《Puppeter》

812 68 18
                                    

Biliyorum dünyada kapı kapı dolaşarak bir exorcist bulamazsınız.

Onlar genelde internetteki olayları analiz eder ve kişinin bilinci olmadan şeytan çıkarmayı gerçekleştirirler.

Bu tabii çoğunu Zalgo'nun hedefi haline getirir çünkü yok ettikleri genelde çocuklarıdır.

Sen ise tüm o şeytan ve ruhlar dururken gidip kafasında ödül olan Jonathan'ı seçmez misin?

"Tam bir fiyasko." Gözlerini kendini asan kurbandan dağınık olan eve çevirdin. "Fazla geç kaldım..." çıkmadan önce etrafa bir göz gezdirdin. Yatak odasında adamın günlüğünü buldun. Oradan bir şey çıkaramayacağını düşünmüştün ama öyle olmadı. Içine göz attığında ufak ipuçları fark ettin.

"Hmm. Görünüşe göre adam onu hiç görmemiş bile. Yine de burada kendinin yavaşça ölüme ve çıkmaza sürüklendiğini yazmış. Jonathan'ın yaptığı bu mu yani?" Bir anda evde garip bir enerji hissettin. Çok karanlık ve güçlüydü. Tüylerini diken diken etti.

"Jonathan demez misin? Bir Şeytan çıkarıcının ismimi bilmesi rahatsız edici." Arkanı döndüğünde siyah bir silüetin karanlıktan seni izlediğini gördün. Kaşların çatıldı.

"Demek Jonathan sensin." Hayalet hamurdandı. Bu da seni gülümsetti.

"Söylediğim gibi hayatım, Jonathan benim için çok geride kalan bir isim. Ben Puppeteer'ı tercih ederim. Ya da sen.... efendim de diyebilirsin." İstemsizce kıkırdadın. Bu hayaletin kendini beğenmiş ve acımasız olması gerekiyordu ve belki de öyleydi ama şimdi standartlarını bir kenara atmış seninle amatörce flört etmeye çalışıyordu.

"Şuan neden beni öldürmüyorsun?" Omuz silkti.

"Bu adamı da 2 haftadır izliyordum. Seni öldüreceksem bu süslü ve uzun bir süreç olur."

"Ama seni arındırabilirim." Kıkırdayan bu sefer oydu.

"Bunu denesen bile başarabileceğini sanmıyorum-" Puppeteer'ın gözleri cebine giden elini izledi. Üzerine tuz attığında tiz bir çığlık attı. Bu senin kahkahalara boğulmana sebep olurken Pup sinirle havaya yükseldi.

"Şimdi demek istediğimi anladın mı? Bir hayaletin korktuğu bir sürü şey var ne kadar ölümcül olsa da." Gözlerini kısarak sana baktı. Sonunda sakinleşerek yere indi.

"Exorcist. Benimle bir yemeğe ne dersin?" Tek kaşın kalktı. Katil bir hayaletin yemek davetini kim neden kabul etsindi ki?

"Tabii, neden olmasın?" Cevabına sırıttı.

"Hadi evine kadar birlike gidelim." Duraksadı. "Tabii evinin etrafında korunma sembolleri ve tuzlar yoksa." Gülememek için ağzını kapadın.

"Sadece kapıda ve pencerelerde var. Girmelerini engellemek için." Ellerini beline koydu.

"Nedense bunun bir tuzak olduğu izlenimine kapılıyorum." Kollarını teslim olurcasına kaldırdın.

"Hey gelmek isteyen sendin." Gülümsedi.

"Orası öyle."

××

Evine girdiğinizde Pup yemek yapmanı ilgiyle izledi. Birlikte yerken ses çıkarmadı ki bu çok konuşan biri için tuhaftı. Daha sonra birlikte oturup bir şeyler izlemek isteyince neden bir hayaletle bir anda bu kadar yakınlaştığını merak ettin.

"Battaniyen var mı?"

"Battaniye mi?" Kafasını salladı. "Yatak odamdaki dolapta var." Mırıldanarak odana süzüldü ve geri geldiğinde turuncu bir battaniye taşıyordu. Üşüdüğünü sanmıştın ama yaptığı şey battaniyeyi üzerinize atmak ve seni altında sarmak oldu.

Creepypasta X OkuyucuWhere stories live. Discover now