'Benim küçük cadım biraz daha bana böyle sarılmaya devam ederse beni öldürmeye niyetli demektir' Bade bu sözler üzerine hemen kollarını çekmişti. Demir kocaman bir kahkaha patlatıp genç kıza tekrar sarıldığında genç kızda gülümsemişti.

'Bugün her zaman yaptığımız gibi dövüş izlemeye gidicez' diyen Demir'le Bade daha çok sevinmişti. Dövüş izlemeyi seviyordu Bade. Ringe çıkan adamların birbirleriyle olan mücadeleri hoşuna gidiyordu.

'Tamam ama babam' diyen Bade'nin sesi üzgün ve nefret dolu çıkmıştı. O adama baba demek istemiyordu ama Demir'e de bunu belli etmek istememişti.

'Ben izin alırım babandan' dedi genç adam. Bade bu cümlenin üzerine başını salladı. Demir'in yanında bir şey demezdi ama akşam Bade eve geldiğinde onun canını yakardı. Genç kız bunu düşünmeyip arkadaşını başıyla onayladı. Akşam üvey babası ne yaparsa yapsın. Bugün o arkadaşı ile  birlikte gidicekti işte.

'Tamam' demişti genç kız. Genç adam bu cevabın üzerine kocaman gülümsemişti.

'O zaman akşam 8 de alırım seni' genç kız başıyla onayladı arkadaşını. Arkasını dönüp tekrar eve yürümeye başlamıştı. Lanetler okuduğu üvey babası bu saatlerde evde olmuyordu. Genç kız derin bir nefes alıp eve girdi. Küçükte olsa bir odası olduğundan hemen odasına geçmişti. Akşam için siyah dar paça pantolon ve siyah sporcu atletinin üzerine deri montunu giymişti. Ayakkabı olarak üvey babasından gizlice biriktirip aldığı postalları giydi. Genç kız aynanın karşısına geçtiğinde içinde bir korku vardı. Üvey babasının yapacaklarından korkuyordu ama bir yanı da arkadaşlarıyla güzel vakit geçirmek istediğini ona haykırıyordu. Bade bu duruma daha fazla aldırmamaya çalıştı odasından çıkıp aşağı indiğinde Demir'in babasıyla konuştuğunu görmüştü. Demek ki üvey babası olucak o adam bugün erken gelmişti.

'Tamam Bade sana emanet' diyen üvey babasının sesinde bariz bir alay vardı özellikle bunu Bade'ye bakıp söylemesinden anlaşılıyordu da bu durum.

'Sağ olun  efendim' diyen Demir'e bakmıştı bu sefer Bade. Arkadaşı küçüklüğünden bu yana hep büyüklerine saygıyla yaklaşmıştı. Bade üvey babasının yanından geçip arkadaşının yanına geldi. Bade'nin çocukluğundan bu yana sürekli yanında olan Esin'i de aldıklarında eski günlerde olduğu gibi birbirlerini güldürme çabalarıyla dövüş maçlarının yapıldığı o kapalı mekana gelmişlerdi. Burası gizli bir yerdi. Esin ve Bade'de burayı Demir sayesin de öğrenmişlerdi. Bir yere oturduklarında sırayla kavga eden insanları izlemeye başlamışlardı. Bunların kimine göre mide bulandırıcı olsada Bade seviyordu. Dövüşler bittiğinde herkes ayağa kalkmıştı.

'Heyy millet asıl şovu izlemeden nereye' diyen hakemin sesiyle bütün herkez ona dönmüştü. Hiç bir şey yapmayan hakem tekrar konuştuğunda

'Karşınızda Aras Karayel. Sizin tabirinizle Kuzgun.' dediğinde ıslık ve bağrış sesleri yükselmişti. Özelliklede kızlardan daha çok ses çıkıyordu.

'Ben bu adama bayılıyorum. Şuan adamla aynı yaştayız. Ama adam bir efsane. Şu ana kadar onu yenen kimse görülmedi. ' diyen Demir'le Bade'nin merakı daha çok artmıştı. Genç kız adamın uzun boyundan ve geniş omuzlarından ne kadar güçlü olduğunu anlamıştı ama karşısında ki adam ondan daha kalıplıydı.

Karşısında ki adam suratına bir yumruk attığında bir kaç adım geriye attıp kafasını sağa eğmişti. Karşısında ki adam tekrar bir yumruk atıcakti ki buna izin vermemişti. Genç adam toparlandığında duygusuz bir gülüşle karşısında ki adama baktı. Sonra ise hızla adamın yüzüne yumruk atmıştı. Karşısında ki adam yere düştüğünde adamın üstüne çıkıp yüzünü dağıtmıştı.

Genç adam ayağa kalktığında seyircilere bakıyordu. Kendisi için yapılan ıslık seslerini ve bağırış seslerine baktı. Bunlar genç adamın hoşuna gitmiyordu. Biraz da bu yüzden sık gelmiyordu dövüşlere. Genç adam tekrar seyircilere baktığında karşısında hiç beklemediği kişiyi görmüştü. Bugün gördüğü o kızarık maviler şimdi gülüyordu. Adam genç kızla göz göze geldiğinde yıllardır hissetmediği kalbindeki ritim bozukluğu hissetmişti. Daha fazla bakmadan ringten indi.

Genç kız adamla tekrar göz göze gelmenin şokundaydı.

'Hadi Bade gidelim' diyen Esin'in sesiyle şoktan çıkmıştı. Arkadaşını başıyla onayladığında ilerlemeye başlamışlardı.

Önce Esin'i eve bıraktıklarında Bade bir kaç uzağında olan o eve girmek istemedi. Biliyordu çünkü üvey babası uyumamış onu bekliyordu. Genç kız evin önüne geldiğinde Demir'e el sallayıp cebinde olan anahtarla kapıyı açmıştı. Genç kız yavaş adımlarla eve girdiğinde arkasını dönüp tekrar kapıyı kapatmıştı.

Genç kız saç diplerinde duyduğu acıyla yere düştüğünde gözlerini kapatmıştı. Karnına gelen üst üstte tekmelerden sonra üvey babası biraz durmuştu. Ama genç kızın bu fikri hemen uçup gitmişti. Üvey babası kemeri çıkartmış genç kızın sırtına sert darbelerle vurmaya başlamıştı. Genç kız kolunun tutulup kendisini ayağa kaldıran adama nefretle baktı. Adam dış kapıyı açıp kızı dışarı ittiğinde

'Bir daha sakın gelme.' dediğinde genç kız kendini yere bırakmıştı. Ağlamaya başladığında kendinden nefret etti. Bu kadar güçsüz olmaktan nefret etti. Üvey babası olucak o adamdan nefret etti. Ayağa kalkıp yavaş adımlarla ilerlediğinde nereye gideceğini bilmeden yürüyordu. Tenha olan sokaklarda duvardan destek alarak ilerlemeye başladı. Ona yardım edicek kimse yoktu. Başka bir araya döndüğünde karşısına birinin çıkmasıyla durdu. Yavaş adımlarla adamın karşısında geldiğinde

'Lütfen yardım et' diye fısıldamıştı.

Arkadaşlar yeni hikayem umarım beğenirsiniz.

BENİMLE KALDär berättelser lever. Upptäck nu