20: ulaşılamayacak bir şeymişsin gibi sevdim seni. [final]

728 86 41
                                    

[bölüm şarkıları;
              the neigbourhood-compass
the 1975-somebody else]

*medyadaki videoyu lütfen izleyin. hatta bölümü okumaya başlamadan izlerseniz beni daha çok mutlu edersiniz. ilk defa yoonginin ağzından okuyoruz böyle detaylıca. jimine bir mektup bırakmasının daha iyi olacağını düşündüm.

*ve bir ricam daha var. bu bölümden sonra, diğer bölümdeki notumu okumadan geçmemeniz. umarım beni kırmazsınız. iyi okumalar♡


-

kıymetlim,

bu yazımı ne zaman fark edersin bilemiyorum ama her şey için özür dilerim.

biliyorum, bu konu ne zaman açılsa önemli olmadığını, geçmişin geçmişte kaldığını söylüyorsun ama ben bir türlü rahat hissedemiyorum. üstünden yıllar geçti. biz evlendik. ancak yaşanılanlar dün gibi taze geliyor bana. sana yaşattıklarım dün gibi taze geliyor. sana asla söyleyemedim tam olarak ne hissettiğimi. çünkü içimdeki sevgi başka türlü sevgilere benzemiyor jimin. çok daha büyük, çok daha aşırı bir şey bu. söylendiğinde basit gibi gelen ama beni iliklerime kadar titretecek güce sahip.

kontrol edemeyeceğim kadar fazla. benim bedenime fazla bu jimin. benim için fazlasın. sen, benim üzerime büyük gelirsin.

böyle söylersem bana kızacağını çok iyi biliyorum ancak inan bana, böyle yazmak ikimiz için de iyi olacak. nereden başlayacağımı da bilemiyorum o kadar çok vukuatım var ki. öyle yıprattım ki seni, ne anlatacağımı şaşırıyorum. yine de, öncelikle minhyukla başlayacağım. çünkü eminim en çok onu merak ediyorsun.

ben aşçılık okumaya başlamadan önce lisede bir arkadaş grubumuz vardı. minhyuk, eunwoo ve ben en, en yakın arkadaşlardık. ancak ben eunwooya karşı hep daha yakın hissederdim kendimi. ona hiç arkadaş gözüyle  bakamadım. hep daha kıymetliydi benim için. minhyuk pek tabii bunun farkındaydı ve o zamandan beri benden hoşlanıyordu. eunwoo da ben de bunu anlayabiliyorduk ama yapacak bir şeyimiz yoktu. eunwooyu çok seviyordum ve o da benden hoşlandığı için ilişkimizi ilerlettik. sevgili olduk ve minhyukla az görüşmeye başladık. üniversiteye geçtiğimiz zaman eunwoo ve ben bir ev tutup oraya taşındık ve okulumuz bittiğinde evlenmeye dair hayaller kurmuştuk.

bunları sana üzülmen için söylemiyorum. sakın yanlış anlama aşkım. biliyorsun ki, şu an kalbim tamamen sana ait.

ancak öyle bir şey oldu ki; evlenmeyi bırak, ne yapacağımı bilemez oldum. eunwoo yavaş yavaş hastalanmaya başladı. ne yaparsam yapayım bir türlü iyileşmiyordu ve hastaneye gitmek zorunda kaldık. yapılan testler sonucunda eunwoonun kanser olduğunu öğrendik. o gün saatlerce ağlayıp savaşacağımızı söyledik birbirimize. çok denedik. tedavi süresi boyunca yanında bekledim. hep yanında oldum. ve ameliyat için yeterli seviyeye geldiğinde, kapıdan çıkmasını beklerken öldüğü haberini aldım.

evet, kendimi öldürmek istedim. çünkü aklıma daha iyi bir şey gelmemişti. tüm hayatımı onun için yaşıyordum o zaman. uzun bir süre kendime gelemedim. doktorları suçladım, etrafta kim varsa hep suçladım. en çok da kendimi suçladım. kafamda kurdum onları. eunwoonun hayallerini yıktıkları için kendime zarar vermekle tehdit ettim hep. biliyorum, ergence.

bütüm bu zamanları atlatmam için yanımda olan yegane kişi ise minhyuk olmuştu. tek bir kelime bile etmeden anlaşır oldum minhyukla. üstelik onu itmeme rağmen benim yanımda oldu. ve ben onun yanımda olduğu her an eunwooya küstüm. beni bıraktığı için sürekli masum ruhunu suçladım. ışıltılı bakışları ve güzel yüzü aklıma geldikçe sinirlendim. işte jimin, aşk beni bu hale getirmişti.

ve en kötü zamanımda yanımda olan minhyukla böyle yakınlaşmıştım. sonra beni o toparlamıştı elbette. şimdiki işimi ve aşçılığa yönelmemi de o sağlamıştı. terapilerime kadar götürüp eve getirmişti. biz böyle birbirimize alışmıştık. insandık, elbette aramızda bazı cinsel deneyimler de olmuştu. her şey bizim için iyiydi.

ancak sonra sen geldin. güzel yüzün ve ışıltılı gözlerinle her şeyi mahvettin jimin. tüm dünyamı başıma yıktın. bir daha ışımaz dediğim dünyamı tek bir bakışınla aydınlattın. nasıl dayanırdım buna? sikeyim, söyle bana ne olur? nasıl dayanırdım sana?

onca senenin üstüne tekrar kalbim atmaya başladığında deliye dönüyordum. minhyuk bile anlamıştı bakışlarımın değiştiğini. öyle korkmuştum ki senden. beni götürebileceğin uçurumdan.

bu yüzden bir koruma mekanizması yaptım kendime. sana kötü davranırsam senden uzak kalabileceğimi düşündüm. uzak durmak istedim çünkü eğer yaklaşsaydım karşında ne yapacağımı bilemezdim.

aklıma gelen her şeyi uyguladım sana. ama sen gitmek yerine bana daha çok yaklaştın. onca sene sonra içinde yaşadığım karanlığı delip beni yukarı çıkardın.

üstelik beni yukarıya çıkarırken kendini dibe batırmayı göze alarak yaptın bunu.

öyle güzeldin ki, sana aşık olmaktan başka çare bırakmadın bana. aşkım.

gün geçtikce tüm kalkanlarımı yıktın. artık dayanamayacak dereceye gelmiştim ve her zamanki gibi sen, ilk adımı atıp beni de yanında sürükledin.

sana bir şeyler söylemeye aciz ruhumun, bana; "beni biraz daha istemeni istedim." dediğinde delireceğini hissetmiştim. keşke diyordum. keşke kaskatı kesilmiş bir şekilde durup hyunjinle gidişini izlemeseydim. çünkü başkasıyla olma düşüncen beni öyle mahvediyordu ki, yalan olduğunu düşünüp durdum. sana sanki bana ait olmak zorunda olan bir eşyaymışsın gibi davrandım. ancak değerin gidince anlaşılmış gibi, tüm gerçekler bir anda yüzüme çarptı. yüzünü göreceğim son anlar olduğunu düşündüm.

her şeyi daha farklı yapabilirdim jimin. tüm kaderimizi değiştirebiilirdim. çünkü biliyordum, biz en sonunda birleşecektik. kaderimiz bir yazılmıştı bizim.

kötü yolla oldu, evet. keşke beni ellerimde kanlarla görmeseydin. keşke hep iyi biri olarak kalsaydım gözünde. ama sen beni kusurlarımla sevdin. yeterdi benim için. serçe parmağın kadar sevsen, ona bile tutunurdum ben. ancak sen herkesin aksine öyle yüce gönüllüsün ki, kollarını açtın bana.

şimdi sadece benimle yetinmeyip kızımıza da aynı şefkatle bakıyorsun. bu anlattıklarım hiç yaşanmamış gibi devam ediyoruz. ancak ben artık kafamı yastığa koyduğumda senin güzel yüzünü izleyerek iç çekmek istemiyorum. artık tüm bunları aşmış biri olarak, eşimin ve çocuğumun elinden tutup, gerçekten hak ettiğiniz birey olmak istiyorum.

tüm tedavimi bitirip sana bu mektubu veriyorum ki, ileride çok büyük bir kavga edersek; artık kendimi kontrol edebildiğimi bil diye. çünkü sen her an yıllar önceki korkuyla yaşıyorsun. olanlar tekrar olmasın diye ters bir şey söylemeye bile korkuyorsun. kızamıyorum yapma diye, ne desen haklısın. ancak yemin ediyorum, artık böyle yaşamak zorunda kalmayacaksın. çünkü iyiyim. yanındayım. iyiyim ve seni çok seviyorum.

dudaklarım eksikliğinde kuruyup dökülmüşken ve hasretinden kendimi kaybetmişken, daha fazla nasıl isteyebilirim belini ellerimin altında?

bilemiyorum, jimin. beni tekrar deli edecek olan şeyin sen olmanı istiyorum. çünkü beni hayata döndürebilecek gücün yanında, öldürebilecek güce de sahipsin. bu beni korkuturdu ancak şimdi, gözüm kapalı atlıyorum ateşinin üzerine.

bana hep eunwooyu hatırlatmıştın jimin. ancak aranızdaki farkı yeni yeni anlayabiliyorum. o sadece bir takıntıydı. yanımda birine ihtiyaç duymuştum çünkü yalnız olursam hangi yola sapacağımı bilemezmişim gibi düşünmüştüm.

sen ise benim pusulamdın. nereye gideceğimi bilen daimi kişiydin. bunu sana söylemek için çok mu geç kaldım bilemiyorum ancak, ben yolumu da yönümü de buldum jimin. zaten senden sonra hiç yolum olmadı. tüm kapılarım hep sana çıktı.












cooking studioحيث تعيش القصص. اكتشف الآن