KÜL| 24. Bölüm

Zacznij od początku
                                    

"Biliyorum. Bir şeyler yedikten sonra gücümü toplayabilirim."

Lily'nin bırak gücünü kullanmayı, başını tutacak kadar bile gücü kalmamış gibiydi.

"İstersen biraz uyu," dedi Shanny, kucağını açarak. "Yemek hazır olduğunda biz seni uyandırırız."

Lily memnuniyetle Shanny'ye sokuldu. Uykuya dalıp nefeslerinin derinleşmesi saniyeler sürmüştü yalnızca. Shanny ile baş başa kaldık. Onunla oturup sakince sohbet etmeyi özlemiştim.

"İyi misin Shanny?"

Fısıltıyla yanıtladı. "Asıl sen iyi misin?"

"Çok yorgun olsam da kâhin olayını çözdüğümden beri rahatlamış durumdayım. Cadı beni zaten korkuturken çözemediğim yeni bir gücü olduğunu düşünmek tamamen korkuya kapılmama neden olmuştu," diye itiraf ettim.

"Keşke senin için yapabileceğimiz bir şey olsaydı."

Shanny'nin sesi üzgün geliyordu.

İblis cadı konusunda yapabilecekleri bir şey olmasa da benim için büyük bir güç kaynağıydılar. Tatlı atışmaları bile yetiyordu. "Varlığınız yetiyor."

Grubumuzun geri kalanı, yanlarında dört tavşanla çok geçmeden döndüler. Neyse ki pişirme işini onlar üstlenmişti. Hızlıca karnımızı doyurduktan sonra Lily ile birlikte Simon'a haber verebilmek için uzandık. İkimiz için de derin uykuya geçmeden uykuyla uyanıklık arasındaki o sınırda kalmak çok zordu. Üzerime bir anda çullanan tüm o anılara, görüntülere, seslere ve kokulara dayanmak ise en zoruydu. Önceki seferden kat ve kar zordu hem de. Neyse ki bu sefer Simon'ı bulmamız daha kolaydı. Lily tam olarak gücünü kullanamadığı için bulanık bir görüntü halindeydi ama bu bile yeterdi.

"Simon, beni iyi dinle!" dedim hemen.

"Lily? Elena? Neredeydiniz sizden haber bekliyorduk." Sesi son derece endişeli ve heyecanlıydı.

"Vaktimiz yok Simon. Bir kâhin var kaçtığımız yerleri cadıya haber veriyor. Orién'de olduğunu düşünüyorum. Öldürülen kâhinle bir bağı olduğuna eminim. Onu bir an önce bulmalısınız. Sizin onu aradığınızı anlamaması için ilgisinin tamamını üzerimize çekip kafasını karıştırmaya çalışacağız."

"Bulacağız." Sesi kararlıydı. "Bu tarafta işler yavaş ilerliyor ama sınırdaki büyüyü kaldırmak üzereyiz. Sınıra yakın olmalıymışsınız. Büyü kaldırıldığı gibi sınırı geçmeniz gerekiyormuş. Başkomutan Danow ve kral Boeyroth'un emri."

"Deneriz."

"Lily? Neden bu seferki geçen seferki gibi değil? Sen iyi misin?"

Lily'nin elimi tutan eli titriyordu. "Sadece çok yorgun. Gitmek..." Zorundayız diyemeden rüyadan çıkıp uyandık. Lily kalkmaya çalıştı ama titreyen vücudu yüzünden yapamadı.

"Üzgünüm ben..." Diyecek olduğunda devam etmesine izin vermedim.

"Önemli değil söylememiz gereken her şeyi söyledik. Yat ve dinlen Lily."

Lily söylediğimi yaparken ben kalktım. "Simon sınıra yakın olmamızı söyledi. Büyüyü kaldırmak üzerelermiş. Büyü kalktığında hemen geçeceğiz."

"Onları bekleyemem."

Nate'in cevabıyla keskin bir sessizlik çöktü. Ne demekti şimdi bu?

"Başka ne yapabiliriz ki? Sınır açıldığı an buradan çıkmalıyız. Burada fazladan bir saniye bile durmak istemiyorum."

"Sessizce kaçıp gitmeyeceğim Elena." Sert sesi tüylerimi ürpertmişti. "Ben Orién'in veliaht prensiyim. Şimdiye dek benim hep nazik tarafımı gördüler. Bu ülkeden kaçacaksam eğer önce birbirine katar, sonra kaçarım."

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz