"Abi, abim...Gitmesen olmaz mı? Bir şey olacak ve dönmeyeceğini hissediyorum... Gitme bizi sensiz bırakma." Biz diye bahsettiğim kızım ve bendim. Elimi sıkıca tutan abimin yanımdan ayrılmasını istemiyordum.

Alnıma dudaklarını bastırdı. "Güzelim, güzel kardeşim... Geleceğim söz veriyorum. Senin için ve yeğenim için geri döneceğim."

Umarım dönebilirdi, belki aylar sonra tekrar geri dönecekti. Ama onu çok özleyecektim. "Ben gidiyorum ilk önce Allah'a sonra da Azad abine emanetsin." İlk defa Baran'ı bir şeye katmamıştı.

"Sen," diyerek kafasını Baran'a çevirdi. "Kardeşimden ve yeğenimden uzak duracaksın. Ailen kardeşimden uzak duracak. Korkmazbey soy adlı bir kişi bile bu odaya girmeyecek." Baran dudaklarını araladı, "Karım ve bebeğimin yanında olmak istiyorum." diye fısıldadı sadece.

Abim öfkeleli harelerini Baran'ın gözlerinde sabitledi. "Siktir git lan hem terk ediyor, hem kardeşimin doğum yapmasını sağlıyor hem de kardeşimi terk ettiğini söyleyip geri dönüyor! Ben senin babalığını sikim amına koyayım. Oruspu evladı, oğlum sen bu sik beyninle bir bok yapamazsın. Ve tamamen ilişki kalmadı ne karısından bahsediyorsun? Kadın seninle yaşlandı. 31 yaşında adamsın ama adam olamamışsın."

"Sana anlattım Civan. Beni anlamaya çalışmak yerine körü körüne beni ateşe veriyorsun."

"Yan amına koyayım bana ne? Harbi siktir olup gitmezsen uzaklaştırma kararı çıkartırım. Kardeşime yaklaşamazsın zaten yarın boşanacaksınız. Değil mi kardeşim?"

"Benim adıma kararlar verme. Şimdi git abi işinin başına. Sen de def ol git sana ihtiyacım yok. Kendi kızıma kendim bakarım."

Civan abim odadan hızla çıkarken Baran ısrarla onu kovmama rağmen gurursuz gibi yanımda dikilmeye devam ediyordu. Bana bir şey diyeceğini anladığım an kapım çaldı.

Kapı yavaşça aralanırlen yavaş yavaş bebeğimi getirmişlerdi. Bebeğimi kundaklamayı Baran'a gösterdiklerinde araya girmemek için kendimi tutuyordum. Bebeğimi Baran'ın dikkatlice kucağına verdiklerinde artık sabrım taşmıştı. "Kızımı bana verin." dedim net bir şekilde.

Baran bebeğimi kollarımın arasına bırakırken, "Al canım." demişti.

Onun duyabileceği şeklide ona cevap vermiştim hızlıca. "Ben senin o canını var ya..." derken küfür edecekken bebeğimin bunu duymasını istemediğim için içimden bütün bildiğim küfürleri Baran'a saydırdım.

"Ne zaman çıkabiliriz?" diye sordum hemşireye doğru.

"Sabah taburcu olursunuz." dediğinde ona gülümsedim hemşire odadan çıkarken Baran'la baş başa kalmak zulüm gibiydi.

"Beni dinleyecek misin? Zaten kaçışın yok. İllaki beni dinlemek zorunda kalacaksın." derken avuç içimi onun yüzüne çarptığımı hayal ettim. Sadece hayal etmekle yetindim eğer lohusa olmasaydım onun anasından emdiği sütü burnundan fitil fitil getirirdim.

"Siktir git beni rahat bırak, seni dinlemek istemiyorum."

"Evin kurbanın olayım dinle, bak bana hak vereceksin." derken çaresiz bir şekilde bana baktı.

"Dinlemek istemiyorum, gider misin?" dedim dişlerimin arasından konuşarak.

"Hayır," diye fısıldadı. "Beni dinle." derken aşırı ısrarcı davranıyordu. Onu dinlemek istemiyordum. Onun tek bir kelimesine bile katlanamıyordum. Sussun istiyordum. Sussun yoksa sesine katlanamayıp onu konuşamaz hâle getirecektim en sonunda.

"Babam beni teh-" Lafını yarıda kesmek zorunda kaldı çünkü bağırmaya başlamıştım. "Ne senin hakkında bir bok bilmek istiyorum. Ne de o aşağılık baban hakkında bir şey duymak istiyorum şimdi git buradan!" diyerek kapıyı gösterdim gözlerimle.

YÜREĞİM DAVACI | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now