Hırs

1.6K 44 25
                                    

İstanbul'un her zaman oluğu gibi kuytu, bucak köşelerinden polis siren sesleri geliyordu . Ben de yarın işe gidebilmek için uyumaya çalışıyordum ama siren seslerinden uyuyamıyordum.

Ellerimi kullaklarıma, sert bir şekilde bastırıp, siren seslerinin kesilmesini bekliyordum ama bir türlü kesilmiyordu. Bende yavaşca ayağa kalkıp, pencereye doğru ilerledim, pencerenin önünde duran koltuğun üzerine çıkıp yavaş bir şekil de pencereyi, açıp kafamı dışarıya doğru salkıtım ,bir poliste pencerenin önün de ellerini arkaya dayamış sol ayağını da, duvara dayamış bir şekilde telefonla konusuyor.

Evimizin karşısında oturan komşumuzun, evine yüzlerce polis girmişti ilk başta ne olduğunu anlamamıştım ama evimizin yanında, duran polis ise telefonla konuşurken "uyuşturucu operasyonun" dayız diyordu.

Kullaklarıma inanamadım ,evimizin önünde uyuşturucu satıyorlar bizim haberimiz yok. Pencerenin yanında, duran polis beni farketip belindeki jopu sert bir şekilde duvara vurup, benden içeriye girmemi istedi bende ani bir şekilde pencereden çıkıp pencereyi sert, bir şekilde vurarak kapatım.

Yatağıma doğru ilerledim bir yandan polis siren sesleri bir yandan annem ve babamın, son ses açtığı televizyon sesinden uyuyamıyordum. Bende yatağımın üzerine doğru, uzanıp yastığı sert bir şekilde kafama doğru bastırarak , uyumaya çalışıyordum.

Zır, Zır çalan alarm sesiyle lanet bir İstanbul, sabahına daha uyandım.Bir yandan annemin bağırma sesiyle bir yandan da, çalan lanet alarm sesiyle uyandım annem, ise aşağıdan hallen bağırıyor...

- "oğlum uyan, işe geç kalıyorsun" !!!!!!!!!!

Bende hızla, çalan saati elime alıp sert bir şekilde duvara doğru fırlatım. Yavaş bir şekilde ayağa kalkarak iş kıyafetlerimi giymeye başladım. Tam da o sırada annem içeriye sert bir şekilde girdi elinde ise, su vardı annem yanıma yaklaşıp;

- "Oğlum dışarıda ,arkadaşların bekliyor".

- "Tamam anne, beklesinler geliyorum".

Bende kıyafetlerimi giydikten sonra yavaş bir şekilde lavaboya gittim. Buz gibi olan musluğu açıp buz gibi soğuk suyu sert bir şekilde yüzüme doğru fıraltım, ve işte o an uyanmıştım kahvaltımı yapmak için sofraya gitim, ve bir kac şey yedikten sonra hızlı bir şekilde ayakkabımı giymeye gitim yerde oturup, ayakabımı ayağıma giymeye başladım ayakkabının ipciklerini, açtım ve sağ ayagımı ayakkabının içine doğru kattım, diğer ayakabımın ipciklerini açtım ve sol ayağımda katıp havaya ani bir şekilde zıpladım.

Kapıyı acar açmaz kapının, önünde duran arkadaslarım Murat, Suat, Mehmet ve Yasin efkarlı bir şekilde ellerinde duran sigaraları içiyorlardı .

Arkadaşlarımın yanına doğru yavaş bir şekilde ilerledim, arkadaşlarımın bir derdi vardı.

Murat'a "neyiniz var ?" diye sorduğumda,

- "Neyimiz varki cebimizde yok beş para , herkesin cebi dolu paralarla, gezerken biz burada sefilik hayatı suruyoruz .Sen de burada bize neyiniz var, diye soruyorsun"

Susarak bende Suat 'tan bir tek sigara alıp yaktım ve ayağa kalkarak hadi işe geç kalıyoruz eğer geç kalırsak bu işimizden de kovulacağız hepimiz, birden ayağa kalkıp hadi şu lanet olası işimize gidelim artık...

Yolda hepimiz sevgilileriyle el ele tutuşmuş insanlar görüyorduk, bizim onlardan ne eksiğimiz var sadece paramız yok , hepimiz içimizden isyan ediyorduk neden biz bu insanlar gibi değiliz ?

Taksim'de işimize doğru gidiyorduk .

Yolda insanların hepsi canavar görmüşcesine bize bakıyorlardı en sonda Suat delirip bize tuhaf tuhaf bakan birinin ensesinden tutup.

(Suat) -Gel Kardeş buraya

(ben)-Suat boşver uğraşma

(Suat)-Dur lan bakcam sadece üzerinde ne kadar para taşıyor

(Adam)-Kardeş bırakın beni gidiyim bak pişman olursunuz

Köşeye sıkıstırdığımız adamı Gasp Ettik.

(Yasin)- Ne bakıyon lan bize ters ters or***pu çocuğu

(Adam)-Sanane lan ister bakarım ister s****krm p*c

Murat çaldırarak elinden geldiğince adamın yüzüne sert bir şekilde vurdu hepimiz birden adama dalarken Yasin 'de adamın cüzdanındaki paraları almaya çalışıyordu , adamı o kadar kötü dövmüştük ki adam bayılmıştı bizde cüzdanındaki paraları alarak oradan koşarak işyerimize doğru koştuk Yasin paraları cebine katmıştı iş çıkışında hepimiz paylaşacaktık paraları.

İş yerine varmıştık kapı da duran patron kızgın halde bizi bekliyordu, kafamız eğik bir şekilde içeriye girdik ama girer girmez ;

(Patron)-Durun nereye gidiyorsunuz gençler?

(Ben)-Içeriye gidiyoruz patron.

(Patron)-Bu saate kadar neredeydiniz lan p*cler !!!

(Ben)- Trafik vardı patron otobüse binemedik, yürüyerek geldik.

(Patron)-Ulan gavatlar bidaha olursa sizi tekme tokat dövmemeyen namertir.

Hepimiz içimizden ana avrat sövuyorduk, eğer annemiz ve babamız olmasaydı bu adamı burada yaşatırmıydık...

Tüm arkadaşlarım çalıştıkları bölümlere gittiler bende yürüyerek çalıştığım bölüme gittim.

Aklım hâğlen o dövdüğümüz çocuk taydı çünkü bize pişman olacaksın diyordu aman biz neyapalım elimizde ne varki ölsek bile arkamızdan anamıza söverler o kadar kötü bir hayatımız vardı çalışırken patron yavaşca arkama doğru geldi. Sert bir şekilde enseme vurdu bende elimdeki makası sert bir şekilde tutup tam vuracakken sevdiğim kız Ahu elimdeki makası istedi.

- Makas lazım değil ise alabilirmiyim ?

- Olur tabi, alabilirsin.

Patron sevdiğim kızın yanında beni çok kötü aşağılamıştı ben de yemin etmiştim ki intikamımı alcaktım.

Çıkış zilinin çalmasına 30 dakika kalmıştı herkes zamanın geçmesı için tuvalette girip sigara iciyordular bende Ahuya dalmış bakıyordum ona sadece bakmakla yetinebilirdim çünkü cebimde bir metalik bile yok.

Ahu sarı saçlı, masss mavi gözleriyle etrafa ışık saçan bir kız o benim için çok fazla bu yüzden onun yanına bile yaklaşamam.

Çıkış saati gelmişti, arkadaşlarımı dışarıda bekliyordum o sırada Ahu birden kapıdan çıktı ve saçlarını yavaşca geriye doğru atı yanından geçerek muhteşem kokusu içime çekmiştim. çok güzel korkuyordu. Arkasından bakarken birden arkasını döndü ve gülümsedi nedenini anlamamıştım o sırada Mehmet arkama yaklaştı yavaş bir şekilde elini omuzumun üzerine koydu ve sert bir şekilde salladı.

(Mehmet)- Ne oldu lan nereye bakıyorsun?

(Ben)- Hiçbir yere olum nereye bakcam.

(Mehmet)- Tamam.

(Suat)- Hadi lan yürüyün gidip şu çocuktan aldığımız paraları kırışalım.

Her zaman buluştuğumuz mekana girip paraları saymaya başladık, cüzdanın içinde 75 lira vardı 5 e bölüştük parayı , ben birden ayağa kalkıp.

(Ben)-Arkadaşlar bu böyle olmaz derhal bu para sorununa bir çözüm bulmalıyız !!

(Suat)- Lan bizde öyle demeyi biliyoz ama nasıl çözecez?

(Ben)- Eğer siz bana güvenirseniz ben de bu sorunu çözmek icin elimden geleni yapcağım.

Diyer Bölüm İcin Yorumunuzu Eksik etmeyiniz.....

Başka biri olmaya çalışmak,kendinizi harcamaktır -Kurt Cobain

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 06, 2014 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

HırsWhere stories live. Discover now