"Aras!!!!" Araba art arda iki kez patladı. Bunu biliyordum allah kahretsin biliyordum! Canım yandı, o araba gibi yandım, ayaklarım artık beni taşımıyordu bunu yere çöktüğünde anlamıştım.
"ARAS!!!! HAYIR!!!!" Oruspu çocuğu Arif ve oğlu hızla alanda uzaklaşırken ben ayağa kaktım ve arabaya yaklaştım. "Aras Hayır olamaz!!!" Boğazından çıkan hıçkırık ve feryat birbirine karışmıştı, ne yaparım elimdem ne gelir bilmiyorum. Çaresizdim elimden birşey gelmiyordu Aras arabadaydı ve araba alev alev yanıyordu
"Aras!!! Lütfen Hayır!!!! Arabanın kapısına yöneldiğinde bir el belime sarıldı .
" Hayır! Ştt. Sakin ol buradayım!!" Deli gibi ağlarken Aras'ın sesini duyduğumda şaşkınlıkla arkama döndüm. Allah'ım kanlı canlı karşımdaydı.
"Iyiyim. Sakin ol!" Sıkıca sarıldım, deli gibi ağlıyordum ayaklarımın bağı çözülmüştü. Korkudan ruhum beni terk etmiş gibiydi.
"Allah'ım şükürler olsun!" Dedim boğuk bir sesle. "Şükürler olsun!"
"Ştt sakin ol iyiyim ben" dedi gözlerimi açamıyordum. Açarsam gidecekmiş gibi hissediyordum, her saniye daha sıkı sarılıyordum, kalbim o kadar acıyordu ki hala nefes alışımı engelliyordu.
"Bu-nasıl oldu? Sen arabadaydın. İnmedin gördüm nasıl oldu! ARAS ÇOK KORKTUM!!" Ayrılmadım yapıştırdım onu kendime, kendisiyle beraber beni yere bıraktı ve dizinin üzerine çöktüp parmaklarını ile saçlarımı geriye attırdı.
"Geçti. Buradayım. Ufak bir oyun sadece. Sakin ol tamam" dedi, yavaş yavaş sakinleşmeye başladığımda gözlerine baktım birkaç saniye ve suratına tokatı patlattım.
"NE OYUNU BE!! BEN RUHUMU TESLİM EDIYORDUM BURADA!! ÖLDÜM ARAS SANA BİRŞEY OLDU SANDIM!!" tekrar ağlamaya başladığımda kafamı göğüsüne bastırdı.
"Özür dilerim. Ani bir karardı. Kolidorda telefon geldi " dedi setçe ittip poposunun üzerine oturmasını sağladım ve ellerimi yere koyum kafamı ellerimin üzerine kapattım.
"Sikeyim sizin ani kararınızı!! Akın yapmıştır onu!!" Dedim öfke ile bağırarak. Aras'ın ağzından çıkan ufak kahkahayı duyunca kafamı hızla kaldırdım.
"Sen gülüyorsun!?" Dedim işaret parmağımı suratına uzatarak.
"Yoo! Hayır" dedi aniden suratını ciddileştirdi.
"Seni öldürürüm Aras!" Üzerine atladığımda kendini tutamamış olacak ki büyük bir kahkaha attı. Ellerimi tutup dudaklarıma yapışınca gözyaşlarım yanağımdan süzüldü.
"Ölürüm gözyaşın için, ağlama kurban olayım." Kafamı yukarı aşağı salladım. Elimde değildi ki kendiliğine akıyordu işte. Sarıldık uzun bir süre.
"Küçüğüm. Ben diyorum ki biraz tatil yapalım. Herkesden uzak herşeyden uzak başbaşa çıkıp gidelim." Elimim tersi ile gözyaşlarımı sildim.
"Sadece ikimiz ama " dedim uyarır gibi.
"Sadece ikimiz" dedi gülerek, sakinleşmek için derin nefesler alıp verdim. Bir el silah sesi duydum giriş kolidorunda yakalşık 30 saniye sonra bir el daha. Aras ilk gelen sesle kulaklarımı kapatsada ikinciyi zor da olsa duymuştum. Onları öldürmüşlerdi. umurumda da değildi Aras'a zarar vereceklerdi.
"Gidelim" dedi aniden havalanınca gülümsedim. Kafamı boyun girintisine soktum ve o vanilya ve tarçın karışımı kokusunu içime çektim. Olanlar gerçek değildi. Kurmaca ve oyundu, Aras benimleydi şu an onun kucağındayım ve bunlar rüya değil.
YOU ARE READING
Küçük Kadınım
פרוזהEllerini yavaş ve sakince belime yerleştirdi. Vücudumdaki hissettiğim titreme nasıl bir tehlikede olduğumun habercisiydi. Kulağıma eğildi nefesi ciğerlerimin en derinine kadar inerken. kalbim yerinden çıkacakmışcasına atıyordu. "Sen benimsin küçüğ...
40. Bölüm
Start from the beginning