1. Bölüm "Fobi"

1.3K 124 29
                                    

Ne yapacağımı bilmiyordum! Sadece koca kırmızı bir öfke balonuydum!

"Sen ciddi misin? Öylece dan diye öptü mü seni?"

"Daha kaç kez anlatmam gerek!" Öylece dan diye öpmüştü işte! Yan komşum evet evet..hemen yan dibindeydi o sapık. Yaklaşık bir saat önce kendimi dış kapıda öfkeden köpürürken bulmuştum. Mavi gözlü şeytan beni öpmüş, üstüne üstlük ben bir tepki bile veremeden çekip gitmişti!

"Bu küçük bir tatlı uykular öpücüğüydü" demişti çekip gitmeden hemen önce. Nefesimi tutup 10'a kadar saymıştım. Az kalsın gidip kapısını tekmeleyecek, onla yetinmeyip kıçına da bir tekme basacaktım. Ama tabiki bunların hiç birini yapmadım. 

Çünkü eve girip durmaksızın çalan telefonumu cevaplamam gerekmişti. Şuan dört yaşımdan bu yana diğer yarım olan insanla konuşuyordum. "Bende mi seninle Portland'a gelseydim! Burada üzerine atlayan yakışıklı çocuklardan pek yok"

Sinirle gözlerimi yumdum. "Benimle eğlenmeye devam edeceksen telefonu suratına kapatacağım haberin olsun" uyarımı dikkate alıp sesini kesti.

"Kabul! Oldukça tuhaf bir durum ama evine yerleşirken gördüğümüz oğlandan bahsediyorsun! Son derece yakışıklı olduğunu söyleyebilirim. Ve bence bu kadar da büyütülecek bir şey değil, billiyorsun?" 

Bildiğim tek bir şey vardı. O gözlerin bir benzerine geçmişimde yer vermiştim ve hayatım bir daha eskisi gibi olmamıştı. Tıpkı sararmış bir fotoğrafa dönüşmüştüm. Hala oradaydım ama yeteri kadar canlı hissetmiyordum. Daha çok öfke ve daha az sabırdan oluşan bir karışımdım.

"Her neyse" diyebildim en sonunda. Eski defterleri açmak en son isteyeceğim şeydi. 

"Peki şimdi ne yapacaksın?"

"Uyumayı düşünüyorum"

"Ah onu demiyorum budala! Şu oğlanı bir daha gördüğünde ne yapacaksın?" Ona borçlanmıştım. Onu gördüğüm yerde borcumu ödeyip, yanağına kocaman bir beş kardeş armağan edecektim. Ve tabi ki aramızdaki arkadaşlığı başladığı kadar hızlı şekilde sonlandıracaktım. 

"Bu sessizliğin hayra alamet olmadığını bilecek kadar tanıyorum seni Chöle. Başını belaya sokayım deme. Herif rahat rahat 1.90 var!" Tam bir şeyler söylemeye hazırlanıyordum ki tepemdeki ışık sönüverdi ve korkuyla çığlık attım. Karanlıktan korkardım ben! Düşünün ki örümcekler korku skalamda ikinci sıradaydılar! 

"Ne..ne oldu?"

"Işıklar gitti" dedim titrek bir sesle ve aceleyle telefonu hoparlöre alıp bir mum ya da ona benzer bir şey aramaya başladım. Bulamayınca neredeyse ağlayacak hale gelmiştim. 

"Sakin ol Chöle. Şimdi gelecektir. Chöle!" Nefesim sıkılaşıyorken koridoru hızla geçip dış kapıyı açtım. Orası da koca bir karanlıktı. "Sakin ol..sakin ol.." onlarca kez tekrarlamış gibi hissettiğim cümle, bir kulağımdan giriyor diğerinden çıkıyordu! Kalbim bir arı kuşunun kanatları kadar hızlıydı ki, bir ses işittim.

"İyi misin?" Konuşanın kim olduğunu bilmiyordum. Umurumda da değildi! Sadece beni yalnız kalmaktan kurtaracak birine ihtiyacım vardı. Hepsi bu.

"Be..ben" dedim. Sakin ol! Sanki hemen önümdeydi. Ellerini omuzlarıma geçiriyor ve beni yere itiyordu. Sanki..sanki parmakları hala boynumu sarıyordu. O gece yarım kalan işi için tekrar gelmiş gibiydi. Hıçkırdım gözyaşları dökülmeye başladı. "Lanet olsun neyin var? Neyin var?" dedi göremediğim kişi. Neyim yoktu ki!

İnsanlar köpeklerden ya da farelerden korkardı. Elektrik kesintilerinden değil! "Tamam buradayım. Elimi tut" Tutabileceğim hiç bir şey yoktu. Karanlıktan başka. Bir el omzuma dokundu ve korkuyla geriye kaçtım. 

'Beni dinlemeliydin Chöle' diyordu geçmişten gelen ses. 'Beni dinlemeli ve o evden, ailenin güvenliğinden çıkmamalıydın' Korkuyla duvara yapışıp elimi ileri uzattım. "Lütfen" dedim. Elim elini sıkı sıkıya kavradı. "Susma...bir şeyler söyle" İlk önce hiç ses yükselmedi ama sonra "Elin amma da ağırmış" dedi. 

Ve sanki ışıklar onu beklermiş gibi yanıverdiler. El eleydik. Benden yarım kol uzaktalıkta, benimle beraber duvara yaslanmış karşı duvara bakıyordu. Onu gördüğüm ilk anda tokatlamayı düşünmüştüm değil mi? 

Oysa hala sıkı sıkıya elini tutuyordum. Sanki o eli bırakırsam tekrar elektrikler gidecek ve "O"gelip beni alacaktı. Kendimi kandırıyordum! Buraya gelerek, herkesten uzağa kaçarak, olanları unutacağımı sanmıştım. O buradaydı, tam beynimin içinde. Ve birisi, kafamı bir silahla havaya uçurmadıkça da çıkmayacaktı. 

"İyi misin?" dedi yan komşum. Elini bırakıp, hızla içeri kaçtım. Biliyorum biliyorum. Yaptığım şey, en az onun yaptığı şey kadar yanlıştı. Ama ona verebileceğim bir cevap yoktu. İyi değildim ve istediğim tek şey sabah okula gözlerim uykusuzluktan şişmeden gidebilmekti...


Hikayenin geri kalanı için www.allittlebit.com'a gelebilirsiniz.


Siyah Kanatlar ♠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin