Arkamdan yatağın çökmesiyle başımı geriye çevirdim. Fatih yanıma uzanıp beni kolları arasına çekti.

"Evde durmaktan kafayı yedin artık, kendi kendine koşuyorsun."

"Bebeğimle konuşuyorum."

"Ne söylüyor bakalım ufaklık?" dedi çocuksu bir sesle.

Fatih'e doğru başımı kaldırdım. Yüzümdeki ifadeyi görmüş olmalı ki "Ne oldu?" diye sordu.

"Ona babasını nasıl anlatacağım?" Kırgınlığım geçmek bilmiyordu. Neye kırgındım onu da bilmiyordum ama Tugay'a olmadığı kesindi. Tugay'a dair ne umudum ne de duygum vardı. "Bir gün büyüdüğünde sorarsa ne derim Fatih. Baban seni istemedi diyemem ki, üzülür."

"Şimdiden bunları düşünme." dedi. "Ufaklığın kocaman bir ailesi var abla... Ben Tugay'ın bir evlat yetiştirebilecek adam olduğunu düşünmüyorum. Hele de sana böyle zarar verdikten sonra kalemimi bile emanet edemem. Karar senin kararın ve ben her zaman arkandayım, bunu bil."

"Neyse..." dedim kardeşime iyice sokularak. Beni eve getirdiğinden beri ablalık görevim bitmiş, Fatih bana abilik yapmaya başlamıştı. "Uyuyacağım biraz, hem yarın doktora gideceğiz, cinsiyetini öğreneceğim."

"Uyu bakalım... Ben de biraz yeğenimle sohbet edeyim."

Gözlerimi yumup uykuya dalmaya çalıştım. Fatih karnıma doğru fısıltılı bir şekilde konuşmaya başladı. Bir şeyler diyordu ama anlayamıyordum, beynim uyuşmuş gibiydi.

Ne kadar zaman geçtiğini bilmezken kulaklarıma dolan sesle gözlerimi aralamaya çalıştım. Fatih "Ne oluyor lan?" diye mırıldandı yanımda. Sanırım o da uyuyakalmıştı. Benim de uyandığımı fark edince "Şt! Korkma, tamam mı?" dedi.

Yavaşça yataktan kalktı ve kapıdan dışarı çıktı. Evin lambaları tek tek yanıp, annem ve babam da ayaklanırken ben de dikkatle yerimde doğruldum. Dışarıdan fısıltılar geliyordu ama ne olduğunu anlayamıyordum.

Sandalyenin üzerine bıraktığım sabahlığımı alıp üstüme geçirdim. Kuşağını bağlarken korkudan titreyeceğim o sesi duydum.

"Ece! Ece'yi göreceğim! Adem baba ne olur... Ne olur onu göreyim... Sizinle değil, onunla konuşayım." Adımlarım geri geri düştü.

O... Neden buraya gelmişti?

Babamın ne dediğini duymadım ama bacaklarım bile titriyordu. Kolumu karnıma sarıp miniğimi korumaya çalıştım. Çocuğumu babasından korumak zorunda kalmam acınasıydı ama başka çarem de yoktu.

Kendimi alelacele yorganın altına sokup cenin pozisyonuna geçtim. Yatakta ufacık kalırken dışarıdan bağrışları duyuyor ama anlamlandıramıyordum.

Birkaç dakika sonra kapım gıcırdayarak açıldı. Korkuyla iyice yerime sinerken gözlerimi sıkıca yumdum.

"Kızım..." Babamın nahif sesi, yüreğime su serpti. Birkaç adım attığını duydum ve önüme doğru gölgesi düştü. Yorganı hafifçe açtığında yaşlı gözlerimi araladım.

"Baba, gitsin. Lütfen gitsin."

"Ece, güzel kızım... Aşağı inmen lazım." Sesi dalgalandı ama bozulmamaya çalıştı. "Sen düşük yapmışsın..." Tüylerim diken diken olurken babamın da gözleri dolmuştu. Onlar da bilmiyordu ki bu gerçeği. Sadece benim yaşayamadığım bir acıydı.

"Baba..."

"Tugay öğrenmiş evladım... Çocuk aşağıda ağlıyor." Saçlarımı usulca okşadığında kalbimin kasıldığını hissetmeye başladım.

Niye ağlıyordu? Neden?

"Gitsin... Gitsin..."

"Silahını getirmiş Ece... Başına dayadı." Nefesim kesilir gibi oldu. Aşağıdan gelen sesler daha da arttı. "Çok kötü görünüyor, bir iki kelime söylesen gider belki güzelim..."

"Gitsin baba..."

Babam tekrar dudaklarını araladığında Tugay'ın sesi odama kadar çıktı.

"Neden söylemedin Ece?" diye bağırdı tüm gücüyle. "Ben seni kaybettim... Seni kaybettim biliyorum ama neden bebeğimizi kaybettiğini söylemedin?" Sesinden ağladığına inanamadım. O ağlamazdı, sadece insanın yüzüne bakar, bakar ve bir kelime daha etmeden giderdi.

"Delireceğim lütfen gel!"

Babamın da bakışlarıyla yavaşça yattığım yataktan kalktım. Pencereme kadar küçük adımlarla gidip perdeyi araladım.

Gördüğüm manzara elimi ayağımı dolaştırırken Tugay'ın gözleri doğrudan beni buldu.

Yere, dizlerinin üstüne çökmüştü. Elindeki silah titriyordu ama şakaklarına bastırmaya devam ediyordu. Bir damla yaş daha süzüldü yanaklarından.

"Özür dilerim..." dedi sadece ve ardından bahçede büyük bir gürültü yankılandı, silah patladı.

🌅

Kitaba ilginiz o kadar güzel ki... Oylar, yorumlar... Teşekkür ederim ♡♡♡

Aşk Evliliği Öldürdü (KISA HİKAYE) (TAMAMLANDI)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu