1-Giriş/Cast

97 8 46
                                    

Siyah araba yüksek korunaklı bahçenin evine girdiğinde korumalar duran arabanın kapılarını açmıştı, kadın yavaşça arabadan inerken konuşmaya başladı.

"Evimde yabancı kim var?"
"Babanız içeride sizi bekliyor efendim."

Kadın güneş gözlüğünü saçına geçirirken yanındaki korumaya baktı.

"Soru sorduğumu hatırlıyorum."
"Babanız sadece bunu söylememi emretti efendim."

Kapı açıldığında kadın içeriye girdiğinde çalışanlardan biri üzerindeki ceketini almıştı, çantasını elinde tutmaya devam ederek salona doğru ilerledi. Babasının bakışları kendisine dönerken kadın bakışlarını koltukta oturan iki kişiye çevirdikten sonra babasına doğru döndü.

"Misafirlerimiz olduğunu bilmiyordum."
"Robert Stan ve oğlu Sebastian, yeni ortaklarımız."

Kadın yavaşça babasının yanına oturduğunda bacak bacak üzerine atarken tekrar konuştu.

"Ortak aradığımızı bilmiyordum."
"Bunu sonra konuşuruz hayatım."

Adam bakışlarını karşısında oturanlara çevirdikten sonra onlara hitaben konuşmaya devam etti.

"Dosyalar yukarıda, imzaları hallettikten sonra akşam yemeğine geçeriz."
"Tamam."

Orta yaşlı iki adam ayağa kalktığında kadın bakışlarını babasına çevirdi.

"Siz burada bekleyin"

İki adam yukarıya çıktığında kadın bakışlarını kapının orada bekleyen hizmetliye doğru döndü.

"İki tane kahve yapar mısın?"
"Sade."

Karşısındaki adam konuştuğunda hizmetli gözden kaybolurken kadın çantasından titreyen telefonunu aldı, aramayı kapatıp kuzenine müsait olmadığını mesaj attıktan sonra hizmetlinin getirdiği kahvesini eline alıp küçük bir yudum aldı. Karşısında telefonuyla ilgilenen adamı kısa süreliğine incelediğinde mavi gözlere, oldukça keskin çene hattı ve ince dudakları olduğunu fark etti. Merdivenlerden ikilinin babası indiğinde ayağa kalktılar, kadın babasına doğru ilerlerken yavaşça elini omzuna atıp yanağına öpücük kondurdu.

"Tebrikler babacım."

Masaya geçtiklerinde kadın önüne konulan yemeklere baktı, hiçbirini yemek istemiyordu ama şu an bu masayı bırakıp gidemezdi. Derin nefes alıp kafasını kaldırdığında karşısında oturan adamla göz göze gelmişti, bakışlarını çektikten sonra huzursuzca yerinde kıpırdandı. Bu adamı sevmemişti.

Genç kadın telefonda bir yandan kuzeniyle konuşurken diğer yandan ofisine doğru ilerledi, sekreteri önünü kesmek yerine yürüyüşünde ona katılırken konuşmak için hamle yaptığında kadın elini kaldırıp onu susturdu.

"Telefondayım Angelina."

Sekreter kenara çekildiğinde kadın ofisinin kapısını açıp içeriye girdiğinde gördüğü manzara karşısında telefonu kulağından indirip kuzeninin yüzüne kapattı.

"Sizin burada ne işiniz var?"

Kadın üzerindeki ceketini askılığa koyup masasınada çantasını koyduktan sonra yavaşça masanın arkasındaki sandalyeye oturdu.

"Odam ayarlanana kadar baban burada seninle kalmamı söyledi."

Kadın tırnaklarını masaya tıklatırken derin nefes aldı, bakışları diğer tanımadığı adama doğru dönerken konuştu.

Bloody NecklaceOnde as histórias ganham vida. Descobre agora