Yağmurda Solan Çiçek

5 0 0
                                    

Şiddetle yağan yağmura aldırmadan ağır adımlarla yürüyordum,oysaki yağmurdan nefret ederdim...

Dalgalı,siyah saçlarımın uçlarından yağmur damlaları yavaş yavaş akarken karmaşık duygularım sanki damlalarla beraber akıp gitmişti.Bedenim yere yığılmamak adına büyük bir savaş veriyordu,sanki vücudumdaki her bir hücre yavaş yavaş ölüyordu.Ben ölüyordum...

Ölmek,bu kadar basit olmamalıydı hele ki benim adıma.

Daha iki sene önce yaşama tutunmak adına nelerden,kimlerden vazgeçebileceğimi düşündükçe sanki beyimin benimle oyun oynadığını düşünmeden edemiyordum.İdeallerim,sevdilerim hatta nefret ettiğim insanlar adına bile bir şekilde yaşama tutunmaya çalışıyordum,ama şimdi...Evet ölüyordum ama bedenimdeki herhangi bir acıyla değil,ruhumdaki yara izleriyle ölüyordum.Utanıyordum,bedenimdeki yara izlerinden değil,ruhumdaki kirden,belkide sebebi olduğum küçük kız çocuğundan....

Ordaydı tam karşimda her zamanki gibi özenle giydirilmişti ,saçları örülmüştü,örgülerinin üstüne en sevdiği kirazlı tokası takılmıştı,elinde peluş kuzusu vardı ona sıkıca sarılmıştı.Ela gözleri buruk bir tebessümle gülümsüyordu,evet gözleri gülüyordu.Benim üzerimde gezinen kara bulutların tam tersine,sanki birşey onu koruyormuşcasına onun üzerinde tek bir yağmur damlası yoktu. Aniden şimşekler çakmaya başladı,küçük kız birden telaşa kapıldı huzursuz olduğunu anlamak o kadar da zor değildi,koşmaya başladı.Küçük kız minik ayaklarına tezat olarak hızlı adımlarla koşuyordu.Bir yandan peşinden koşarken bir yandan bağırdım;

''Dur,korkma ben buradayım''

küçük kız beni nedense duymuyordu,işte o an beynimin bana oynadığı oyunun farkına vardım ama durmaya niyetim yoktu inkar ediyordum;

''Onlar yalan söylüyor ben deli değilim,o gerçek,sahte olan onlar ,kötü olan onlar,her seferinde hayal gördüğümü söylüyorlar''

Bağırışlarım çığlıklara döndü,işte o an çevremdeki o kadar da kalabalık olmayan insan topluluğunun farkına vardım.Nasıl bir anda buraya gelmişlerdi,ona daha önce söz vermiştim kimse olmayacaktı,eğer onlar olursa giderdi hepsi onların suçuydu.Onlardan nefret ediyordum.İşte o an hemen yanımda siyah bir şemsiyenin altında uzun bir süliet belirdi,burda olmamalıydı,eğer onlardan birisi gelirse gelmezdi.İçinde bulunduğum durumun farkına vardığım anda çığlıklarım daha da artmaya başlamıştı,boğazım yırtılırcasına bağırıyordum;

''O nerde ,o nerde''

''O nerde''

Bilinçsizce durmadan aynı cümleleri tekrarlıyordum;

''Deli değilim,ben deli değilim''

''Onu istemiyorum,o küçük kıza kötü davranıyor,ona inanmıyor''

Aynı cümleleri tekrar ederken boynumda garip bir sızı hissettim,kanıma bir şey karışıyordu.Yine aynı senaryo tekrarlanıyordu,biraz sonra kendimi uykunun hafif kollarına bırakacaktım.Ben bunları zihnimde tekrar ederken birden sendeledim,birinin beni kucağına aldığını hissettim.Yüksekteydim,yağmur çoktan durulmuştu ve yerini tatlı bir esintiye bırakmıştı.Gözlerim gidiyordu,her yer simsiyahtı,son duyduğum birkaç kelime zihnimde çoktan yer edinmişti;

''Kurt her zaman kötü kalpli değildir minik kuzu''

🌠🌠🌠

Herkese merhaba.Benim ilk yazma deneyimim,eğer kusurlarım varsa,benimle paylaşırsanız kendimi geliştirebileceğime inanıyorum.İyi okumalar...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 20 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Cevr-i DilWhere stories live. Discover now