1

95 19 19
                                    


A.N.
İlk fici okumadan başlamayın!!


"Bir süre işlere ara veririz. Mark hakkındaki dava unutulunca Jeno geri döner. Biz de işimize devam ederiz, olur mu Hyung."
Jisung'un sözleri kulağında çınlamıştı Jaemin'in.

Üzerinden 2 yıldan fazla bir süre geçmişti. Ailesi parçalara ayrılalı neredeyse 3 yıl olacaktı. Herkes dünyanın ayrı uçlarına dağıldığında onlara ne kadar da fazla ihtiyacı olduğunu anlamıştı. Özlüyordu. Asla tahmin edemeyeceği onca duygu bir anda üzerine gelmiş, kalbinin tam ortasına oturmuştu.

"Hey."
Kapının hafif aralığından uzanan siyah saçlı bedene bir gülümseme verdi.

"Kapıya tıkladım ama duymadın." diyerek adımlarını oturduğu koltuğa yönlendiren Haechan'a kucağında yer açtı. Boynuna sarılan kollar, saçlarına daldırılan parmaklara karşlık kollarını beline doladı.

"Pek iyi gözükmüyorsun."

Doğruydu. Hiç iyi gözükmüyordu. Sanki yılların yorgunluğu bir anda üzerine çökmüş gibi son iki aydır hiç iyi gözükmüyordu. Ne olduğunun farkındaydı. Sadece o değil, Haechan ve Renjun da biliyordu.
Derin bir nefes verdi, hemen yanındaki masada duran paketinden bir dal çıkarttı.

"Çakmağın var mı?"
Günün ilk cümlesi dudaklarından dökülmüştü.

Haechan vakit kaybetmeden biraz uzaklaştı, cebinden parlak zippo çakmağını çıkarttı. Sigarayı alevlendirdikten sonra cebine geri koydu ve eski pozisyonuna döndü.

"Hani bırakacaktın sigarayı?"

Derin bir nefes çekti, kafasını arkaya attı, dumanı seslice üfledi. Cevap verecek gücü kendinde bulamıyordu.

"Neden gelmiştin?"

Haechan bir süre ses vermedi. Kafasını gömdüğü boyunda derin nefesler aldı uzunca.

"Bugün geliyorlar."

Jaemin duraksadı. Ne ara iki günü geçirmişti? Gün kavramını da kaybediyordu yavaş yavaş. Tüm gün evde yatmaktan sıkılmıştı. Kardeşlerinin anılarıyla dolu olan dört duvar arasında kalmak ruhunu boğmuştu.

Hızla sigarasını bitirdi. Kucağındaki bedenin bacaklarına sardı ellerini, ayaklandı. Eskiden tek eliyle kaldırdığı bedeni şimdi iki koluyla zor taşıyordu. Tüm gücünü kaybetmiş olduğunun farkındaydı ancak diğerlerine bunu fark ettirmemek için elinden geleni yapmaya çalışıyordu hala.

"Zorlandığının farkındayım."
Kulağında hissettiği fısıltı tüylerini diken diken etmeye yetmişti. Tek kelime dahi çıkmadı dudaklarından, yavaş yavaş merdivenleri indi.

Adımlarını mutfağa ilerletti. İçeri girdiğinde burnuna dolan kokularla yüzünde saniyelik de olsa bir gülümseme oluşmuştu. Güçsüz düştüğünden beri her gün bıkmadan usanmadan tonlarca yemek yapan Renjun içini ısıtıyordu.

Haechan'ı yavaşça taburelerden birine bıraktı, Renjun'a yöneldi. Kollarını beline sardı ve her ne kadar yemek kokuları midesini bulandırsa da bir süre öyle kalmayı tercih etti.

"Birkaç saate burada olacaklar. Acıktın mı? Biraz atıştır istersen." Demişti Renjun yumuşak sesiyle.

"Uyumak istiyorum."
Renjun'un kolları altında gerildiğini hissetmişti. Çok geçmeden de kolundan tutulup masada bulmuştu kendisini.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 13 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

J Family | nct dream Where stories live. Discover now