__ Hayır, iyiyim. Alıştım bunlara…

Çağla o sırada Selen’in yanına geçip dostça, destek olmak istercesine elini tutmuştu.

__ Sen de onu seviyorsun, biliyorum. Yoksa şimdiye kadar sen boşanma davasını açardın.

__ Açsaydım?

__ Hayır diyemezdi. Böylesine güçlü bir aşkla gururu ilk kez yan yana görüyorum. Sanırım… Geri dönüşü olmazdı.

Selen hızlı kalp atışlarını göğsünde hissedebiliyordu. Çünkü… Onlar hazırladıkları o sahte boşanma dilekçesini Korhan’ın öğrenmesini istiyorlardı. Bu planladıkları bir şey değildi. Onlara karşı kurdukları bir tuzaktı ve şimdi… Bunu Korhan’a acı çektirmek için kullanmak istiyorlardı ve Selen artık dayanamıyordu. Bazen gerçekten her şeyi bırakıp gitmek ya da kendisine zarar vermek istiyordu ama Korhan… Ona zarar verme ihtimalleri ortada öylece dururken eli kolu bağlıydı.

O yüzden o an Korhan’ın öğrenmesi için Çağla’yı aracı olarak kullanmaya karar vermişti.

__ Ben… Ondan ayrılıyorum.

__ Ne? Ne dedin?
Selen derin bir nefes alırken başını dikleştirmeye çalıştı yavaşça.

__ Boşanma davasını açtım. Neyse… Sınavım var, benim okula gitmem gerek.

 

Şok içerisindeydi Çağla, dahası hangi birine daha çok şaşıracağını bile bilemiyordu! Duyduğu telefon konuşmasına mı, Korhan’a boşanma davası açmış olmasına mı yoksa bunu kendisine söyleme biçimine mi? Ama hayır… Selen göründüğü kadar umursamaz olamazdı, artık buna inanmıyordu. O yüzden Selen’in yanından ayrılır ayrılmaz hiç düşünmeden Korhan’ın yanına gitmişti. Her şeyi ona anlatmak zorundaydı, içinden bir ses gerçekler ortaya çıktığında her şeyin düzelebileceğini fısıldıyordu kulağına.

Ama ne yazık ki Korhan önemli bir toplantının ortasındaydı. Bunu öğrendiğinde Çağla çığlık atmak istemişti. Bir an önce duyduklarını, izlenimlerini anlatmak için deliriyordu.

Ve sonuç olarak tam bir buçuk saat toplantının sona ermesini bekledikten sonra nihayet Korhan’ın odasındaydı.

__ Çağla… İyi misin sen, kötü bir şey mi oldu?
__ Hayır! Yani sanırım hayır…

__ Su filan ister misin?
Korhan telefona uzandığında Çağla eline vurarak engellemişti onu, artık gerçekten sabırsızlanıyordu ama Korhan kendisine öyle garip bir şekilde bakıyordu ki kendisini tutamayarak gülümsedi bir an.

__ Tamam… Delirmedim! Sadece heyecanlıyım, merak ediyorum ve sizin mutlu olmanızı istiyorum.

__ Hiçbir şey anlamıyorum.

__ Hani hep merak ediyordun ya… Selen bir an da benden neden uzaklaştı diye, sanırım sebebini öğrenmiş olabilirim.

__ Ne demek bu, nasıl öğrenmiş olabilirsin ki?

__ Dinle, dedi Çağla ellerini Korhan’ın masasına yaslayarak.

Bu gün Selen’in bir telefon konuşmasına şahit oldum. Karşısında ki her kimse ona yeterince evliliğime karıştınız, ne dediyseniz yaptım gibi cümleler kuruyordu.

İşte bu cümleler Korhan’ın boş bakan gözlerini biraz olsun hayata döndürmeyi başarmıştı. Kaşlarını çatıp yavaş hareketlerle koltuğundan kalkarken Çağla onun allak bullak olmuş yüzünü hızlanan kalp atışlarıyla izliyordu.

__ Yani… Bu…
__ İşte ben de bu yüzden geldim sana! Bir şekilde tehdit alıyor olabilir. Konuşurken çok endişeliydi, korkuyordu. Hatta telefon konuşmasının sonunda ağlamaya başladı. Çok ciddi bir şeyler oluyor!

“Tehdit” Bu kelime Korhan’ın kulaklarında yankılanıyordu sanki. Bu olabilir miydi? Ama kim, neden yapabilirdi bunu ona? Hem de evliliklerine karışarak… Hayır, kimse Selen’i tehdit edemezdi, onun düşmanı olamazdı bu yeryüzünde! Olsa olsa…

Korhan aklına gelenlerle beraber gözlerini kapatarak parmaklarını yolarcasına gür saçlarının arasından geçirdi bir an!

Selen sormuştu… Henüz çok az şey hatırlarken ona hiç tehdit alıp almadığını sormuştu. Almadığını ona söylediğinde inanmamıştı çünkü emin olamadığı bir şeyler hatırlıyordu. Evet, hatırlıyordu!

__ Korhan… Korkutuyorsun beni!

__ Haklı olabilirsin, dedi Korhan bir an da hırslı bir ses tonuyla.

Araştırmam gerek! Ama… Böyle bir durumda nasıl gelmez bana? Ya Gediz! Belki de aralarında ki dostluğun sebebi buydu, bu yüzden buluşuyorlardı. Yine de çok saçma… Gediz bilseydi benden saklamazdı. Üstelik bir yıldan uzun bir süreden bahsediyoruz. O kadar uzun zaman bir tehdit devam edebilir mi?
__ Düşüncelerinin arasına girmek istemem ama bilmen gereken bir şey daha var?

Korhan derin bir nefes alıp Çağla’ya dönerken Çağla gözlerini kısmıştı, nasıl bir tepki verecekti hiçbir fikri yoktu ama yine de konuştu yavaşça.

__ Selen… Boşanma davası açmış.

 

Aynı dakikalar da Tarık Bey de tam olarak bu konuyla ilgili gelişmeleri öğreniyordu.

__ Yani Hasan Gürbüz şu an çevresine yeğeninin acısını içine gömmüş, namuslu bir ticaret adamı izlenimi vermeye devam ediyor.

__ Onu elime geçireceğim, hiç kimse mükemmel değildir!

__ Çok haklısın ve ben onun açığını buldum bile, dinle. Gediz’e aylardır her hafta Perşembe gece yarısı farklı telefon kulübelerinden arama geliyor. Farklı dediysem o bile artık tekdüze olmuş. Beş farklı telefon kulübesinden arıyorlar ve sıra hiç bozulmuyor.

__ Bu harika! Yani gelecek sefere nereden aranacağını biliyoruz, dedi Tarık Bey heyecanla.

Bu durumda oraya önceden gidip kimin arama yaptığını görebiliriz. Sonra da o adamla Hasan arasında bir bağlantı kurmak çok zamanımızı almaz!  

__ Ben senden bir adım öndeyim dostum. Biliyorsun dün perşembeydi ve ben bizzat telefon kulübemizi ziyaret ettim. Sonuca inanamayacaksın.

__ Faruk, ballandırmadan anlat şunu!

__ Hasan Bey işini kimselere verememiş… Bizzat kendisi oradaydı! Yani her şey ortada!

Tarık Bey büyük bir öfkeyle gülümsedi bu sözlere, artık elinde tahminlerden daha fazlası vardı. Daha fazla zaman kaybetmeyeceklerdi. Bundan daha güzel bir haber olamazdı.
__ Tarık… Sonrasını hiç konuşmadık biz. Ne yapacaksın? Polise gidecek misin?

__ Gidersem Hasan’ın suçluluğunu kanıtlayamam, elimde bir kanıt yok.

__ Ama…

__ Âmâsı yok! Polise gitmek ona tehdit ettiğini biliyorum, diye bağırmak olur. Bu şekilde oğlumun hayatını tehlikeye atamam. Bu işi ben halledeceğim.

Evvet, gelecek bölüm korhan ve selen çarpışmasını okuyacağız :)

Keyifli okumalar canlarr, yorumlarınızı bekliyorum...

 

Kor GibiNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ