15. Bölüm

787 51 34
                                    

Kuzey
Arabada Arın'ı beklerken, kendi kendime konuşuyordum. Arın'a söylemem gereken şeyler vardı ve ben bunun için prova yapacak vakti hiç bulamamıştım.

O benden hoşlandığını söylemişti ama ben o kadar şaşırmıştım ki, karşılık vermek şöyle dursun, doğru dürüst cevap bile verememiştim.

Yaklaşık beş dakika sonra, Arın'ın geldiğini gördüm. Bir insan her giydiğini nasıl yakıştırırdı kendine? Arın'a her giydiği yakışıyordu.

Bakışlarımız buluşunca gülümsedi ve arabaya bindi.
"Çok bekletmedim umarım." dedi bana bakarak. Eh biraz beklemiştim ama hiç sorun değildi.

"Yok çok beklemedim. Yeni geldim sayılır." dedim ve ona doğru baktım. Gözleri çok güzel bakıyordu. "Kemerini takmayacak mısın?"

"Ah şey, takacağım. Unutmuşum." dedi kemerini taktı. Ben de yola çıktım. Buraya gelmeden önce, nereye gideceğimizi bulduğum için, direkt gideceğimiz yere doğru sürmeye başladım.

"Nereye gidiyoruz?" deyince, Arın'a baktım.

"Sessiz sakin, rahat konuşabileceğimiz bir yere." dedim. Mırıldanarak onayladı beni sadece. Bir yandan da arabadan dışarı bakıyor, yolu izliyordu.

Yaklaşık bir yarım saat kadar sonra sahile geldik. Geçen onunla buranın az ilerisinde yürümüştük. Arabayı park ettim ve emniyet kemerimi çözdüm. O da çözdü kemeri ama ikimiz de inmedik arabadan.

"İstersen inebiliriz ama deniz kenarı eser. Üşüyebilirsin."

"Yok. İyi böyle." dedi denize bakarken. "Sen de bu deniz gibisin." dediğinde, ona baktım. O ise hâlâ denize bakıyordu. "Bazen durgunsun, sıcacık. Bazen hırçınsın, acımasız."

Tam bir şeyler diyecektim ki, tekrar konuşmaya devam etti.

"İyi bir başlangıç yapmadığımızın farkındayım Kuzey. Başta kötü bir şekilde tanıştık. Ama o gün o yayında yaptığım şeyden hiç pişman olmadım. Çünkü seninle tanıştım. Seni kandırmış gibi olmak dışında bir pişmanlığım olmadı."

Dediklerini sessizce dinledim.  Arın çok açık sözlü, tuttuğunu koparan bir çocuktu. Benim gönlümü alana kadar rahat bırakmamıştı. Aklıma gelen, çok da uzak olmayan anılarla gülümsedim.

"Geçen kafede bir şey diyemedim sana. İlk defa birinden o tarz şeyler duyduğum için track geldi gibi diyebilirim aslında. Yani ne diyeceğimi bilemedim. Bir daha sevemem sanıyordum."

"Nasıl yani?" diye sordu Arın sözlerimden sonra. Sessizce derin bir nefes alıp ona döndüm oturduğum yerde.

"Sen geçen gün bana benden hoşlandığını söyleyince şaşırdım. Hiç görüşmedik çünkü ondan öncesinde. O yüzden inanamadım başta. Ama sonradan düşündüm ki, hoşlanmak için bir insanın yüzünü görmek gerekmiyormuş. Mesela ben başta senin sesinden etkilendiğim için yazmıştım sana."

"O yüzden sustun yani benim itirafımdan sonra? Şaşırdın ve inanamadın?" diye sordu.  Başımla onayladım. Başını hafifçe sallayıp arabadan indi. Ben de peşinden indim. Hava baya serindi. Deniz dalgalıydı.

Arabanın önüne geçip, üstüne dayandı. Ben de onun yanına geçtim ve birlikte sessizce denizi izledik. Hava serin olduğu için kimse yoktu etrafta. Aklını kullanan gelmemişti sahile. Biz deliydik.

"Kendimi orta okulda keşfettim." demesiyle Arın'a döndüm. Ellerini üstündeki ceketin cebine koymuştu. "Üst sınıflardan birinden hoşlanıyordum. Kantin sırasında beni hırpalamaya çalışan üstlere karşı korumuştu beni. O günden sonra kahramanım oldu. Beni hep koruyup kolladı. Mezun olup, okuldan gidince bir daha göremedim. Sonrasında da unuttum onu. Kendime çok direndim inan. Erkeklerden hoşlanmak fikri beni korkuttu başlarda. Normal olmadığımı düşündüm. Ama onu düşününce mutlu olduğumu ve bunun beni mutlu ettiğini farkettim. Ben olduğum kişiydim ve bu şekilde mutluydum. Kimseye söylemedim yönelimimi. Sakladığımdan değil, bilmesi gereken kimde yok hayatımda. Annemle babam işleriyle o kadar meşgullerdi ki, beni görmediler bile. Muhtemelen anlamayacaklardı da. O yüzden söylemedim." dedi sonlara doğru sesi titreyip, kısılınca, yüzüne baktım. Yanağından süzülen yaşı görünce, içim burkuldu. Sol elimi uzatıp, yanağındaki yaşı sildim.

"Üzülme. Sen çok iyi birisin Arın. Hem güzelsin de. Kalbinin güzelliği yüzüne yansımış." dediğimde gülümsedi. "Bana karşı cesur davrandığın için teşekkür ederim. Bana ilanı aşk ettiğinden beri senden başka bir şey düşünemiyorum." dedim ve yüzündeki elimle yanağını okşadım. Yumuşacık teni vardı. "Sürekli seni düşünüyorum. Öncesinde de aklımdaydın ama şu son günlerde aklım hep sende."

Arın sessizce duruyordu sadece. Derin bir nefes aldığını farkettim. Gözlerini kapatıp, dudaklarını yaladı. Hızlı nefesler alıyordu. Heyecanlanmıştı muhtemelen.

Yüzündeki elimin baş parmağını alt dudağına kaydırdım ve okşadım ince deriyi. Benim bu hamlemle gözlerini açtı. Dudakları aralanmıştı. Yüzümü yavaşça yüzüne yaklaştırdım. O dudakları öpüp, ab-ı hayat suyunu yudumlamak istiyordum tam şu an.

"İzin veriyor musun Arın?" diye fısıldadım dudaklarına santimler kala. Başıyla onayladı ve o da hafifçe yüzünü yaklaştırınca dudaklarımız birleşti. Arın'ın sıcak ve yumuşak dudakları, elektrik akımına kapılmışım gibi bir his bırakmıştı bedenimde.

Kollarımı bedenine dolayıp, benden zayıf bedeni daha sıkı sarıp kendime çekerken, aklımda bu çocuğa aslında başından beri kapılmış olduğum gerçeği vardı.

Aaa neler oldu öyle 👀

TWITCH (BxB)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum