1.4

669 30 2
                                    


İyi okumalar...

Medya; Bahjat - Hometown Smile


JUNE

   Gözlerimi açtığımda tüm bedenimde bir bitkinlik hissettim. Ağzımda acı bir tat vardı. Etrafıma bakındığımda Madison'ı ve kolumu tutan elini fark ettim. Sonra anılar yavaş yavaş zihnime dolmaya başladı.

   Sonunda dönüşmüştüm. Tüm o acı, sancılar, kırılan kemikler, bedenimdeki hakimiyetimi kaybedişim... Hepsini hatırlıyordum. Dönüşümümün başından sonrası benim için bulanıktı. Bilincimi kaybettikten sonra hatırladığım ilk şey bedenim üzerindeki gücümü yitirmiş olmam ve bir çift pençeydi. Dönüştükten sonra sanki bir mağraya hapsedilmiş gibiydim. Olan biteni görsem de ne konuşabiliyor ne de hareket edebiliyordum. Sanki bedenim bir cin tarafından ele geçirilmiş gibiydi. Yaşadığım dehşetin haddi hesabı yoktu.

   Daha sonra istemsizce ormana doğru koştuğumu ve Eric'in beni bulduğunu hatırlıyorum. Ona hırlıyordum. Daha sonra ilk defa onunla iletişim kurabilmiştim. Bana kontrolü ele almamı söylüyordu ama nasıl yapacağımı bilmiyordum. Tamamen çaresiz hissediyordum. Beni ele geçiren şey her neyse Eric'in üstüne atladığında paniğe kapıldım. Ve nasıl yaptığımı bilmiyordum ama kontrol artık bendeydi. Hala içimde beni bastırmaya çalışan bir gücün varlığını hissetsem de sonunda kurt formumdaki hakimiyeti ele geçirmiştim. Yine koştuğumu ancak bu sefer bunu bilinçli yaptığımı hatırlıyorum. Sonra Eric'le olan bulanık anları ve eve gelişim...

   Tüm bunları hatırladıktan sonra Madison'a bir daha baktım. Burada ne işi vardı? Yatağımın kenarında yorgun bir şekilde bana bakıyordu. Muhtemelen Eric beni yatağıma taşımıştı.

   Eric aklıma gelince onun nereye gittiğini düşündüm. Ben aklımdaki sorulara yanıt ararken Madison sorularımı cevaplamak için konuştu.

"Nasılsın? Sanırım dönüşmüşsün. İlk sefer zordur. Yorgun olmalısın."

"Eric nerede? Yani en son biz... eve gelmiştik... sonra ben..."

"Eric yanında kalacaktı ancak sürüyle ilgili bir sorun var bu yüzden dönmesi gerekti. Onun yerine beni çağırdı."

   Kaşlarım çatıldı. Hafifçe yerimden doğrulup yatak başına yaslandım.

"Sorun mu?"

   Madison yorgun bir şekilde başını salladı.

"Saldırıya uğradık. Henüz kim olduklarını ve amaçlarını bilmiyoruz."

"Saldırı mı? Herkes iyi mi?"

"Maalesef. Yaralılar ve kayıplar var. Tam olarak kimler olduğunu ya da kaç kişi olduğunu bilmiyorum."

"Peki nerede? Yani insanlar güvende mi? Tanrım Eric! O iyi mi? Nerede?"

   Madison paniklemiş halimi görüp beni yatıştırmaya çalıştı.

"Sakin ol. Herkes güvende. En azından şimdilik. Saldırganların icabına bakıldı. Eric'de babasıyla durumu değerlendiriyor ya da yaralı ve ölülerle ilgileniyordur. Korkmana gerek yok. Son görüşümde her yeri tamdı."

   Duyduklarım biraz olsun rahatlamama sebep olsa da tüm olan biteni kaçırmıştım ve haklı bir merak içerisindeydim. Eric'i ve diğerlerini kendi gözlerimle görmeliydim.

   Üstümdeki örtüyü kenarı atıp ayaklarımı yataktan aşağı sallandırdım.

"Ben Eric'i görmeliyim."

Dolunay'ın LanetiWhere stories live. Discover now