Merhaba! Çok beklettim biliyorum kızmayın bana:(
" çok karanlık bir cümlede durmuş gibiyiz."
❄
Şakaklarından ense köküne doğru gelen keskin ağrıyla gözlerini açan jimin hayatı sorgulamak adına bakışlarını gezdirdiği sırada alışık olmadığı bir sıcaklık hissetmişti teninde.
Gözleri önce boş odada ardından yan tarafına kayınca iri elleri belini hakimiyeti altına almış olan jungkooku fark etti.
Kaşları çatılırken kendini geri çekmiş ne olduğunu anlamaya çalışmıştı.
Anlamsız bakışları önce jungkookun yüzünde ardından çıplak üst vücudunda gezdirdi. Beyaz örtü beline kadar örtülmüş geri kalan vücudunu açıkta bırakıyordu.
Göğsündeki uzun kırmızı tırnak izleri boynundaki hafif yeşil mor karışımı izleri görünce bakışları dondu.
Jungkook başkasıyla mı sevişmişti?
Yerinde dikleşeceği sırada omurgasından kasıklarına ve kalçasına giren keskin ağrıyla yerinde durdu.
Kendi üstü çıplaktı ve jungkook çıplaktı. Kalçasında dehşet bir ağrı jjungkook'ta morluklar vardı. Odada etrafa saçılmış kıyafetler durumu açıklıyordu.
Hızla ağrıyı boşverip jungkookun kollarından çıktı ve odadaki boydan aynaya baktı.
Çırılçıplak bedenini izlerken hayretler içerisinde kalmıştı. Boynundan bacaklarına kadar belirli diş ve emme izleri vardı. Dudakları dün geceyi açıklar nitelikte kırmızı diş izleri doluydu.
Aynada kendine daha fazla bakamamış dağınık saçlarını eliyle karıştırırken büyük gözlerini jungkooka dikti.
Arkadaşım dediği kişiyle sevişmişti...
"Sikeyim!" Diğer odaya gidip üstüne eşofman ve tişört geçirmiş kalçasındaki ağrıyla zorda olsa odadan dışarı atmıştı kendini.
Aradan geçen birkaç dakikanın ardından jungkook günes ışıklarıyla huysuzca gözlerini açmış kendini rahatlamış hissetmenin verdiği hisle mayışık şekilde yatakta tembellik yapmıştı.
"Jimin! Neredesin?" Kafası yastığa gömülü haldeyken bağırdı boğuk sesiyle.
Basını kaldırıp odada gezdirdi bakışlarını.
Heryerde dağılmış kıyafetler vardı. Gözleri eş zamanlı olarak açılırken ayaklarını yataktan sarkıttı. Ayağına değen çilekli kayganlaştırıcı şişesiyle hızla kalkıp önce onu yatağın altına itti.
"Tanrım! Ne oldu böyle?!"
Saate bakmak adına komidinin üstündeki telefonu alırken şarjı bitmek üzere olan ekranda gördüğü fotoğraflarla öylece durdu.
Fotoğraflarda ince dudakları jiminin aletini çevrelemiş lezzetli yemek yermişcesine emiyor diliyle ucundan akan meniyi yalıyordu.
Bir-kac kısa video varken onları izlemiş robot gibi diğerine geçmişti.
Diğer video çok uzundu. Yaklaşık 4 saati kapsıyordu ve daha sonra telefon süresini doldurduğu için kapatmış olmalıydı.
Jungkook telefonu dağınık yatağa fırlatıp birbirine girmiş saçlarını eliyle çekiştirdi.
Vücudundaki izleri daha fazla görmemek adına hızla kapatacak şeyler giyip odayı dün gecenin izlerinden arındırdı.
Kendini koltuğa atarken hala öylece duruyordu. Jimin henüz ortada yoktu ve açıkçası jungkook'ta onu arayacak cesarette yoktu.
Odanın kapısı sessizce gıcırdamış jiminin sakin adım sesleri yatak odasına kadar sürmüştü.
Jungkook ile göz teması bile kurmamış kendini karşısındaki tekli koltuğa atmıştı. Basını elleri arasına alırken jungkook göz ucuyla onu izliyordu.
Kendini pişman olmuş gibi hissetmiyordu ve bu onu daha fazla sorgulamaya itiyordu. Dürüst olmak gerekirse tek pişman olduğu nokta hatırlamamasıydı.
"Jimin-"
"Valizi topla bende uçak biletini ayarlıyorum. Bugün koreye dönüyoruz." Yerinden kalkıp yeniden odadan çıkmıştı.
Jungkook jiminin bu soğuk ve mesafeli tavrı karşısında ne yapacağını bilememişti. Kendisi nasıl suçsuzca jungkook'ta öyleydi.
Tavır yaparak biryere varamazdı ki. Oturup konuşulması gerekiyordu.
Mantık evliliği yapmışlardı ve hatırlamasalar bile cinsel ilişkiye girmişlerdi.
Yerinden kalkıp valizi hazırlamış nasıl olduğunu anlamasa bile birkaç saat içinde geldikleri neşeli hallerinin aksine mesafeli iki farklı birey olarak koreye döndüler.
Jimin ne yapacağını bilmiyordu, bu tavrı doğru muydu değil miydi sorgulamıyordu bile. Tek bildiği aklı bu kadar karışık iken en doğrusunun araya mesafe koymak olduğuydu.
Birden eskisi gibi olamazdı ya?
Eve girdikleri anda yol yorgunluğunu boşvermiş üstünü giyip büroya gitmeye karar vermişti.
Kapıdan çıkmadan önce jungkookun sesini duyunca adımları döndü ve birden midesine giren kramplar hisseti.
Kalçasındaki ağrı yetmiyormuş gibi bide bu mu çıkmıştı? Jungkook onu hasta edecekti anlaşılan.
"Jimin, dinlenmek istemez misin? Yoldan geleli çok olmadı." Jungkook çekinse bile aralarında bir konuşma geçmesi adına gururunu bir kenara bıraktı.
"Oh- hayır b-ben işte sorun çıkmış oraya gitmeliyim." Daha fazla utanmamak ve kızarmamak adına hızla koşarak arabasına adımladı.
Tanrı aşkına karşısındaki adam bir gece önce kendisini becermişti ve bunun bilincinde olarak mantık içinde bir evlilik sürdürmek ne kadar kolaydı?
"Kaçıyor ya bildiğin benden kaçıyor." Jungkook inanamazmış gibi konuştu.
Jimin genelde olgun bir insandı ve her problemi çözerek bitirirdi fakat jungkook yıllardır tanıdığı jiminin böylesine utangaç bir çocuk gibi kaçışlarına şok oluyordu.
~
"Oh bay park balayı erken mi bitti?" Jimin düşünceler içerisinde kapıdan girerken lisa önüne çıkmıştı.
"Evet biraz midemizi bozduk en iyisi dönmek diye düşündük." Yalan söylediği için bakışlarını kaçırmış lisanın gülen bakışları saklayamadiğı boynundaki izlere gezinirken içeri geçmişti.
Kendini koltuğa atıp telefonunu çıkarmış şarj makinesi ararken ekranı açmıştı.
Galeride olduğu için yeni çekilmiş fotoğraflara bastı.
Gözleri hızla büyürken aletini emen bir jungkook beklediği son şey bile değildi.
Bakışları alt taraflarına kayarken ellerini yüzüyle örttü. Yasadıgı anlar tek tük aklına doluyordu.
"Tamam o kadarda kötü değil.. gayette ateşli görünüyoruz." Kendi kendine bilinçsizce fotoğraflara kısa videolara bakarken konuştu.
"Yok artık ne diyorum ya ben!" Son olarak uzun bir video vardı.
Video açıp ortalarına getirdi ve yarım yamalak görüntüler vardı.
'Aletin çok iyi hissetiriyor gguk-ah. Daha derine lütfen!'
'Min deliğin kanayacak endişeleniyorum.'
'Umurumda değil. Penisini istiyorum lütfen.'
Jimin inleme ve alkış sesine benzer sesler arasında ikisinin sarhoşluk yüzünden peltek çıkan seside olsa anladığı konuşmasıyla video durdurdu.
Duran görüntüde üstünde tepinen bir jungkook vardı ve dudaklarını ısırmış zevkten kafası geriye düşmüştü.
Jimin yanan yanakları ve alt tarafında olan hafif hareketlilikle telefonu hızla masaya fırlattı.
Uzun süre o telefonu görmek istemiyordu !
Jungkooka söylediği edepsiz sözlerin bir kısmı aklına dolarken arkasındaki sızı gecenin yoğunluğunu belli ediyordu.
Kendini odanın dışına atmış jennie'nin odasına atarken kapıyı ilk defa çalmadan direkt açmıştı. Fakat beklediği görüntü kesinlikle bu değildi.
Lisa jennie'yi masaya oturtmuş bacakları arasına girmişti. İkili öpüşürken lisanın ince parmakları jennie'nin ince eteğinin açıkta bıraktığı bacaklarını okşuyordu.
"Tanrım bugün yeterince seks gördüm!" Kızları rahat bırakmak adına hızla odadan çıkmıştı.
Kendi odasına giderken kapıyı kapattı.
Bir-kac dakikanın ardından telefonu çalmış jungkook olduğunu görünce yanlışlıkla açmıştı.
Kendine lanetler okuduğu sırada hattın diğer ucundaki jungkook jiminin adını çağırıyordu.
Jimin telefonu kulağına götürmüşken büronun kapısı hızla çarpmış geniş ortamda gür bir ses yankılanmıştı.
"Jimin!"
❄
YEEEY BURADA BITER.
20K☺😭