Bölüm 5 - Tempo

16 0 0
                                    

Kağıdı yırttığım da bir anda gözüm karardı. Bayılmış gibi olup bir anda kendimi yanımda ki kargocuyla yürürken buldum. Karşı da önceki ayyaşı gördüm. Deja vu yaşıyordum sanki. Ne olacağını az çok tahmin ettiğim için kargocuyu uyarmaya çalıştım.

-Saldırıya uğrayacağız, yolu değiştiremeyiz de. Dikkatli ol.

-Ha ha, aynen.

-Dediğimi dinlemezsen kıçından kan alacaklar, yine de sen bilirsin.

Karşımıza yine o ayyaş çıktı. Bu sefer adamın ilk bize saldırmasını bekledim. Saldırdı da. Tek bir manevrada bıçağı kemerinden kaptım ve uzağa doğru fırlattım. Adam az önce yaptıklarının tıpatıp aynısını yapıyordu. Sol elim ile adamın boynundan tutup kaldırdım. Solumda ki beton duvara fırlattım. Beton duvar adamın üzerine çöktü. Kargocu feleği şaşmış gibi bizi izliyordu. Adamı fırlatırken sol elimin üstünde bir mühür fark ettim. Fakat bunu başta pek umursamamaya çalıştım. Adamın üstüne beton çökünce haliyle büyük bir toz dumanı yükseldi. Toz dumanına yürüdüm. Duvara baktığımda adam ortadan yok olmuştu. Hemen etrafa baktım ki bir binanın tepesinde ayyaşın baygın silüetini ve uzun boylu bir adamın onu taşıdığını gördüm. Adam ışınlanmış gibi aşırı hızla yok oldu.
Ben kargocunun mührünü yırttığımda bütün her şey tekrar yaşanmıştı. Hemen kargocunun elinden kargoyu kaptım ve açmaya başladım. Açtığımda üstü bomboş bir kağıt gördüm, fakat benim yırttığım kağıtta bir sembol vardı. Sanırım hayal görüyordum. Kağıdı geri kargoya koyup adama verdim. Yolun sonuna geldiğimizde eve girip kapıyı kapattım. Kapıyı iki kere kilitleyip televizyonu açtım. Sol elime bir daha baktım ki mühür yok olmuştu. Aklımı kaçırdığımı zannediyordum. Olanları umursamamaya çalıştım. Fakat aklından çıkmıyordu. Haliyle diziyi izlemekten vazgeçip yatağıma yattım.

Gözlerimi açtım. Ayakta klasik takım elbisemle dikiliyordum. Etrafta kapkara ağaçlar. Önümde dev , karanlık bir saat kulesi. Ve her ayak bastığım yer 99:99 saatini gösteren saatlerle doluydu. Bir anda saat kulesi bana "Seçildin." diyince kabustan uyanırmış gibi uyandım. Sağ yanımdaki lambayı açtım ve sol elime baktım. Mühür yine elimdeydi fakat bir anda derimin altına gidermiş gibi yok oluyordu. Gerçekten aklımı kaçırdım sanırım.

Sabah uyandığımda kendime iki yumurta kırdım. Ekmeksiz, bir bardak su eşliğinde yedim. Kazağımı , kravatımı , gömleğimi ve ceketimi giydim. Tamamen takım elbiseyi giydim. Sabah rutinimi yapıp evden çıktım. Kapıyı iki kere kilitlemeyi unutmadım.

Symbol TerrorWhere stories live. Discover now