21.

815 91 40
                                    

Keyifli okumalar dilerim.

-

Taehyung

"Yeter!"

Masadaki herkes, şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Asıl sen kimsin, ahjumma? Neden bizim masamızda, bizi sorguya çekiyorsun?"

Sinirle kelimeler ağzımdan çıkmaya devam ediyordu.

"Benimle düzgün konuş. Ben senin annenim!"

"Sen benim annem falan değilsin! Seni tanımıyorum ben, anlıyor musun? Çık git evimizden!"

"Taehyung, oğlum sakin olur musun?"

"Sakin olmak mı? Baba delirtmeyin beni tanrı aşkına! Bizi sırf gezip tozamadığı için terk etti. Yıllar sonra gelip, benim annem olduğunu söylüyor bana!"

"Çok nankörsün, Taehyung!"

"Siz nankörlük nedir biliyor musunuz?!"

Bu sefer bağıran Jeongguk olmuştu. Sesi o kadar yüksek ve korkunçtu ki.. korkuyla yerimden sıçramıştım.

"Sen konuşma!"

Annem yürek yemiş gibi Jeongguk'a bağırmaya devam ediyordu.

"Ne demek konuşma?! Sikeyim, karşında bağırarak konuştuğun kişi benim eşim! Sakin kalmayı denedim, ama olmadı. Sizinle sakince değilde, bağırarak konuşmak gerekiyor anlaşılan?"

"Ona ismini ben koydum! Ona babası işteyken hep ben baktım! Daha ne istiyor?"

Jeongguk, alaycı bir şekilde gülmüştü.

"Gülüyor musun bir de?"

"Hem anne olduğunu söylüyorsun, hemde çocuğuna baktığını iddia ediyorsun. İsmini sen koydun? Ee, ne olmuş ismini sen koyduysan? Anne mi oldun ismini sen koyunca?"

Annem susmuş, hiçbir şey dememişti.

"Annelik, öyle isim takmakla olmuyor. Kalbine koyunca anne oluyorsun."

Zorla tuttuğum göz yaşlarıyla, nefes nefese anneme bakıyordum. Cidden.. onun şu an burada olma amacı gerçekten neydi?

Jeongguk, ayağa kalktı ve elimden tutarak beni de kaldırdı.

"Biz çıkıyoruz, baba. Size afiyet olsun. Tabi hanımefendi akşam yemeğini zehir ettikten sonra afiyetle yiyeceğinizi de sanmıyorum."

Jeongguk, kafasını eğdi.

"İyi akşamlar."

Jeongguk, kapıya doğru ilerleyince bende peşinden gittim. Bugün çok karmakarışık geçmişti. Annemin ortaya attığı saçma konular, akşam yemeğini hepimize zehir etmişti.

Arabaya bindiğimiz sırada Jeongguk, arabayı çalıştırmadan önce elimi, iki avucunun arasına aldı.

"İyi misin?"

Yavaşça Jeongguk'un kucağına yerleşmiş, kollarımı boynuna dolamıştım. Jeongguk'ta kollarını sıkıca belime sarmış, kafasını boynuma gömüp, kokumu içime çekmişti.

"Sana yemin olsun, seni asla yalnız bırakmayacağım, bebeğim. Seni her türlü tehlikeden uzak tutacağım."

**

Gözlerimi araladığımda, ilk baktığım şey belime sarılı olan kaslı ve dövmeli kollar olmuştu. Gülümseyerek, yavaşça yüzümü kaslı kolların sahibine çevirmiştim. Uyurken kaşları çatılı bir şekilde uyuyordu. Ben onun bu hallerine gülümserken Jeongguk, bir anda beni kendine iyice çekmiş ve dudaklarıma minik bir öpücük kondurarak hızla yataktan kalkmıştı.

"Günaydınlar, güzel bebek!"

"Günaydın!!"

Jeongguk, yerden tişörtünü alıp, giyeceği sırada bir anda bakışları beni bulmuş ve gülmeye başlamıştı.

"Yah, neye gülüyorsun?"

"Bebeğim, o saçların ne öyle?"

"Ne olmuş ki?"

Yataktan kalktım ve dolabın aynasından kendime baktım. Saçlarım darmadağın olmuştu!

"Bu ne be!?"

Ben kendime aynadan bakarken, Jeongguk gülmeye devam ediyordu.

"Çok mu komik!"

"Evet!"

"Bekle sen!"

Hızla mutfağa koştum ve dolaptan iki tane yumurta aldım. Tekrardan yatak odasına gittiğimde, Jeongguk'un yatak odasında olmadığını gördüm.

"Nereye gitti la bu?"

Kendi kendime konuşurken, Jeongguk'un bir anda kapının arkasından çıkmasıyla, korkuyla elimdeki yumurtaları Jeongguk'a fırlattım.

"Siktir!"

Bir yumurtayı Jeongguk'un kafasına, diğerini ise göğüsüne fırlatmıştım. Kafasında kırılan yumurta, yavaş yavaş vücuduna dökülüyordu.

"Neden oraya saklandın ki!! İyi misin?"

"İyiyim, güzelim. İyiyim, merak etme."

"Sen duşa gir, ben kahvaltı hazırlar, buraları toplarım!"

"Hayır."

Jeongguk, bir anda kollarını belime sarmış ve üstündeki yumurtaları bana da bulaştırmıştı. Ben şaşkınca Jeongguk'u izlerken Jeongguk, gülerek benden ayrılmıştı.

"Yah, ne yapıyorsun, Jeongguk!"

"Artık seninde duşa girmen lazım."

"İyi! Çabuk çık, bu kokuya dayanamam!"

"Ne çabuk çıkması, güzelim? Birlikte gireceğiz duşa."

"Ha!?"

Ne diyor lan bu!?

"Neden bu kadar şaşırdın? Hem babam anlattı bana, siz küçükken Jeongin ile duşa giriyormuşsunuz."

"Ama o benim bebeklik arkadaşım!"

"Ne fark eder, güzelim? O senin arkadaşın, ben senin kocanım. Hem.. sen benden utanıyor musun yoksa?"

"Y-yoo! Kim demiş?"

"O zaman inkâr etmek yok. Birlikte duşa giriyoruz, Jeon Taehyung."



...

Neden burada kestiğimi soracak olursanız eğer diğer bölümde beklenmedik bir şeyler olacak

Bir de başka bir konuya değinmek istiyorum bazılarınız 4. Bölüme(Jeon'un Taehyung'u emcüklediği bölüm) "oha beklemiyordum" tarzında yorumlar atmıştı. Bende onlara "bende beklemiyordum" yazdım. Çünkü ben fic yazarken pek düşünmüyorum. Böyle biraz duvara bakıyorum neyse şunu yazayım diyorum. Yani sizin gibi bende kendi ficlerimin okuyucusuyum. Ve sırf yorumlarınıza bu tür cevaplar verdiğim için, ficin başkasından çalıntı olduğunu düşünenler var.

Sadece aklımdakileri döküyorum ve sizinle birlikte bende okuyorum. Hiçbir şeyin çalıntı olduğu yok, maledetti ragazzi.

Bu arada Hyunin özel bölüm her an gelebilir.

Hadi Allah'a emanet, göte mukayyet olun.

Teacher's Little Love|Taekook✓Where stories live. Discover now