MİHEN (Tamamlandı)

Por WritersBreath

8.3K 811 2.6K

~Tamamlandı~ Bekleyişler durağında yılları geçen bir kadındı Neva. Rüzgar'a kapılmış yaprak misali kendisini... Más

🍂1🍂
🍂2🍂
🍂3🍂
🍂4🍂
~Neva'nın Dilinden~1.Bölüm~
🍃2🍃
🍃3🍃
🍃4🍃
🍃5🍃
🍃6🍃
🍃7🍃
🍃8🍃
🍃9🍃
🍃10🍃
🖤Final #Part 1🖤
🖤Final #Part 2🖤

🖤Final #Part 3🖤

584 36 296
Por WritersBreath

Yayımlama tarihi:
~25 Şubat 2021~
17:20

❣︎❣︎❣︎❣︎❣︎❣︎❣︎❣︎❣︎❣︎❣︎❣︎❣︎❣︎❣︎❣︎

"Kim gelmiş kardeşim."

Fatih'in sesini duymasıyla Neva kendini hemen toplamaya çalıştı.

"Ömer  gelmiş abi."

"Ooo Ömer Hocam hoşgeldiniz. Buyrun. Neden kapıda duruyorsunuz."

"Rahatsız etmeyeyim ben."

"Yok hocam ne rahatsızlığı. Sizd e buyrun bize katılın. Akşam yemeğinde bizimle olursanız mutlu oluruz. Değil mi Neva?"

Neva ne diyeceğini şaşırdı.

Sadece "E..evet abi." diyebildi kekeleyerek.

Abisi ne ara bu kadar önemsemişti Ömer'i  bilemedi. Arada onu ve Elif'i okuldan almaya geldiğinde çıkışta selamlaşıp hal hatır sorarlardı. Bir kaç defa da okul dışında karşılaşmışlardı. Anlaşılan abisi onu benimsemiş sevmişti. Ömer zaten güler yüzlü ve oldukça kibar ve düşünceli biriydi. Girdiği ortamda ister istemez insanlar ona hemen ısınır ve severdi. Neva ile de yaklaşık iki yıldır tanışıyorlardı. Aşık oldukları meslek onları aynı okulun çatısı altında karşılaştırmıştı. İyi bir öğretmen olduğu kadar iyi bir insandı da. İki yıldır süren arkadaşlıklarına çok güzel ve tatlı anılar sığdırmışlardı. Öğrencilere olan tutum ve hassasiyetleri hep aynıydı. Çoğu zaman ortak etkinlikler yaparak tüm öğrencileri kaynaştırır birlikte güzel şeylere imza atmışlardı. Okulun bahçesi şu an ağaçlarla donatılmışsa mesela bu onların el birliğiyle yürüttükleri doğayı yeşillendirme projeleri sayesindeydi. Bu sadece bir tanesiydi. Daha neler neler yapmışlardı.

Ömer elinde tutmaya devam ettiği nergisleri içeri girerken Neva'ya uzattı. Neva nergisleri kucaklayıp mutfağa geçince Ömer ve Fatih salona çocukların yanına geçtiler. O akşam Ömer ilk defa onlarla ailecek yemek yedi. Bu onu hiç olmadığı kadar mutlu kılmıştı. Neva ise farklı duygular içinde gezip durdu. Ömer'in kapıda elinde nergislerle söylediği o cümle kulağına çalındı durmadan.

"Kuşlar bana küçük bahçende boşalan yerler olduğunu fısıldadı da onun için getirdim. Bugün kaldırdığın nergislerin yerine ekersin."

Aradan bir hafta geçti. Hafta sonu tatilinde tüm öğretmen arkadaşlar havanın da sıcak olmasıyla çay bahçesinde buluşmuşlardı. Haftanın yorgunluğunu hep beraber burda atmayı planlamışlardı. Neva başta gitmek istememişti ama öğretmen arkadaşlarından Sibel çok ısrar etmişti gelmesi için. Onu kırmadı ve çocukları Doğa'ya teslim edip o da onlara katıldı. Biraz oturup çay içtiler güzel bir sohbet eşliğinde. En çok kitaplardan ve öğrencilerinden sözettiler. Çay bahçesinin ilerisinde bulunan sahile gidip biraz yürüyüş yaptılar. Daha sonrasında vedalaşıp herkes ayrıldı. Ömer ve Neva kalmıştı sadece. Neva gidecekken Ömer tüm cesaretini toplayıp onu biriyle tanıştırmak istediğini ve ona göstermek istediği bir şeyin olduğunu söyledi. Neva biraz tereddüt etse de arkadaşını kırmadı ve kabul etti bu isteğini. Zaten Ömer'in dediği yer çok uzakta da değildi. O yüzden yürüyerek oraya gittiler. Tek katlı müstakil bir evdi burası. Geniş bir bahçesi vardı. Bahçeye ilk girdiğinde istemsiz Rahmi Baba'nın bahçesini anımsadı. Özlemler aktı yüreğinden o sırada. Bahçedeki düzen ve özen onun bahçesine o kadar çok benziyordu ki.

"Burası neresi Ömer?"

"Burası benim evim."

Bunu beklemiyordu Neva. Şaşkınlığını gizlemeye çalışarak:

"Çok hoş bir ev."dedi.

Ömer zili çaldı. Kapıyı elli yaşlarında bir kadın açtı. Oldukça güzel ve tatlı bir kadındı. Üstelik çok güler yüzlüydü. Sıcaklanlıydı. O yüzden Neva görür görmez ısındı kadına.

"Hoşgeldiniz kızım."

"Hoşbuldum efendim."

Ömer hemen onları tanıştırdı.

"O benim annem. Anne bu da benim okuldan arkadaşım Neva."

Neva ismini duyan kadının gözleri ışıl ışıl parladı. Ama bunu farketmedi Neva. İçeriye geçtiler. Sohbet ve tanışma faslından sonra Ömer Neva'yı arka bahçeye açılan kapıya davet etti.

"Göstermek istediğim şey burada."

Neva Ömer'in annesinden müsaade isteyerek ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldi.

Ömer'in kapıyı açmasıyla Neva'nın burnuna tanıdık bir koku doluştu.
Kapıdan geçip bahçeye girmesiyle büyük çaplı bir şok geçirdi. Her yer nergislerle doluydu. Çok büyük olmayan arka bahçenin her yerine özenle nergisler ekilmişti. Sadece yere değil. Bahçenin iki tarafına iki katlı raflar yerleştirilmişti. Bu rafların hepsinde de bir sürü saksı vardı. Tüm saksılara nergisler ekiliydi. Neva bir anda kendisini nergis cennetinde bulmuştu işte. Gözleri nergislerin güzelliğiyle kamaşırken ruhu nergislerin kokusuyla mest olmuş kendinden geçmişti.

"Aman Allahım! Ömer bu... Nasıl? Ama burası muhteşem ötesi bir yer."

Çocuk yanı ortaya çıkmış olacak ki küçük bir kız çocuğu kadar şen ve neşeliydi. Hemen ileriye atılarak onlara dokunup okşadı, sevdi, öptü hatta.

"Ömer hiç bahsetmedin bahçenden. Önceden deseydin ya seni nergis cennetine götüreceğim diye. Sen bir şey göstereceğim deyince açıkçası böyle bir şeyle karşılaşacağımı tahmin etmemiştim. Burası muazzam bir bahçeye dönüşmüş. Beni buraya koysalar bir ömür boyu yaşarım bu bahçenin içinde."

Son söylediği sözün idrakine birkaç saniye sonra vardı ve çok utandı. Yanakları al al olmuştu. Bakışlarını kaçırtarak başka şeyler dedi.

"Çok emek verdiğin kesin. Hem dur ya. Yoksa geçen getirdiğin nergisleri burdan mı getirdin?"

"Evet bahçemden kaldırıp getirdim sana. Bu bahçeyi geçen yıl kurdum biliyor musun?

"Cidden mi? Geçen seneden beri nergis cennetin var ve söylemiyorsun. Yaa çok güzel. Senin de nergisleri bu kadar sevdiğini bilmiyordum."

"Senin nergisleri sevdiğini öğrendiğimden beri ben de seviyorum."

Neva gülümseyerek nergisleri sevmeye devam ediyordu ki duyduklarıyla yüreği hızlı hızlı atmaya başladı. Şu an kalbi nerede atıyordu kestiremiyordu. Nefesini kesmişti Ömer'in bu itirafı. Biraz daha konuşursa oracığa yığılacağını sandı. Ama kendisiyle konuşarak ve dahi kalbine atıp tutarak onu az da olsa sakinleştirmişti.

O kendi içinde büyük bir savaş verirken, Ömer konuşmasına devam etmek için cesaret topluyordu. Neva hafifçe çömelmiş nergislerin yapraklarını okşuyordu narince. Ömer ona hafifçe yaklaştı. Bakışlarını nergislerden birine gömerek:

"Her şeye inat ne de güzel gülümsüyor baksana. O kadar ışıl ışıl ki varlığı insana hayat veriyor. İnsana hayat sevinci bahşediyor. Huzurun doruklarına doğru kanatlandırıyor."

Bunları duyan Neva başını çevirip Ömer'in yüzüne baktı. Ömer bakışını nergisten kaldırıp Neva'nın gözlerinin içine baktı.

"Tıpkı senin gibi."

Neva şaşkınlık içerisinde ayağa kalktı. Daha bu sözlerin şaşkınlığını üzerinden atamadan Ömer bu defa tüm açık yürekliliğiyle uzun zamandır içinde sakladıklarını bir anda dile getirdi.

"Neva! Seni seviyorum. Seninle ve çocuklarınla ömür boyu bu evde birlikte yaşamak istiyorum.
Benimle evlenir misin?"

Konuşmak hiç bu kadar zor gelmemişti ona. Ama nihayet söyleyebilmişti kalbinden geçenleri.

Neva o an bedenini dört bir yandan kuşatma altına alan, yıllar önce hiçliğe gömdüğü duyguların gün yüzüne çıkıp yüreğine eziyet vermesiyle hızla koşarak ve hiç bir şey demeden eve geçti. Ömer'in annesi salonda oturmaya devam ediyordu. Onunla vedalaşıp çıkarken her şeyi bilen Ferah Hanım:

"Oğlum seninle tanıştığından beri yüzünden gülümseme hiç eksilmedi. Sana ve çocuklarına çok değer veriyor. O yüzden seni tanıdığıma çok mutlu oldum. Seni ve çocuklarını burda her zaman görmek isterim."

Neva bir şey demeyip hafifçe gülümsedi ve evden çıktı. Tam bahçe kapısından çıkıyordu ki Ömer ona yetişip durdurdu.

"Neva! Ben yarın saat 13.00'da bugün gittiğimiz sahilde olacağım. Eğer evlilik teklifimi kabul edersen gel lütfen. Orada seni bekliyor olacağım."

Neva tam arkasını dönüp adım atacakken Ömer son olarak şunu dedi.

"Eğer gelmezsen o zaman cevabının hayır olduğunu anlayacağım. Kabul etmesen de arkadaşlığımız değişmeyecek. Her zaman yanında olacağım."

Neva zor duyulur bir sesle:

"İyi günler." dedi ve hızla oradan uzaklaştı.

O gün gece boyunca bu anın her saniyesi zihninde canlanıp durdu. Durmadan Ömer'in sesi çalındı kulağına.

"Neva! Seni seviyorum."

"Benimle evlenir misin?"

Neva hem şaşkındı hem de ne hissettiğini bilmiyordu şu an. Ömer'in onu seviyor ve önemsiyor oluşu yabancı olduğu hisler uyandırmıştı kalbinde. Yabancısıydı bu duyguların. Ne tepki vereceğini bilemediği için hep susmuştu Ömer'in söyledikleri karşısında. Ömer onun için hep en yakın arkadaş ve dosttu. Daha fazlasını düşünmemişti, aklına gelmemişti ki düşünsün. Ömer'in de ona aynı şekilde yakınlık hissettiğini sanmıştı. Kendisi kalbini bu gibi duygulara kapatmış olduğundan olsa gerek ki Ömer'in onu sevdiğine ve evlenmek isteyeceğine ihtimal vermemişti.
Ama işte olan olmuştu. Ömer hiç beklemediği bir anda ona, onu sevdiğini itiraf etmiş ve evlenmek istediğini söylemişti.

Ömer oldukça kibar ve sevecen bir insandı. Saygılı ve efendiydi. Herkesin evlenmeyi hayal ettiği ve taşımasını istediği özelliklere sahip bir insandı. Özellikle merhameti ve çocuklara olan sevgisi insanı kendisine hayran bıraktırıyordu. Fiziki olarak da oldukça yakışıklıydı. Geniş omuzları, yapılı bir vücudu vardı. Ela gözleri yüzünde en dikkat çekici özelliğiydi.Sevgiyle muhabbetle her daim ışıldıyor ve bakanların içini ısıtıyordu.

Ömer'in diğer özellikleri üzerinde ilk defa bu kadar ayrıntılı düşünüyordu şu an Neva. Örneğin o konuşmasa bile onun taa yüreğinden duyuyor ve hissediyordu. Onun değer verdiklerine değer veriyor ve en önemlisi onu çok önemsiyordu.
Neva bunları düşünürken bir yandan da Rüzgar ile olan evliliği gözünde canlanıyordu. Beklediği ilgiyi ve değeri hiç bir zaman görememişti. Oysa ne çok istemişti bu ilgi ve değeri. Ne çok istemişti sevilmeyi. Ne çok istemişti o konuşmasa dahi Rüzgar'ın onu anlayabilmesini. Onu duymasını mesela. Ama hiç bir zaman olmamıştı bunlar. Ne sevilmiş ne de önemsenmişti. Peki ya şimdi? Kimseden ilgi ve alaka beklemiyorken, kimsenin onu sevip önemsemesini düşünmüyorken neyin nesiydi bu olanlar? Neyin nesiydi bu yaşanılanlar? Şimdi ne yapmalıydı peki? Evet mi demeliydi kendisini önemseyen ve seven bu insana? Yoksa hayır mı? Ne yapacağını bilemez halde Doğa'yı aradı. Onunla konuştu biraz. Çünkü birisiyle konuşmaya içindeki bu fırtınaya karşı koymak için bir ele ihtiyacı vardı. Bu kişi de kesinlikle bu hayatta ki tek dostu Doğa'ydı. Onunla konuşup düşüncelerini, korkularını ve tüm hislerini paylaştı. Bir nebze sakinleşmişti yüreği. Telefonu kapatıp başını yastığa koydu ve hayırlısını dileyerek derin bir uykuya daldı.

Sabah kararını vermiş ve mutlu olarak uyandı. Pazar günü olmasından dolayı çocukları uyandırmadı. Doğru mutfağa gitti. İlk işi güzel bir kahvaltı hazırlamak oldu çocuklarına. Çocuklar gözlerini güzel kokulara açtı. Annelerinin her zamankinden daha çok neşeli olması onları şaşırtmıştı biraz. Enes dayanamamış sormuştu.

"Anne sen çok mutlu görünüyorsun. Bir şey mi oldu?"

"Evet bir şey oldu. Daha doğrusu olacak. Sizi bugün bir yere götüreceğim. Çok mutlu olacaksınız. Ben de o yüzden mutluyum çünkü."

"Nereye götüreceksin anne?"
diye annesinin kucağına atladı Elif.

"Sürpriz kızım. Sürprizler söylenmez değil mi?"

"Yaa ama anne ya."

"Mızmızlanmayın bakalım. Gidince görürsünüz."

Enes'e masada ki tabağı uzatarak:

"Oğlum bir koşu git şu poğaçaları dayınlara ver gel. Hadi seni bekleyeceğiz kahvaltı için.
Elif koş elini yüzünü yıkayalım. Sonra da giyinelim." diyerek banyoya doğru gittiler elinden tuttuğu kızıyla.
Enes de tabağı alıp evden çıktı.

Enes gelince kahvaltıya oturdular. Kahvaltı yapana kadar Neva ve çocuklar gülücük atıp durdular. Annelerinin muzipliği üstündeydi. Böyle anlar onların geçirdikleri en güzel en eğlenceli anlar olurdu.

Kahvaltıdan sonra Neva ev işlerini halledip beraber arabaya binip yola çıktılar. Çocuklar arabada durmadan sorup durdular ama Neva gidecekleri yeri söylememekte kararlıydı. Yarım saat sonra nihayet gidecekleri yere vardılar. Çocuklar merakla arabadan indiklerinde gözlerine inanamadılar. Elif minik bir çığlık attı sevinçten. Enes ise çoktan koşmuş çok sevdiği atının yanına gitmişti bile.

Neva onları her yaz götürdüğü at çiftliğine getirmişti. Her birinin kendi atı bile olmuştu. Her hafta sonu buraya gelir ata binerlerdi eğitmenler eşliğinde.

Havaların ısınmasıyla birlikte onlara böyle bir sürpriz yapmak istemişti. Aylardır buraya gelmemişlerdi. İkisi de çok istiyordu bir an önce yaz olmasını ve buraya gelmeyi. Şimdi annelerinin böyle bir sürpriz yapması onları hem sevindirmiş hem inanılmaz keyiflendirmişti. Mutlulukla ışıldayan iki çift göz ona en büyük armağandı. Bu iki çift göz için her şeyi yapardı. Kendi mutluluğunu bile feda ederdi. Ki feda da etmişti. Sahilde onun cevabını bekleyen adama gitmemiş ve çocuklarını seçmişti. Onların mutluluğu onun mutluluğundan önce geliyordu.

Çocuklar eğitmenler gözetiminde ata binerlerken o uzakta oturup gülümseyerek onları izliyordu. Gözü bir ara kolunda ki saate gitti. Saat tam 13.00'dı.

"Üzgünüm Ömer. Ama yapamazdım. Çocuklarımın mutluluğunu kendi mutluluğuma feda edemezdim."

~SON~

Merhabalar:)

Nasılsınız? (an itibariyle:)
Ben tahmin edemeyeceğiniz kadar çok iyiyim. Çok heyecanlıyım çocuklar gibi şenim. Dün gece SON kelimesini koymamla evin içinde zıpladığımı da belirtmek istiyorum. Çocuklarımla bu anı kutladık. Dansettik deliler gibi eğlendik. Çocuklardan beter bir anneleri olunca onlar daha da çocuk oldular. Yorulana kadar dansettik.
Annelerinin mutluluğuna ortak oldular onlar da işte:)
Hazinelerim onlar benim. Her sevincimin ilk şahitleri:)
Şu an bu bölümü de atmış olacağımın mutluluğu ve heyecanıyla içim içime sığmıyor. Abartıyor olabilirim ama bu benim için çok önemli. İlk final kitabım:)

Neyse bugün çok konuşacağım kesin. Soru sormaya devam.

Finali nasıl buldunuz?

Böyle bir final bekliyor muydunuz?

Sormak istedikleriniz var mı?

Final bölümünde hoşunuza en çok giden yer ya da cümle?

Neva'nın verdiği karar hakkında ne dersiniz?
Sizce Ömer'in teklifini kabul etmeli miydi?

Hikaye ile ilgili genel olarak tüm düşünceleriniz?

Sorulacak çok soru var aslında hikaye ile ilgili. O yüzden bir başka bölümde hikaye ile ilgili ekstra özel bir bölüm hazırlamayı düşünüyorum ilerleyen günlerde. Küçük bir söyleşi tarzında ya da karakterlerle ilgili. Bakalım artık.
❣︎
❣︎
❣︎
❣︎
❣︎
❣︎
❣︎
❣︎
❣︎
❣︎
❣︎
❣︎

Son olarak:)

Bu kitabın ortaya çıkmasına vesile olan ve beni cesaretlendirip teşvik edip (tabi hasta yatağımda baş ucumda bir ton fırça ve azarlarla ve dahi bu fırçaların arasına sıkıştırılmış yüreklendiren sözlerle) beni hemen yazmaya iten, bir gece de ortaya çıkmasına neden olduğu bu hikayenin varolmasından bu yana hep yanımda olan, beni destekleyip her defasında yazmak için kamçılayan kızkardeşime çok teşekkür ederim. Üzerimde o kadar çok hakkı var ki. Başının etini yediğim çok zamanlar oldu çünkü. Tez hazırlamakla uğraştığı ve dahi yoğun dersleri olmasına rağmen yine de beni dinledi. Yardım etti. Hikayemle ilgili her danıştığım şeyde imdadıma koştu. Bu hikayenin kurucusu bir nevi o aslında. O kurgulamama yardımcı oldu ben de kâğıda döktüm:)
O yüzden ona canı gönülden teşekkür ederim. Bana inandığı ve desteklerini esirgemediği için. İyi ki varsın kardeşim ❤️

Veeee biri daha var ki Beyin fırtınaları geçirttiğim, başını en az kızkardeşim kadar ağrıttığım (eeee bizde kızkardeşlerin başı ağrıtılır😅☺️ geveze ve bir o kadar yaramaz kardeşiniz varsa çekeceğiniz var. Hiç şikayet etmeyin:) 😅☺️🙈🙈neyse sustum🙈
sürekli danıştığım ( gerek kitap kapağı gerekse kitabın ismi ile ilgili ve daha bir çok şeyde) yardımcı olan ve hep yanımda olan en büyük destekçim, dostum ve dahi kızkardeşim siisra_ İsra'yada canı gönülden teşekkür ederim. Şu an bu kitap final olduysa onun her zaman beni yüreklendirmesinden ve bana inanmasındandır. İyi ki varsın kardeşim benim 🖤
İyi ki kızkardeşimsin. İyi ki dostumsun. 🖤
Manevi olarak o kadar çok fısıldadın ki kulağıma o kadar çok kamçıladın ki. Ben susunca bile beni anlayan ve dahi duyan eşsiz dost;
Aynur ile yek olup iyi yüreklendirdiniz beni. Şu an final olmuşsa bir kitabım en büyük vesilelerimsinix. Allah razı olsun sizden❤️🖤

Teşekkür bölümünün ilk sıralarında DenizAydn026 Kızımın değerli öğretmeni ve gıpta ettiğim güzel insana ve uzun yıllardır (16 sene oldu dile kolay) dostum bir diğer kızkardeşim Nurcan'a yer vermesem eksik kalır .
Sizlerde her zaman yanımda oldunuz. Bana inandınız. Yüreklendirdiniz her fırsatta. Ve küçük bir özür Çok özür dilerim Nurcan. İlk sen okuyamadığın için hikayemi. Biliyorum çok istiyordun ilk okuyup bitirmeyi ama olmadı maalesef. Çok üzgünüm.🙈🙈🙈 Bu yüzden lütfen darılma ki zaten sen bana asla darılmazsın. Bu zamana kadar hep hoşgörülü oldun bu yaramaz ve hayırsız dostuna. Yanımda olduğun ve her zaman "YAZ FATOŞ! YAZ" diye diye başımın etini yediğin için müteşekkirim. Ne zaman konuşsak illa bir kelimen "Yaz artık Fatoş. Yarım bırakma hikayelerini."oldu ve her defasında fırça attın. İyi ki de attın o fırçaları. Bak final oldu ilk defa bir romanım. Teşekkür ederim beni yüreklendirdiğin ve en çok da bana inandığın için.
Yazmam konusunda beni hep teşvik ettiğin için ve tatlı çocuklarınla yüreğinizi bu acize açtığınız için teşekkür ederim. İyi ki varsınız ❤️ veee o güzel anneciğin manevi annem hatta annelerim. Senin annen bir İsra'nın anneannesi iki. Duaları hep benimle oldu. Tabi sizlerde dualarınızı eksik etmediniz ama annelerimin duaları benim için çok daha özel. Annem onlar benim. Öz kızları yerine koyup Fatma da bizim kızımız demeleri....ve beni kızlarının sıralamasına koymaları. 🙈🙈🙈🙈 Allah sizdende onlardan da razı olsun.😊❤️

Değerli hocam DenizAydn026 iyi ki sizi de karşıma çıkarmış Rabbim. MİHEN serüveninde sonuna kadar beni desteklediğiniz ve onca işinizin arasında bana ve satırlarıma değer verip vakit ayırdığınız için müteşekkirim. Bir yandan evde canlı derslerle uğraşırken aynı zamanda bu acize de zaman ayırarak onurlandırdınız beni. ❤️

Veeeeeee kitabı yazmaya başladığım zamandan ta bu zamana kadar beni destekleyen vakit ayırıp perişan satırlarımı okuyan tüm değerli kardeşlerim:)
çok teşekkür ederim hepinize. Sizlerle bu kısa soluklu serüvende çok güzel anılar biriktirdik. Başından ta bu zamana kadar desteklerinizi esirgemedeğiniz için müteşekkirim sizlere. Umarım yüreklerinize bir nebze de olsa dokunabilmişizdir kalemimle. Nitekim kalemimle benim tek amacım buydu. Yüreklere dokunmak.
Yüreğinizde nergisler açtırdıysak bu hikayeyle ne mutlu bize. Bol nergisli bir hikaye oldu 😅☺️ Medyadaki nergisler kendi bahçemden bu arada😍❤️ hikaye ile özdeşleşince paylaşalım dedik.
birucbesyedi Balım😍
_AFRAZE_ Adaşım😍
zamanazzzzz Küçük cadım😍
umitvari Hatçem😍
Okyanus_Gibi Ahiretliğim 😍
Hepsi de en yakın kardeşlerim😍❤️İyi ki varsınız❤️

1_muvahhide Bir türlü ilk oy ve yorumu kapamayan değerli kardeşim😁😍
Garipyolcu36 Gevezelikte beni geçen değerli okuyucum ve kardeşim😍😅😁 valla heeç öyle bakma kardeşim çok gevezesin. O tatlı yorumlarını bu acizden esirgemediğin için ayrıca teşekkürler
SlanurYldrmc3 Yorumlarını bu acizden esirgemeyen güzel gönüllü okurum ve kardeşim 😍
faniyealdanangenc Suskun ama bu serüvende her zaman destek olup kitabımı okuyan değerli okurum ve kardeşim 😍
Tuuuugbaplt Yeni yeni bu serüvene dahil olan destek olan güzel okurum ve kardeşim 😍
Black_dead_soul0 Çok nadiren yorum atan ama hep destek olan güzel gönüllü okurum ve kardeşim 😍
esma77ecem Her zaman fikirlerini benimle paylaşan ve bu acize değer verip desteğini esirgemeyen değerli kardeşim 😍

bi_mulzemm Güzel gönüllü okurum ve kardeşim 😍

Hepinize sonsuz teşekkürler değerli kardeşlerim. Hepiniz iyi ki varsınız. ❤️

Bir başka serüvende buluşacağımızın müjdesini vererek konuşmamı nihayetlendiriyorum. Beni gülümsettiğiniz gibi Rabbim de sizi hep gülümsetsin. Herşey gönlünüzce olsun.

HASNA'da buluşmak dileğiyle hayırla kalın❤️

Seguir leyendo

También te gustarán

542K 19.6K 49
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
25.5M 908K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
7.2M 414K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...
1.1M 40.9K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!