minho." diyerek takılıyordu.

Sonunda sesler yavaş yavaş kesildiğinde sağ ellerini kaldırıp birbirlerine evlilik yeminleri etti Bang Chan ve Seungmin. Birbirlerine olan sevgileri bu yeminlerin boşa çıkmayacağının kanıtı gibiydi.

Yeminden sonra Seungmin'i kendine çekip dudaklarına bir öpücük bıraktı Chan. Diğerleri deli gibi alkışlarken abisinin yuhaladığını duymak güldürmüştü Seungmin'i. Yüzündeki büyük gülümsemeyle sevgilisinin dudaklarından ayrıldığında elindeki çiçeği havaya kaldırıp salladı. "Çiçeği atıyorum!"
Arkasını dönüp rastgele bir yere fırlattığı demet yakalamak için birbirleriyle yarışan Jeongin, Jisung ve Felix yerine Changbin'in ellerine düştü. Başta küçük bir şaşkınlık yaşasa da çiçeği zarif bir hareketle Felix'e uzattı hemen. Karşılık olarak aldığı büyük gülümseme aralarında tekrar yetişmeye başlayan sevgi çiçeklerinin bir belirtisi olabilirdi.

Seungmin Felix'e takılmak için koşar adımlarla yanına gittiğinde diğerleri de beraber şakalaşıyordu. Biraz gerilerinde kalan Chan onlara sevgi dolu bir gülümseme ve parlayan gözlerle izlemeye başladı. Bu anı yaşamak için bir çok kötü şey yaşamıştı ama sonucu o kadar güzeldi ki tüm o kötülüklere katlanmasa belki de şimdi bu kadar mutlu olamazlardı diye düşündü. Dikenlerin artık geride kaldığı, sonsuza kadar çiçeklerle süslü devam eden yolda 8 kişilik ailesiyle yürüdüğü için minnettardı.

Seungmin'in rüyası eğer fic angst olsaydı yazmayı düşündüğüm sondu. Herkes angst olmasını istemediği için sonu değiştirdim ama yine içimde kalmasın diye bunu da yazdım.

Fice böylece veda ediyorum...
Bir özel bölüm daha gelir mi bilmiyorum ama büyük ihtimalle bu sondu.

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

206K 20.6K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
49.3K 6.7K 32
[TAMAMLANDI] Bir evrende omegalar, Alfalar, betalar ve diğer nadir türler ikiye ayrılırdı. Büyücüler ve savaşçılar... Bu iki ayrı yetenek, türe doğuş...
12.9K 1.7K 38
O ormandı, ormanın ta kendisiydi. Canlılara hayat verip yaşamalarını sağlardı. Ben ise cehennemin, ateşin ta kendisiydim. Verilen hayatları intikam a...
304K 34.7K 41
Okula yeni gelen öğrenci Bang Chan, dışlanan Seungmin'e diğerlerinden farklı davranmaya başlar. Yan shipler: Changlix, Hyunin, Minsung En yüksek sıra...