"Bana kendi isteğinle geliceksin " dedi boğuk bir ses tonuyla. Dilini damağına vurduğunda kulaklarıma doğru sıcak nefesini üfledi.
"Ve sana söz veriyorum , o gün geldiğinde sana istediğini vereceğim." derin bir nefes çekti içine.
Elleri karınımı okş...
Son kez oy kullanıp satır arası yorum yapar mısınız ?
-
-
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Bu genç yaşımda mahpus damlarında çürüyeceğim" Doğan'nın sesini duyduğumda bıkkın bir nefes verdim. Dakiklardır aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu. "Henüz bakirim, ah ah gençliğimin en güzel yıllarını dört duvar arasında çürüyerek geçireceğim" dediğinde başımı parmaklıklara vurmak istiyordum artık!
"Abartma Doğan yanlızca nezarethanedeyiz" dediğimde bana ciddi misin der gibi bakmıştı.
"Nasıl abartmıyım hapislerde çürüyeceğiz o hayırsız kocan da gelmiyor. Kesin kendine yeni arkadaş buldu hatta yeniden evleniyor da olabilir seni de burda bıraktı" dediğinde göz devirdim.
"O benden başkasına bakmaz ayrıca çok da abartma her insan bir kez bile olsa düşmüştür nezarethaneye" dediğimde Doğan beni dehşetle dinliyordu.
"Kaç kez düştün buraya da buranın ev sahibi gibi konuşuyorsun?" Sorusu ile bir süre düşündüm. Şervan ile evlenmeden hemen önce gelmiştim buraya en son ve bunca zaman sonra ilk kez nezarethaneye düşmüştüm. Bu kesinlikle rekorumdu onun öncesinde ise sayamayacağım kadar çok olduğu için artık önemsememiştim.
"Sayamayacağım kadar çok oldu ne bileyim" dediğimde oturup sırtımı duvara yasladım. "Buranın daimi müşterisisin demek" dediğinde güldüm.
"Öyle" sesim keyifli çıkarken Doğan bu rahatlığım karşısında pes der gibi bakıyordu.
"İdolümsun" dediğinde o da oturmuş ve sırtını duvara yaslamıştı. İçeri giren iki komiser bize baktığında Doğan heyecanla kalktı oturduğu yerden.
"Serbest miyiz komiserim?" Dediğinde gülümsedim. "Değilsin birader birazdan sorguya alınacaksınız , sorgu da efendi efendi cevap verin" dediğinde nezarethanenin parmaklıklarını açmış ve çıkmamız bekliyorlardı.
Doğan bana döndüğünde sırıttım. "Tüm suçlamaları kabul et, katil biziz unutma" dediğimde göz kırptım , Doğan irileşmiş gözleriyle bakarken kocaman bir kahkaha attım ve zaten yolunu bildiğim sorgu odasına doğru yavaş adımlarla ilerledim.
Ben Nârin Sancaktar diğer adımla söylüyorum ki ben bela paratoneri...
Bir saat önce...
Üzerimde ki kırık beyaz elbisenin kemerini belime sarıp bağladığımda Şervan bedenini kapının pervazına yaslamış bir şekilde beni izliyordu. Dudaklarıma böğürtlenli rujumu sürdükten sonra saçlarımı düzleştirdim ve çantamı aldım.
Şervan yaslandığı yerden doğrulup yanıma geldiğinde dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi. " Bebeğim dikkat et olur mu? Beladan uzak dur ve sorunsuz bir şekilde dön" dediğinde göz devirdim.
