stupid in love

yedi

bangtanımı özledim😭
(bangtan'a çok aşığım dostlar😫)

bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmuyoruz🫶🏻
yeni kurgu love wins all'a bakın lütfen💓

-

poyraz

"hadi sen gidiyorsun, tamam ama beni niye peşinden sürüklüyorsun oğlum?" dedi yasin yanımda yürürken.

heyecandan olsa gerek biraz hızlı atıyordum adımlarımı. yasin de bana yetişmek için hâliyle ekstra efor sarfediyordu.

"ne demek beni niye peşinden sürüklüyorsun?" dedim ona dönerek. "sen benim en yakın arkadaşım değil misin yaso? tabii ki geleceksin."

"oge de var ya hani poyrazcığım."

"adam sevgilisiyle beraber. benimle gelecek diye kızın yanından mı alalım? onu mu istiyorsun amına koyayım?" dediğimde ofladı. "acilinden sevgili yapmam lazım. yoksa sen bu gidişle beni gittiğin her yere sürükleyeceksin."

sırıttım ve kolumu omzuna attım. "bul lan. dörtlü randevu yaparız."

beni ittirdi. "lan yürü git! daha kızdan hoşlandığını bile kabul etmiyorsun. ne randevusundan bahsediyorsun sen babam?"

"kabul etmiyorum çünkü öyle bir şey yok. bence birinden bu kadar çabuk hoşlanılmaz. yani ben öyle düşünüyorum."

"ya sen onu benim külahıma anlat." dedi beni geçiştirircesine. "ben öyle olmadığını gayet iyi biliyorum. bal gibi de hoşlandın ama onun sana karşı böyle düşünmeyeceğinden korktuğun için kendince bahane uyduruyorsun."

"of ne konuştun be yaso!" dedim dediklerini kaale almayarak. eğer uzatırsam hoşlandığıma dair bir sürü söylemde bulunup kafamı ütüleyecekti.

"senin yüzünden. inatçı olmayı bırakıp doğruyu kabul etsen benim de konuşmama gerek kalmaz." deyip omuz silkti.

ona cevap vermemeyi tercih ederek önüme döndüm ve yürümeye devam ettim. neredeyse gelmiştik zaten.

"velin gibi yanında durmayacağım değil mi?" deyip sırıttığında göz devirdim. "bu bayağı komikti."

göz deviren yüzüme gülmekle yetinip çoktan gelmiş olduğumuz spor salonunu başıyla işaret etti. "tip tip bakma da kapıyı aç. ilk seni görsün."

"ne alaka? sen açsan ne oluyor, onu anlamadım." dediğimde saçını geriye doğru taradı. "solistler sahneye en son çıkar, kardeşim. e ben de solist gibi adamım, biliyorsun."

"lan yürü git! sikeyim senin solistliğini." deyip üzerimdeki bol lacivert hırkamı düzelttim.

koçumuz bugün okulda değildi. o yüzden antrenmanı akşam 6'ya çekmiştik. bunun sonucu olarak bugün okulda boştuk.

"yakışıklısın yakışıklı!" dedi yasin beni ittirerek. "geç hadi. kız bekle bekle öldü."

"düzgün konuş salak." dedim omzuna küçük bir yumruk atarak. acıtmayan cinsten olmasına rağmen üstün oyunculuğunu sergileyerek yüzünü buruşturan yasin'e kocaman bir alkış isterim, dostlar.

spor salonun koca kapısını elimle ittirerek açtım ve içeri geçtim. arkamdan da yasin geldi ve benim açtığım kapıyı kapattı.