Bölüm 4: Tanıdık Biri

127 45 29
                                    

Selamlarr... Yeni bölüm ile karşınızdayım. Bu bölümde Nora'nın yıllardır tanıdığı özel biri ile sizi tanıştırmak istedim. Bu bölümde üzücü birkaç gerçeği de sizinle paylaştım. Umarım bu bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar diliyorumm...

Kapı kolunu tutmuş, mavilerini bana kilitlemişti. Görmemezlikten gelmeye çalıştığım bir başkası da oydu. O, birkaç yıl öncesine kadar hayatımızın bir parçasıydı.

Kapıdaki kişi Mete Olgun'du. 12 yıllık gizli aşkımın sahibiydi. Fakat onu görmek istememe nedenim bu değildi. Mete abimin tek arkadaşıydı. Onunla hastanede, Kali'nin doğduğu gün tanışmıştık.

16 yıl önce

Doktor babamı çağırdıktan sonra Kali ile ilgilenmiş, birbirimize sayısız sözler vermiştik. Sözlerimizi tutacaktık, buna emindim. Abim Kali'yi uyuttuktan sonra birlikte koltuğa oturup düşünmeye başladık. Ne düşünüyorduk? Keşke bende bilebilsem. Yaklaşık yarım saat oturduktan sonra birisi kapıyı tıklattı. Abim çok yorgun görünüyordu bu yüzden ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdüm. 

Kapıyı açtığımda gelenin doktorlardan biri yerine benden birkaç yaş büyük görünen bir çocuk olduğunu gördüm. Kumral saçları, mavi gözleri vardı. 

''Merhaba, içeri girebilir miyim'' diye sordu.
Cevap vermedim çünkü onu tanımıyordum. Hızlıca abime döndüm ve ona soran gözlerle baktım. O da çocuğu görmemiş olacak ki anlamaz bir ifadeyle yanıma geldi.
''Merhaba sen Çağrı olmalısın, hemşirelerden duyduğum kadarıyla odada yalnızmışsınız. Bende yalnızım, belki konuşabiliriz diye gelmiştim. Rahatsız olduysanız gidebilirim.'' diye durmadan konuşmaya başladı.
Kali'nin uyanmasını istemediğim için elimle ağzını kapattım ve gülümsedim. Ona gülümsediğim için az da olsa rahatladı ve bize baktı. Tam tekrar konuşmak için ağzını açmıştı ki abim
''Memnun oldum, söylediğin gibi ben Çağrı. Yanımda ise kardeşim Nora var. Odada diğer kardeşim uyuyor bu yüzden çok ses yapmamaya çalışıyoruz. Ama istersen bizimle gelebilirsin.'' diyerek bir konuşma başlattı.
'' Şey, abim benim adımı söyledi, bu yüzden beni az da olsa tanıyorsun. Ama biz senin adını bilmiyoruz. Senin adın ne?'' konuşamaya dahil olmaya çalışıyordum fakat adını gerçekten merak etmiştim.
''Ben Mete, memnun oldum Nora. Kardeşiniz uyuyor ise rahatsız etmek istemem. Ama rahatsız olmazsanız gelmek isterim." ''Rahatsız olmayız merak etme. Hadi gel içeri.''
Birlikte odaya girdik ve koltuklara oturduk. Aslında hepimiz konuşmak, dertlerimizi anlatmak istiyorduk. Fakat konuşmak yerine sessizce oturuyorduk. Yeni tanıştığımız bir çocuk ile hiç konuşmadan oturmak garip gelebilir, ama biz değişik bir şekilde hiç yabancılık çekmiyorduk. Sessizliğimizi sürdürürken odanın kapısı tekrardan çalındı, içeri Kali'ye bakacak olan doktor girdi. Yanında babamda vardı ve bize, özellike abime tehlikeli bakışlar atıyordu. Doktor Kali'yi muayene için aldıktan sonra odadan çıktılar. Artık odada sadece abim, Mete ve ben vardım. Yalnız kalmamıza rağmen sessizliğimizi koruduk. Konuşabilirdik ama nedensizce buna cesaret edemiyorduk. Tekrardan uzun bir sessizliğin ardından konuşmaya başladım.
''Mete, sen neden yalnızsın? Ailen nerede?''
Sorduğum sorular karşısında suratı düştü ve derin nefesler aldı. Tekrardan gülümsemesini takınarak konuşmaya başladı. 

Neden gülümsemişti ki?

 ''Annem küçük bir kavgaya bulaştı da, doktorlar onunla ilgileniyorlar. Bende onun çıkmasını bekliyorum.''
Hiç ayrıntı vermediği açıklamasından hemen sonra abim konuşmaya katıldı.
''Peki baban, o da seninle beklemiyor mu.''
Sorduğu soru babasıyla alakalıydı, abimin en hassas noktasıyla. Bilerek sormuştu biliyordum, o da benim gibi merak ediyordu. ''Size güveniyorum bu yüzden anlatacağım. Yine de söz vermelisiniz. Söyleyeceklerimi asla kimseye anlatmayın.'' Gözleri ikimizin yüzünde beklentiyle gidip geliyordu. Yüzüme güven verici bir gülümseme takındım.
''Merak etme, asla kimseye anlatmayacağız. Bize içtenlikle güvenebilirsin.''
Abim cümlelerimi devam ettirdi.
''Anladığım kadarıyla annene küçük birşey olmamış ya da babanla ilgili ciddi şeyler olmuş. Lütfen bize anlat. Hem az da olsa rahatlarsın.''
Mete'nin yüzünde rahatlamış bir ifade oluştu ve olanları bize anlatmaya başladı.
''Babam iyi bir adam değil, hiç olmadı. O çok kötü bir insan ve bizim hayatımız hiç iyi ilerlemiyor.''
Ağlamak üzere gibiydi, sesi titriyordu.
''Bugün bir şey oldu. Ben, ben yaramazlık yaptım. Ondan izinsiz mutfaktan yemek aldım ve yedim. Yemi ederim tek amacım karnımı doyurmaktı, çok acıkmıştım. Babam bunu gördü ve çok sinirlendi. Bana vurmaya başladı, ilk başlarda çok sert vurmaz. Sonra ise...''
Gözlerim dolmuştu. Mete en fazla 10 yaşında olmalıydı. Evet babam da abime hafif de olsa benzer şeyler yapıyordu, ama bunlar... Göz ucuyla abime baktım. Gözlerini kapatmış, ağlamamak, güçlü görünmek için dudaklarını birbirine bastırmıştı. 

Ona bakarken Mete'nin ağzından bir hıçkırık koptu. Ağlamaya başlamıştı ama anlatmaya devam ediyordu.

 ''Çok fazla vurmamıştı ama annem babamın ne yapacağını anlamıştı. Beni tutup kendi arkasına aldı ve babama kafa tutmaya başladı. İlk defa yaptı bunu. Benim için... Annem beni sevmiyor, bunun farkındayım. Ama olanları izlerken dayanamadı. Önüme geçerek babamı daha çok sinirlendirdi. En sonunda babam annemi bırakıp mutfağa gitti ve elinde bir bıçakla geri döndü. Annemin gözünde korkudan başka bir şey yoktu. Babam öne atıldı ve bıçağı anneme doğru savurdu.''
Derin bir nefes aldı ve devam etti.
''Annemin, annemin karnında kan vardı. Sadece kan. Çok korktum ve babam beni görmeden yan odaya kaçtım. Kapıyı aralayıp neler olduğuna baktım. Babam şok içinde anneme bakıyordu. Tutuklanmaktan korkmuş olacak ki bıçağı kendine çevirdi ve...'' Anlamıştık, ne olduğunu anlamıştık. Nefesimi tuttuğumu fark etmemiştim. Sakinleşmek için tekrardan nefes aldım ve gözlerimi Mete'ye çevirdim. Kesik kesik soluklar alıyordu. Anlattıkları bizim yaşımızdaki çocuklar için çok ağırdı. Mete'nin yanına gittim ve elini sıkıca tuttum.

Aklımca ona güç vermek istemiştim. Umarım daha iyi olur.

Elini bırakıp abime doğru yürüdüm. Elini tutup kaldırdım ve Mete'nin oturduğu taraf geri döndüm ve elimi ona uzattım. Ne yaptığımı anlamadı ve elime şaşkınca baktı. Daha sonra anlamış olacak ki hafif utanarak elini bana doğru uzattı. Elimi tutarak ayağa kalktı. Yüzlerine bakmadan kapıya doğru bir adım attım ve peşimden onları da sürükledim. Onları kafeteryaya götürdüm ve boş bir masaya oturttum. İkiside sessizce bana bakıyordu. Gözlerimi üzerlerinde gezdirdim ve konuşmaya başladım. Kali'nin kontrolleri bitene kadar konuştuk, birbirimizi tanıdık. Mete'nin nerede yaşadığını sorduk. Bir sokak ötemizde oturuyor, bizimle aynı okula gidiyordu. Birbirimizi ziyaret etmeye söz verdik. Tam o sırada başka bir doktor Mete'ye annesinin uyandığını söyledi ve Mete'yi de yanında götürerek kafeteryadan çıktı.

...

Evet, yeni bir bölümü daha geride bıraktık. Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Her bölümü öncekinden daha uzun yazmaya çalışıyorum. Şimdi sorulara geçebiliriz.

Mete hakkında ne düşünüyorsunuz?

Nora'nın gizli aşkını öğrendiğimize göre sizce aralarında neler geçicek?

Tanışma hikayeleri nasıl sizce?

Mete'ye babasını hiç sevmediğinize eminim. Emin olun bende sevmiyorum.  Bu bölümü yazarken neden bilmiyorum ama baya heyecanlı ve stresliydim bu yüzden yazmayı başardığım için mutlu gibiyim. Sonraki bölümde görüşmek üzeree...

:)

Geride KalanlarWhere stories live. Discover now