Mudire hanım?
- siz jale hanım, hemen bana ne yaptığınızı açıklarsanız çok memnun olmak üzereyim
Hoang'ın bana olan çevirisi bitince hem çocuğun üstünden kalktım ve ilk andan rezil olmamın verdiği suçluluk duygusu ile kızardım
- şey.. emm.. biz sadece.. Üzgünüm efendim.
Hoanga döndüm ve çevirmesini söyledim , Mudire odadan çıkmadan önce dediki " yarın hemen derslere başlıyorsunuz küçük hanım"
Wtf? Dil bilmiyorum ya nasıl derse gircem yok kalsın teşekkür ederim
Hoca odadan çıkınca hoang bi kahkaha patlattı sanırım boğucam çocuğu gelir gelmez
- Ya sen hoang mısın nesin , ne kadar pislik bi insansın, beni gelir gelmez rezil ediyosun ya ?!
-Merak etme sen burada olduğun sürece benden daha neler göreceksin
Bide bu çıktı başıma
Valizlerden eşyaları çıkardım ve temiz (?) Olan dolaba koydum
Banyoya girmek için hazırladım
Kilidinin çalıştığını umut ederek koyu kahve ahşap kapıyı ittirdim ve içeri geçtim . Hazır ortada kimse yokken temizlenmek güzel olabilir .aslında banyo o kadar da fena değildi . Camları buğu desenli bir duşakabin , tam karşısında lavabo ve altında küçük bir dolap, lavabonun tam üstünde köşeleri beyaz ahşapla kaplı dikdörtgen bir ayna, hemen kapının solunda bir klozet ve tepeden sarkan klasik bir lambadan oluşan sevimli bir banyoydu. Yerler beyaz karo, duvarlar ise açık yeşildi. Duvarda havalanması icin yüksek ama küçük bir pencere bulunuyordu.
Kapıyı kapattım, kilidi çevirdim , Tanrı'ya şükürler olsun ki çalışıyordu
Suyu açtım biraz rahatlamalıyım
...
Kendimden geçmiş olmalıyım ki zamanı farketmedim
Birisi kapıyı tekmelemeye başladı ki bu tabikide hoang'dı yani kim olabilir ki bizim odaya gelecek?
-Biraz beklersen çıkıyorum
-Bekleyemem altıma yapmak üzereyim çabuk aç
-Üzerimi giyiyorum bekle ya
-Sana kapiyi ac dedim
Kapıyı acmak zorundaydım ama eşyaları toplamam ve banyoyu temizlemem gerekiyordu.
- Burayı temizleyip açıyorum sabret
- lütfen şu kapıyı aç sonra temizlersin
Dayanamadım ve açtım
Açar açmaz beni dışarı çıkarttı
Birkaç dakika sonra birden Hoang'ı duydum .
-Bu ne ya heryer saç olmuş
Pislik herif !
- Sana temizlemem gerektiğini söyledim çabuk çık dışarı
Kapıya abandım ve içeri girmeye çalışmam başarısız oldu çünkü beyefendi kapıyı kilitlemiş
- Jale bunlar ne böyle pis! bide bana diyodun
- ben titiz bir insanım her insanın saçı dökülebilir
- Ama bunlar saç değil ki
-neyim varmış?
Demeye bile kalmadan hoang elinde çamaşırlarımla kapıyı açtıKıyafetleri elinden hızlıca aldim ve banyoya girip onuda banyodan ittirerek çıkardım
Kendini ne sanıyo bu
Kapıyı kilitledim ve banyoyu temizlemeye başladım
Temizledikten sonra hoanga seslendim
-Hoang burda nerde çamaşır yıkayabilirim?
-Biz elimizde yıkıyoruz burda , bak istersen bende yıkama için şey var
- Deterjan mı?
- evet ondan al
Dedi ve dolabından sıvı mavi bir jel çıkarttı
-teşekkür ederim hoang
Lavaboya gittim çamaşırları yikamaya başladım
Kurumaları için dolabın icinde bulunan askıya bıraktım
Bence artık yurtta biraz dolanmaya başlayabilir ve kendime hoangdan başka arkadaş edinebilirim düşüncesiyle odadan çıktım
Koridorun sonunda büyük salona benzer bi alan vardı
Duvarda küçük bir televizyon asılıydı
Önündeki küçük puf koltuklarda birkaç öğrenci oturmuş vietnam kanallarında dizi gibi birşey izliyorlardı.Yanlarına yaklaşmamla birlikte bana döndüler
Aralarında kahverengi hafif dalgalı saçları olan , üzerinde ise mavi bir tişört ve altında ise kot pantolon olan kız bana seslendi
- Hello..
Bi an için şaşırdım ve cevap veremedim.- Utanmayı bırak ve yanımıza gel dedi ağır bir ingiliz aksanıyla
Yanlarına oturdum
- Benim adım Ann ya seninki?
- Jale
- Oh Well nice to meet you , bunlarda Loan ve Mai
Dedi yandaki kızları gostererek- Ben Loan
Loan kısa boylu, zayıf , küt siyah saçları olan minyon ve sevimli bir kızdı
-Ve buda Mai , o pek ingilizce konuşamıyor dedi
Mai ise Loan'a gore daha uzun, dalgalı saçları arasında iki tutam saç kırmızıya boyanmıştı saçları neredeyse kalçasına kadar uzundu
- jale sen nerelisin
-Ben Türkiye'den geliyorum
- Ne kadar uzak!
-Biliyorum ama yapabileceğim birşey yok
Tam o sırada yanımıza Hoang geldi
Bi eksik kal be bi eksik kal !
- jale nerdesin seni arayıp duruyorum !
Kızlar Hoang'ın Türkçe konuşmasıyla şaşırdılar ve ona vietnamca birşeyler söylediler. Hoang kahkaha attı ve
- jale hadi gidiyoruz dedi
- Nereye gidiyoruz ben burda kızlarla kalmak istiyorum .
- yarın kaybolmak istemiyorsan benimle gel .
Uflaya poflaya kalktım kızlara hoşçakal dedikten sonra Hoang'ı takip etmeye başladım.