11.Bölüm Yok Oluş.

5.1K 156 38
                                    

Stefan tekrarladı;

-Kim var orada?

Korku dolu gözlerimle etrafa bakıyordum. Okulun dedikoducu kızlarının bizi bu halde görmesi benim sonum olabilirdi... Evet kesinlikle sonum olurdu....

Rafların arkasında bir şey hareket etti... O büyük gözleri yaşla dolmuş, kıpkırmızı bir hal almış halde karşımıza dikilen kişi Ashley di. Gözlerindeki bu kızarıklıklar ağladığı için değildi, gözlerindeki bu kızarılık öfkesinden, nefretindendi. Karşıma dikildi ve;

-Evet Adam bu bir randevu değildi... dedi ve hızlı adımlarla kütüphaneden çıktı, peşinden bende çıktım fakat o merdivenlerden inerken sadece arkasından bakmakla yetindim. Yapabileceğim başka bir şey yoktu. Omuzumda bir el hissettim, o elin sahibi Stefan dı. Ona döndüm ;

-Sen ne yaptığını sanıyorsun. Benden uzak durmanı söyledim sana, neden bana bunu yapıyorsun ?

Sanırım sinir krizi geçiriyordum.

-Bak Adam ben çok üzgünüm lütfen beni affet.

-Senin yüzünü bile görmek istemiyorum, senden nefret ediyorum, hayatımdan çık ! En iyi arkadaşımla dostluğumu zedeleyemezsin ! Buna asla izin vermem !

-Adam lütfen bu kadar kırıcı konuşma. Yalvarıyorum sana... dedi ve yavaş adımlarla üzerime doğru yürüdü. Adımlarımı geri geri atıyordum ta ki arkamda duvarın soğukluğuyla buluşan sırtımı hissedene kadar.

-Uzak dur benden ! Beni incitiyorsun anlamıyor musun ? Beni yaralıyorsun... Hayatımda herşey zaten yeterince zor bana bunu yapma!

Beni kucaklamak istercesine kollarımdan tuttu;

-Ben seni incitemem Adam. Ben sana aşığım !!!!

Neeeee? Nasıl olabilirdi bu ! Stefan bana aşık mıydı? Ahh hayır Adam yelkenlerini hemen suya indirme sadece şuan anı kurtarabilmek için söylediği bir yalan bu ! Bir yalan!!!

-Bırak beni Stefan. Canımı yakıyorsun ! Bu kadar yaktığında yeter!

Kollarımı tutan ellerini üzerimden çekti ve yaş dolan gözleriyle bana baktı. Sadece o derin gözleriyle bana bakıyordu. Ve o bana baktıkça kendimi kaybedecek gibi oluyordum... Kendimi onun derin gözlerinde kaybedecek gibi... Yüzüme anlamsızca baktı ve;

-Anlamıyor musun sana aşığım diyorum ! Bana karşı neden bu kadar soğuksun. (Yumruğunu sıktı ve duvara sert bir yumruk geçirdi. Tam kafamın yanına...)

Korkmuştum. Sadece korku dolu gözlerle ona bakıyordum ve gözlerim yüzünden aşağı doğru kaydı... Eli kanıyordu ! Hemen elini tuttum ve kaldırdım;

-Aman tanrım Stefan elin kanıyor. Hemen bir hastaneye gitmeliyiz.

Eli ellerimin arasındaydı. Müthiş bir hızla ellerini çekti ve bana baktı;

-Gerçekten benim için endişeleniyor musun?

-Bu ne saçma bir soru Stefan. Elin hala kanıyor konuşmayı bırak ! Bir an önce hastaneye gidelim.

Daha önce Stefan ı hiç böyle görmemiştim.  Şuuru kapanmış gibiydi. Bilinçsizce bakıyordu. Bu beni fazlasıyla korkuyordu. Konuşmuyordu adeta kükrüyordu. Ve bu sert ses tonu beni ürkütüyordu. Her ağzını açtığında içim üreperiyordu. Tüğlerim diken diken oluyordu. Geceleri yaşadığım o saçma sapan olaylardan daha çok korkuyordum. Boş ve anlamsız gözlerini bana çevirdi ve;

-Sana bir soru sordum. Bana cevap vereceksin ! Beni önemsiyor musun ?

-E- Evet Stefan . Seni önemsiyorum ! Lütfen kendine daha fazla zarar verme. Ne olursun hastaneye gidelim. Yalvarıyorum sana.

Bir Eşcinsel...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin