Mirakan ailesi arabalardan inip, hastanenin içine koşarcasına girdiler. Danışmadan Ağir'in bulunduğu yeri öğrenip girdikleri ameliyathane kapısında bekleyişlerine devam ettiler. Herkes onun için dua ediyordu. Marazları Ağir'e bir şey olmamasıydı. Altı saat aradan geçti lakin Ağir hala ameliyataydı. Kimseden ses çıkmıyordu. Artık sabırsızlanmaya başladılar, Berzan sinirle yumruğunu duvara vurdu, Berat ağa öfke ile baktı oğluna; Sert ve șiveli sesi hastane koridorlarında yankılandı.

"Ne yaparsın oğul, zaten derdimiz bize,yeter! bir de senle uğraşak. Ananın bacılarının hali orta da, bir de sana yansınlar kendine gel oğul, vakit harlanıp, yanmanın vakti değil bilesin. Ağir sağlam çıktığında öfkeni bunu bize reva görene gösterirsin."

Berzan yaşına rağmen, hala ayakta dimdik duran babasına baktı.

"Haklısın bav haklısın bunu bize reva görenlere dünyayı dar, edeceğim. Hele bi abim çıksın iyileşsin, öğrenelim bakalım kimin, bizimle derdi ne?"

Sonra anasına döndü, Berzan;

"Ana kurban olduğum yeter, ağladığın. Abim sağ, salim çıkacak üzülme, ne olur. Bak ne kadar yıprattın kendini. Yazık değil mi? Abim dimdik ayakta görsün seni. "

Berfin Hanım'ın gözleri titriyordu. Evladından haber alamadığı her saniye ömründen yılları götürüyor gibiydi. Titreyen sesiyle "Görür değil mi oğul? iyileşir Ağir'im. Kim neden yapar oğul, yüreğim yanar. Hem de nasıl orada yatan ben olaydım oğul Ağir'im daha gencecik. Görecek günleri var." konuşması bittiği gibi titreyen bedeniyle oğlunun kollarına yığıldı. Berzan kollarına yığılan annesi ile şok geçirdi. Loran kısa süreli bir şok geçirip" doktor! "Diye bağırdı. Ferman duyduğu gibi nefesi Diyarbakır'a almıştı. Ameliyathanenin koridorlarında girdiği gibi kız kardeşinin sesini duydu. Korkulu bir şekilde koşup annesini Berzan'ın kollarından alıp boş bir odaya girdi?

Berat ağa ameliyathane kapısında olanları üzüntü ile izliyordu. Yaşlı adamın kalbi yaşananları kaldıramıyordu.

Doktorun odaya girip Berfin Hanımla ilgilenmesiyle Ferman odadan çıkıp babasına doğru yürüdü.

"Baba annemin tansiyonu düşmüş, merak etmeyesen. Serum taktılar birazdan kendine gelir. Sende yorgun görünüyorsun. İstersen sana da oda hazırlatayım? Git biraz dinlen."

"Yok oğul Ağir ameliyathaneden çıkmadan, bana rahat yoktur. Siz ananızla ilgilenin beni merak etmeyin."

Ferman biliyordu babasını, ısrar etmedi daha fazla. Sessizce oturdu koltuğa hayal kırıklığıyla kenarda oturmuş Keje' ye baktı. Nasıl isterdi orada Heja'yı görmeyi. Heja gelmeye bile gerek görmediği gibi merak edip bir telefon dahi etmemişti. Eskiden nasıl imrenirlerdi Heja ile Ağir'e.

Açılan ameliyathane kapısı ile hepsi oraya döndü?

Çıkan doktor kendisini bekleyen, aile üyelerine bakıp açıklama yapmaya başladı.

"Zor bir ameliyattı, Ağir bey geldiğinde çok kan kaybetmişti. Kurşun kalbe çok yakındı, başarılı bir ameliyat geçirdi. Bu gece yoğun bakımda kalması gerekiyor, yarın bir sıkıntı yaşanmazsa, normal odaya alınacak geçmiş olsun."

Mirakanlar sevinçle baktı birbirine.

Berat ağa yorgunca, oturdu yerine, oğlu bunu da atlatmıştı şükür.

Doktor, yorgun aileye bakıp konuşmasına devam etti.

"Yoğun bakımda kalacağı için, hepinizin beklemesine gerek yok."

Berat ağa minnetle baktı karşındaki doktora.
"Sağol oğul dünyaları verdin bana biz bekleriz oğlum uyanınca kadar bekleriz"dedi.

Doktor anladığını belirtir şekilde kafasını sallayıp karşısındaki insanlara tebessüm gösterip gitti.

Aşk'a Direniş Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ