Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.
🏴☠️
Hiç kendi topuğunuza sıktığınızı hissettiniz mi?
Yaptığınız yanlışın sonuçlarının sonunuzu getireceğini tahmin ettiniz mi?
Eğer bu öpücüğün böyle sonuçlanacağını tahmin etseydim kendime dur derdim. Dur ve sakın onu öpme. Bu benim aptallığımdı. Onun nasıl biri olduğunu biliyordum. Onun bana bunu ödeteceğini biliyordum ama o an her şey arka plandaydı. Hiçbir şey duymuyorum sanki, özellikle de kendi sesimi.
Aptaldım!
Aptal!
Ondan geri çekilirken elimi saçıma atıp kendime zaman ayırdım. Bakışları üzerimdeydi, biliyordum. Zaten o Çakır gözler bir an olsun üzerimden ayrılmıyordu. Ölüm bile kanatlarının gölgesini üzerimden çekmişken o gözlerini benden çekmiyordu.
Gözlerimi gözlerine mıhladım.
Kendimi düşürdüğüm bu çukurdan ancak kendim kurtarabilirdim.
"Zaten seni kimse durduramaz." Bakışları, tanıdığı anlam ile cürretkarlaştı. Devam ettim. Ona asıl anladığının yanlış olduğunu göstermek için. "Benden başka. "
Dudakları bir şeyler söylemek için aralanmıştı ki elimi kaldırıp onu susturdum. "Beni defalarca kez istemsiz öptün, hepsi yanlıştı ve o yanlışa karşılık bugün ben de seni öptüm. Ödeştik. Bunun devamı olmayacak, anladın mı?"
"Anladım." Dedi Asır. Ama ne gözleri anlıyormuş gibi bakıyordu, ne de sesi öyle çıkmıştı. Bana biraz daha yaklaşıp gözlerini önce dudaklarıma sonra gözlerime çıkarttığında gözlerine bakabileceğim en sert şekilde baktım.
"Ama anladığım seni arzulamamın bir haklı sebebi daha olduğuydu." Ona sorar gözlerle baktım. "Sen klişe değilsin."
İşaret parmağımı göğsüne bastırarak onu ittirdim. "Ama sen öylesin."
Hayır, değildi.
Belki kızar diye söylediğim şey daha çok gülmesine sebep olmuştu. Erkeksi ve hoş bir kıkırtıya sahipti ama bundan da önemlisi neye güldüğüydü. Ona şaşkına baktım. Neye gülüyordu?
"Hey, neye gülüyorsun sen?"
Başını iki yana sallayarak gülmeye devam etti. "Çok tatlısın." Çatık kaşlarım yuvarlandı. Ona şaşkına baktım.
Ben mi tatlıyım?
"Ben acıyım acı." Dedim soğuk olmaya çalışan bir sesle. Bana hala gülen gözlerle bakıyordu. Homurdandım. "ne tatlısı..." kaşlarımı çattım. "Ayrıca kızman gereken yerde ne gülüyorsun, şizofren olabilir misin acaba?"
