-4-

128 2 0
                                    

Hayır hayır bu gerçek olamaz...
Gözlerimden akan yaşları durduramıyorudum. Gördüklerim kanımı dondurmuştu. Hale bir sandalyeye bağlanmış bir şekilde oturuyordu. Barış diye bildiğimiz adam elindeki bıçakla önce hale'nin çamaşırını kesmişti. Daha sonrada göğsünün biraz yukarısını kesik atmıştı. Daha fazla dayanamayıp bayılmıştı. Ve vidyo burda bitmişti. Herkes pür dikkat ekrana bakıyordu mert abinin gözleri dolmuştu. Kimseye belli etmemeye çalışıyordu. Rüzgarla bora gelen vidyodan sinyal bulmak için bir düzenek hazırladılar. Mert abi birilerini arayıp barışın bütün mekanlarına bakılmasını söyledi. Herkes perişan olmuştu mert abi bir yandan bilgisayara bakıyordu bir yandan da telefondan gözünü ayırmıyordu. Rüzgar abide, mert abinin yanında durup onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Bende yere çökmüş halenin hala yaşaması için dua ediyordum.
•••••••••
Vidyonun gelmesinden yaklaşık 25 dakika geçmişti. Hala sinyal arıyorlardı. Ortamda büyük bi sessizlik vardı. Sessizliği bozan kişi poyraz olmuştu.
—" abi bir sinyal var." Demişti. Hemen yerimden kalkıp bilgisayarın karşısına geçmiştim.
—" tamam bak çabuk." Demişti mert abi. Poyrazda denileni yapmıştı. Sinyalin nerden geldiğini bulmak için birşeyler yaptı.
—" evet abi doğru sinyal." Demişti poyraz
—" sen burda kalıp bize yolu tarif ediceksin poyraz." Demişti mert abi. Poyrazda olumlu anlamda başını sallamıştı. Mert abilerle beraber halenin olduğu depoya gitmek için arabaya binmiştik. Poyraz yolu tarif ediyordu. Arkama döndüğümde birkaç arabanın bizi takip ettiğini farkettim. Boraya dönüp
—" bunlar kim bizi niye takip ediyolar." Dedim. Poyrazda arkasını dönüp.
—" bunlar bizimkiler." Demişti. Biraz sonra ıssız bir deponun önünde durmuştuk. Hemen arabadan inmiştik. Depoya doğru ilerliyorduk. Birden bir çığlık sesi duymuştuk. Olduğum yerde kalakalmıştım.
—" b-bu h-alenin sesi...

Hale'nin ağzından;
Yüzümde hissettiğim ıslaklık yüzünden kendime gelmiştim. Elinde kovayla karşımda duran adam baktım.
—" günaydın canım çok güzel uyuyordun dayanamadım daha fazla." Deyip gülmüştü. Hala dalga geçiyodu şerefsiz. Çok üşüyordum titremeye başlamıştım.
—" ü-üşüyorum." Diyebilmiştim. Karşımdaki adam pis pis sırıtarak.
—" ısıtırız." Demişti. Bana doğru yaklaşmıştı. Yüzüme eğilmişti. Bende bağlı olmayan ayaklarımdan biriyle erkekliğine tekme atmıştım. Acıyla geri çekilmişti. Alaycı bir gülümsemeyle
—" ısındım saol." Demiştim. İçime bi su serpilmişti o kadar rahatlamıştım ki bu hareketim onu biraz oyalardı. Yaklaşamazdı bana bir süre. Aradan biraz zaman geçmişti. Bana doğru hızlı hızlı yürümeye başladı. Resmen sıçtım şuan çok sinirliydi. Arkama geçmişti; Cebinden bıçağı çıkardı arkama bağlı olan ellerimden birini çözdü ve elime derin bir kesik attı kanları görmesemde süzülüşünü hissedebiliyordum acı bir çığlık attım...
dışarıdan sesler gelmeye başlamıştı. Umarım abimlerdir deyip bir umutla beklemeye başladım. Karşımdaki tedirgin olmuşcasına bir sağa bir sola yürüyordu. Dışarıdan gelen sesle içime su serpilmişti.
—" geberticem seni BARIIŞŞ!!" abimdi. Canımın acımasını umursamadan gülmeye başladım.
—" işte şimdi sıçtın." Deyip tekrar gülmüştüm.
—" kes sesini." Diyip. Beni ayağa kaldırdı. Arkama geçip bıçağı boynuma dayamıştı. Koşarak içeriye giren abimleri görmüştüm.
—" bırak lan kardeşimi." Demişti abim
—" asla benden aldığını senden almadan bırakmam." Demişti barış. Çaresizce abime bakmıştım. Gözlerindeki korkuyo görüyordum. Barışın dikkatini birazda olsa dağıtmalıydım. Tüm gücümle dirseğimi barışın karnına geçirmiştim. Birazda olsa sendelenmişti. Bıçağı sıkıca kavrayıp beni kendine çevirdi. Karnıma sapladığı bıçakla nefesim kesilmişti. Ve yere yığılmıştım. Etrafımdaki sesleri net duyamamaya başladım. Daha fazla dayanamamıştım. Ve gözlerim kararmaya başladı....

Hilal'in ağzından;
Yere yığılan halenin yanına koşmuştum. Başını ellerimin arasına alarak.
—" aç gözünü nolur kurtarıcaz seni." Diyip ağlamaya başladım. Mert abi gelip haleyi kucağına aldı arabaya doğru götürdü. Bende peşinden gittim hemen arabanın arkasına oturdum mert abide haleyi yanıma yerleştirdi. Başını ayaklarıma yatırmıştım. Mert abiyle bora arabaya binince hızlı bir şekilde hastaneye gitmeye başladık. Kısa bir aradan sonra hastaneye geldik. Bora inip bi çırpıda sedyeyi getirmişti. Mert abide haleyi koltuktan alıp sedyeye yatırdı. Hemen arabadan inip sedyenin olduğu yere gittim. Mert abi bağırarak.
—" AĞIR YARASI VAR DOKTOR NERDE!!." demişti. Doktor koşarak yanımıza geldi haleyi alıp ameliyathaneye götürdü. Kapıda kalmıştık ve beklemeye başladık. Yere çöküp ağladım elimden hiçbirşey gelmemişti dün gece beraber yattığım insan bugün ameliyathanedeydi. Bu düşünceler beni daha çok üzmeye başladı. Mert abi yanıma gelip.
—" tamam sakinleş bak getirdik hastaneye iyi olucak merak etme." Diyip sarılmıştı. Kısa bir sarılmanın ardından ayağa kalkmıştı. Mert abi bir sağa bir sola dönüyordu. Borada başını ellerinin arasına almış benim gibi yerde oturuyordu. Herkes çok üzgündü. Mert abi biriyle konuşuyordu telefonla
—" tamam rüzgar barışı adamlara ver. Poyrazıda al hastaneye gelin dedi." Hala hiçbir şey anlamıyordum. Bu barış kim abimler nasıl bir belaya bulaştı ki haleyi kaçırp intikam almaya çalıştılar. Kafamda bir sürü soru işareti var. Ama hepsinin cevabını hale hastaneden çıktıktan sonra alıcaktım. Biraz sonra abimle poyrazda gelmişti. Onlarda bizimle beraber beklemeye başladı. Gözlerim sürekli kapıdaydı. Kapı açıldı birden doktor içeriden panikle çıktı.
—" acil 0RH+ kana ihtiyacımız var hastayı kaybedebiliriz." Demişti doktor.
—" kaybetmek diye birşey yok doktor elinden gelenin fazlasını yapıcaksın kurtarıcaksın kardeşimi." Demişti mert abi. Sonrasında bora
—" benimki uyuyo ben veririm." Dedi. Doktor borayı alıp kan odasına götürdü. Kısa süre sonunda bora gelmişti. Mert abi boraya teşekkür edip sarılmıştı. Oturup halenin ameliyattan çıkmasını beklemeye devam ettik. Saatler birbirini kovalıyordu herkes perişan olmuş bir şekilde oturmuş bir haber bekliyordu. Sonrasında kapı açılmıştı. Hemen ayağa fırlayıp doktorunun yanına gittim.
—" ameliyat başarılı hale hanım çok iyi demişti."mutluluktan ne yaptığımı bilememiştim. Birden poyraza sarıldım. Ne yaptığımı idrak edincehemen geri çektim kendimi. Heyxanlı bir şekilde doktora dönüp.
—" ne zaman görebilirim haleyi." Demiştim.
—" normal odaya alıcaz birazdan görebilirsiniz." Demişti. Oh be şükürler olsun iyiydi durumu heyecanlı bir bekleyişin. Ardından sedyeyle çıkan halenin yanına gitmiştim. Kapalıydı gözleri hala elini tutmuştum. Doktorlar onu normal odaya götürdü. Bizde peşinden gidip odanın önünde bekledik. Doktor çıktıktan sonra hemen peşinden odaya girdik. Ve halenin uyanmasını bekledik herkes bi köşede oturmuş. Haleye bakıyordu. Bende halenin elini tutup gözlerinin açmasını bekliyordum.
••••••••••
Yaklaşık 30 dakikadır halenin uyanmasını bekliyorduk. Hale yavaşca gözlerini açmaya başladı. Etrafına bakınmaya başladı. Sonra gülmseyip elimi hafifçe sıktı. Sonunda açmıştı gözleri oh bee

Hale'nin ağzından;
Gözlerimi yavaşca açmıştım. Etrafımdakilere göz gezdirdim hilale bakıp gülümsemiştim. Elimi tutuyordu. Elini hafifçe okşamıştım. Ayağa kalkıp öptü beni. Abim yanıma gelip
—" çok şükür açtın gözlerini çok korkuttun beni." Diyip öpmüştü. Rüzgar abi gelip
—" çok sevindim canım iyi hissediyomusun biraz daha kendini." Demişti.
—" biraz daha iyiyim." Diyip gülümsemiştim.
Borayla poyraza baktım. Onlarda yavaşca yanıma gelip geçmiş olsun demişlerdi.
—" senin boraya ayrı bir teşekkür etmen gerekiyo." Demişti hilal.
—" niyeki?" Demiştim.
—" sana kan verdi bi nevi hayatını kurtardı." Demişti. Boraya dönüp
—" teşekkür ederim bora." Diyip gülümsemiştim. Yanıma yaklaşıp.
—" benim yerimde kim olsa aynı şeyi yapardı." Dedi ve gülümsedi.
—" evet benim güzelime bir sürprizim var." Demişti mert abi
—" çok merak ettim şuan." Demiştim. Rüzgar abi papatyaları mert abiye verdi. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle heycanlı bir şekilde dikleşmiştim ki dikişlerimin olduğunu unutup ani hareket etmişim. Acıyı umursamadan çiçekleri elime alıp kokusunu içime çektim. Mis gibi kokuyordu. Abim gelip başıma küçük bir öpücük kondurmuştu. Bende çiçekleri yatağa bırakıp sarıldım. İşte huzur buydu hepsine tek tek göz gezdirip gülümsemiştim. Uzun süre sonra rahatladığım andı ....

TEHLİKE ÇETESİWhere stories live. Discover now