Her seferinde gelip tükettiğim bir gerçeklik var sandığımda
Aslında uzaklaştığım yakınlıkların içinden çıkıp kendi kendime savurduğum
ölü benliklerime erişmemin hüznünü kendi içeme salıp, nasıl yakınlaşıp
yaktığımı tahmin bile edemezsin.
Cümlelerin dilini almak isteyene ulaştıkça
Nasıl o yorulduğunun tek tanığı yine kendisi ise ,ben de
öyleyim şimdi.
Kafa avcıları tarafından avlanmış ve derisi yüzülüp birçok çıplaklığın içine atılmış
kansız ve kalpsiz bir esirin öldürülmesi kimse tarafından hatırlanmaz bir acı çığlık ise,
ben de öyleyim şu an.
Aslında benim ne olduğum önemli değildi başkalarınca
hiçbir vakit hiçbir an içine yerleştirilmemiş kırılmış bir vazonun çiçeksizliğini
düşünme fırsatı bile olmayanlarca, herhalde bu pek mühim bir şey olmasa gerekti.
Düşün ki,sen yabani bir çiçeğin düşlediği bir vadisin.
Yabani bir çiçeğin düşleyebileceği uzaklığın aslında içinde bulunduğu bir vadinin özlemini çekmesi
ne denli ilginç ve ilgi çekici ise,
düşününce çiçek vadiyi özlüyordu ama o zaten onun içindeydi,
asıl mevzu ise vadi onun içinde olduğunu ve onu özlediğini biliyor muydu?
Bilseydi eğer ikisi yan yana iken birbirlerinden dahi habersiz uzak olurlar mıydı?
Sanmadığın o kadar çok şey var ki,tüm sandığın şeylerin bile vaktiyle onun içinde olduğunu bilmen gerekirdi.
İnsanı en çok kahreden gerçek ise,her gün kendine gelmesini sağlayacak sağduyudan bile yoksun oluşudur.
Say ki o büyük bir ziyankarlık,kendince geçişlerin limitsizliğini aşma meselesi.
Ne fark eder ki, yorgunsun sen;işte yüzleştiklerin yüzsüzlük edip duruyorsa
ve edepsizce sana hala kahkaha atıyorsa,senin var olmanı hazmedemiyorsa
tek bir seçeneğin içinde kalıp, yok ol diyorsa eğer,
Ki hep der bunu.
O halde senin yapman gereken hep kendinde olanı bulmak olmalı.
Aksini düşünme ,ama aksedebilirsin kendine.
Ve her seferinde gelip tükettiğim bir gerçeklik var dememelisin.
Çünkü her tükeniş bir buluşmadır insanın kendisiyle.
Meral Meri/Mavi Masalımın Yeşil kırıntıları