Cancağız Köyü Vakası

125 6 0
                                    

Marmara'nın dağlarında,çok ıssız bir bölgede bulunan Cancağız Köyünün hikayesi çok uzun bir geçmişe dayanıyor,Bitinya krallığı zamanında kurulan bir şehirin çok küçük bir parçasını oluşturan bu köy,zaman içinde olan savaşlardan dolayı terk edilmiştir,Selçuklu İmparatorluğunun bu bölgeyi fethetmesiyle yeniden eski haline döndürülmeye çalışılmıştır,bir süre sonra birkaç Gagavuz Türkü ailesinin bu son sağlam kalan ve Cancağız Köyü olarak bilinen bölgeye yerleşmesiyle yeniden canlanmıştır,köydeki herkes birbiriyle evlenmiş ve köye dışarıdan ne gelin nede damat gelmiştir,hatta bu köyün varlığı civar köylerde bilinmiyordu bile.Hrıstiyan bir Türk soyu olan Gagavuz Türkleri,bu köyde bulunan bir kilisede ibadetlerini gerçekleştiriyorlardı,bu köyde din adamı olarak sadece bir rahibe vardı,köylü dinine çok bağlıydı ve bu rahibe köylülerin dini duygularını sömürüyordu,rahibe ne derse köylülerde onu yapıyordu...
  Kaçakçılar işlerini yapmak için ıssız bölgeleri tercih ederler,gene bir ıssız bölgeye gelip kaçakçılık yapmak isteyen kişiler,Cancağız Köyü civarında kaçakçılık yaparken köyden korkunç kahkaha seslerinin geldiğini,korkutucu bir sese sahip kadının İncil okuma sesinin geldiğini söylüyorlardı,köyde uzun gölgeler gördüklerini iddia ediyorlardı,köyden leş kokuların geldiğini söylüyorlardı hatta bazıları geceleri köye kan yağmurunun yağdığını söylüyorlardı,bu civar hakkında çok fazla şikayet gelince bu köyü araştırmaya gidecek bir ekip kuruldu,bu ekip köye yaklaştığında cidden köyden leş kokuları gelmeye başladı,etrafı inceleyen ekip burada bir köy olduğunu daha yeni farkediyordu,köye inen ekip etrafta çarmıha ters gerilerek ölmüş insanlar görürler,tüm cesetler etraftadır,evlerin kapılarına ölen kişilerin kanlarıyla garip şekiller çizilmişti.Köyde ölmüş bebekler,ters haç şeklinde birbirlerine bağlanmışlardı,köyün Kiliseside aynı şekilde heryeri ceset doluydu,bir cesetin yanında bulunan notta ise şu yazıyordu;
"Bu köy,öyle lanet bir köy ki,burda masum kanı aktı,Mesih İsa'nın yolunu bırakıp onu düşman edindik,Tanrı bizi affetsin,bu köyde bir tane rahibe vardı,ne derse yapardık,2 çocuğu düşük çıktı ve kocası öldü diye kendini Yaratıcıya düşman etti,bize de benim yolumdan gelin dedi,köyü ikiye böldü,İblistaparlar ve Hrıstiyanlar,İblistaparlar kendilerinden olmayanları esir alıp,onları Şeytan'a hizmet eden Cin kabilelerini çağırıp birlikte Şeytan'a kurban ettiler,köyde kurban edilecek Hrıstiyan kalmayınca köydeki Satanistler birbirlerini öldürmeye başladılar,ben bu köyün son sakiniyim,bu köyde en tehlikeli Cin kabileleri yaşıyor,beni rahatsız ediyorlar,onlar yüzünden toprağımız bereketsizleşti,tarım yapamadık,geçim kaynaklarımız kalmadı,burda açlıktan ölmek üzereyim,beni istemiyorlar,beni istemiyorlar,beni istemiyorlar..."
Bu olayın ne zaman yaşandığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır,köy 1881 yılında keşfedildi ancak keşfedildiği zaman köydeki cesetler tamamıyla çürümüşlerdi.Günümüzde köyün konumu hala bilinmiyor ve haritalarda gözükmüyor

Bilinmeyenحيث تعيش القصص. اكتشف الآن