Sevgilisinin üzgün ve şaşkın bakışları geldi gözünün önüne, içini çekti.

"Tatlım?" sevgilisinin sesini duydu. Kapıyı tıklatmıştı hafifçe. Bokuto cevap vermedi. "Gelebilir miyim?" yine sustu. Dizlerini göğsüne çekmiş çenesini dizlerine yaslamıştı.

Kapı açıldı yavaşça, Keiji yanına gelip oturdu. "Seni üzdüğüm için özür dilerim." dedi yumuşak bir sesle.

Bokuto ne diyeceğini bilmiyordu, kabul ettirmek istiyordu sevgilisine.

"Bak tatlım, bir şeye ihtiyacım olsaydı senden isterdim." yanağını okşadı hafifçe.

"İstemezdin."

"İsterdim Bo, bak verdiğin telefonu kabul ettim, içindeki hattı da faturasını da sorgulamadım."

"Evet" mırıldandı. "Ama ben beraber güzel vakit geçiririz diye düşündüm."

"Bebeğim bana bir şey almadan da güzel vakit geçirebiliriz."

"İstemiyorum." Sevgilisi birazcık şımarmayı öyle çok hak ediyordu ki. Çok hayal kırıklığına uğramıştı.

Keiji başını kaldırıp gözlerine baktı "Yapma böyle."

"Ben seni mutlu etmek istiyorum." dedi.

"Biliyorum bebeğim, sen zaten beni çok mutlu ediyorsun."

"Sadece senin için yapsak alışveriş? Yani eğer babamın ekstre yüzünden bana kızacağını falan düşünüyorsan. Bir kere bile bakmadı ekstreye. Benim kartlarımı çalışanlar öder zaten. Anneminkileri de öyleydi. Limitsiz kart, uyuşturucu alma dedi bana, onun dışında ne yaparsan yap diyip verdi."

"Ondan değil Bo, bak canım" gözlerine baktı "bunu yapmak ilişkimizi kötüye kullanmak olurdu."

"Hayır."

"Evet olurdu. Bak sırf senin imkanın ve harcayacak sınırsız paran var diye ben bundan kendime avantaj sağlayamam. Seni kullanamam."

"Keiji ne demek bu? Nasıl bir söz bu?"

"Evet Bo, düşüncem bu. Seni kullanamam. Zaten fazlasıyla çok şey veriyorsun bana."

"Keiji sen çok daha fazlasını hak ediyorsun."

"Ama benim imkanlarım bu kadar. Daha fazlasını istemiyorum beklemiyorum."

"Ben senin ailen değil miyim Keiji? Senin imkanın ne demek? Öyle bir şey mi var? Aile içinde böyle bir şey olur mu hiç?"

"Bokuto lütfen."

"Lütfen ne?"

"Yapma böyle bebeğim, üzülme ne olur. Bak söz veriyorum bir şeye ihtiyacım olursa söyleyeceğim."

Bokuto'nun yaşadığı hayal kırıklığını anlamıyordu belli ki. Bokuto kendi sahip olduğu şeyleri ona da verebilmek istiyordu sadece "Sen beni anlamıyorsun" dedi. Sonra başını dizlerine gömdü.

Keiji'nin ona sarıldığını hissetti "Gel hadi tatlım, içeride konuşalım." alnını öptü.

Bokuto sevgilisinin elini tutup kalktı. Yüzü hala asıktı. Keiji onu yatağa oturtup yanına oturdu. Sırtını yatağa yaslamış onu kolları arasına almıştı.

"Beni çok üzüyorsun" dedi Bokuto sessizce.

"Tatlım ama olmayacak şeyler istiyorsun."

"Hiç de değil. Normal bir şey istiyorum. Benim sahip olduğum şeye senin de sahip olmaman haksızlık."

"Bo" sevgilisinin yumuşacık elleri yanağını okşuyordu. "bak bakayım bana"

Bokuto bakmadı, başı önündeydi, çocukça davrandığının farkındaydı ama böyle reddedilmeye hiç alışık değildi. "Bebeğim bak bana" fısıldadı. Bokuto başını hafifçe kaldırdı "bak ne diyeceğim."

Heaven in Your Armsजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें