Müesser Çöke Bozkurt

Yıllar önce Zülzine'yi okudum, benim kitabım değildi, şimdi benim kitabım. Yine yine yeniden Zülzine. O kadar mı bir kitaba aşık olunur? O kadar. Onun gibi uzun serüvenli bir kitap daha yazsanız ya... Eskileri anmak çok hoş. Bu gözler maziyi arar ama nerede... Sizi seviyorum, hoşça kalın.

Merhaba arkadaşlar, Mürşid'i yayından kaldıracağımı duyurmuştum. Haftasonu sileceğim. Tamamlamak isteyen varsa haber vermek istedim. Selamlar.

Sevgili dostlar, beni unuttunuz mu?
          Unutmazsınız biliyorum ☺️. Şu sıralar,tam da tatil, yazarım dediğim zamanlar öyle de bir yoğunluk var ki. Sahneler kurup kurup unutuyorum.  Umuyorum ki yazacağım, sonra da artık beklemeye gerek yok, hemen paylaşacağım. Eskiden sadece deftere yazarken kendi kendime güler, üzülür, sevinirdim. Oysa şimdi siz varsınız, çok güzel bir şey bu. Selam vereyim dedimdi, hoşça kalın .

Kördüğüm...ah Zeynep...ne sürükleyici bir aşk hikayesi.kalemine sağlık...Mürşid takıntılı bir aşık .çok farklıydı ...bir çırpıda bitirdim

Kıymetli dostlar, birkaç gündür güncelleme yapamıyorum. Oruç çarpar beni biraz, inşallah toparlanır ve yazarım. Hoşgörülerinizi temenni ediyorum, selamlar.

Sizlerde de oluyor mu? Bugün bende aşırı bir ruh dağınıklığı vardı. Hiçbir şey yapamadım. Tüm gün kalkıp yayın yapmak, doya doya yazmak istedim ama maalesef. Bir atalet ki sormayın. İçim sıkıldı, ruhum daraldı. Sanki ıssız Sibirya steplerinde , kurşuni bir göğün altında kimsesiz kalmışım gibi bir ruh ayazı.  Bazen günlük hayatın telaşesi, yapılacak aslında başlansa düşünmeye ve yapamadığım için  üzülmeye harcadığım zamandan çok daha kısa sürede bitirebileceğim işlerin karmaşası, yaşanan zor zamanlar enerjimi ciddi manada düşürüyor.  Kimseyle konuşasım gelmiyor. Uzanıp dinleniyorum, vaktim boşa geçtiği için vicdan azabı çekiyorum. 
          Bugün böyle bir gündü.
          O yüzden Aşk Kolay Değil'in son bölümü biraz daha uzun olsun istedim. 
          Selamlar, sevgiler olsun.

   13 yaş Temmuz öğleden sonrası
          Güneş ortalığı kaynatmış. Büyükler dışarı çıkmayın dese de saçlarımda yakıcı güneşi hissetmeyi seviyorum.
          Bahçedeki betonlara bol bol su dökmeyi çok seviyorum. Cıvvvzz diye çekiyor suyu beton. Bahçede güller açık hala ama erguvanlar geçmiş. Marullar koyu koyu göbeklenmiş, erik ağacının üst dallarında kurtulan erikler kızarıp ballanmış. Taze soğanlardan koparıp ekmeğin köşesine, peynirin üstüne yerleştirip öğle yemeğini aradan çıkarmışım. Aklımda ne zaman büyüyeceğime , yazar olsaydım nasıl hikayeler yazacağıma, uzaktan görünen batı sınırının ötesindeki dünyalara dair sorular, fikirler koşturup duruyor. Birazdan Canan'a giderim belki, ya da o bize gelir.
          "Kaymaak!"
          Sali amca geçiyor, kakaoluyla limonlu dondurma istiyor canım.
          Akşamüstü olsa da herkes sokağa çıksa. Kapı önlerinde oturan her şeyi çok bilmesine rağmen bir hayat başarısı edinememiş çatal dilli kadınlardan sakınarak oynasak.
          Günler yavaş geçse, hayatı hep güzel sansak... 

Herkese merhaba.
          Zamanca mesafeli durduğum wattpad ne güzel bir dünyaymış meğer.
          Ruhumun dalgalandığı zamanlarda, anlaşılmadığım, yalnız hissettiğim, başka ruhları duymayı istediğim zamanlarda kitapçılara, kütüphanelere koşardım. Artık ondan sonrası kâh okyanusta bir gemide, kah engin Rus steplerinde, kah bilinmez kıtaların uzak topraklarında bir dünya açılırdı önümde.
          Size de böyle efsunlu bir dünya açabilirsem ne mutlu bana.