Bölüm 46( her şeyin başlangıcı)

1.9K 79 7
                                    

Mustafa ve Zerdanın buluştuğu ağaç.

Yazardan:

36 yıl önce Mardin.

Sultan hanım sabah erkenden kalkmıştı çünki bu gün nihayet planladıkları şey olacaktı. Abisi iki yıldır Yılmazoğlu aşiretinden bir kıza sevdalıydı kızda onu seviyordu.
Yinede Sultan çok korkuyordu ya abisine bir şey olursa?

Bir hafta önce:

Berzan ailesi ile konuşup kızı istemeleri için yollayacaktı ama Evin ona haber yollayıp babasının onu başkasıyla evlendireceğini söylemişti.

Berzan da çaresizce kuzeni Boranla konuşmaya gitmişti gerçekten de sevdiği kızı başkasına verseler ne yapacaktı ki?

Boran da Berzanın halini görünce " istersen kaçmanıza yardım ederim" dedi. Ama Berzana göre eğer yakalanırsa onların aşkının bedelini kız kardeşinin ödeme ihtimali bile ölüme bedeldi. Bu yüzden direk red etdi.

Akşam eve gelince Sultan abisinin dertli haline görüp avluya abisinin yanındaki sedire oturdu" abi de hele nedir seni bu kadar üzen şey?" Dedi.

Berzan da uzun uzun Mardin manzarsını izledikten sonra derince biriç çekti" Bilirsin uzun zamandır Yılmazoğlu aşiretinin kızı Evin'e sevdalıyım lakin onu bana vermezler babası başkasıyla sözleyeceğini söylemiş" dedi.

Sultan abisinin bu haline çok üzülmüştü uzun zamandır oda Serhat adında bir gence sevdalıydı lakin babası bir kan davası bitsin diye onu zorla evlendirdiği için ayrılmak zorunda kalmışlardı.

Bu yüzden Sultan şu an bir karar verdi abisi için " abi kaçır o zaman yengemi" dedi. Berzan da kaşlarını çatıp kardeşine baktı" bunu yapmayacam Sultan yakalanırsak seni de yakamam" dedi.

Sultan ise abisine anlayışla gülümsedi " abi zaten sevdiğim biri yok eninde sonunda babam birine verecek beni ben verilecek hükmü kabul ediyorum merak etme sen beni" dedi. Mustafa ve Zerdanın sevdasından bihaber.

Hüküm günü:

Berzan ilk başta kabul etmek istemese de Evin yine haber yollatmıştı Berzan da en sonunda pes ederek Boranın yardımıyla Evini kaçırmıştı. Her şey plana uygun giderken Mardinden çıktıkları gibi yollarını bir sürü araç kesmişti.

Onları yakalayıp Yılmazoğlu konağına getirdiler. Mustafa Yılmazoğlu da kuzeninin kaçırıldığını öğrenince Zerda ile buluştukları ağacın dibinde kollarının arasındaki sevdiği kadının saçlarına öpücükler kondurdu sonra da " sevdiğim gitmem lazım "

Zerda da sevdiği adama gülümseyerek " tamam Mustafam umarım ölüm hükmü verilmez" dedi

Mustafa ve Zerda son bir kez daha sarıldı sonra Mustafa da amcasının konağına gitdi.
Konağa gelince Arslan aşiretinin küçük ağası Berzan ve yanına diz çöken kız kardeşi gibi gördüğü kuzeni Evine baktı.

Mustafa da amca ve abileri ile birlikte Aşiret ağası olan dedesinin vereceği hükmü beklemeye başladı. Bilirdi ki kimse Evine kıyamaz ama yinede içinde bir huzursuzluk vardı. İşte o esnada kapıdan Arslan aşiretinin ağaları konağa girdi. Mustafa da onlara kısa bir bakış atıp önüne döndü.

Saatlerdir hüküm konusunda ağalar tartışıyordu en son karar alınınca Berzanın kız kardeşi Sultanın Evin'in büyük abisine kuma olarak verilmesi istendi.

Bunu duyan Evinin abisi" ben asla böyle bir şeyi kabul etmem" dese de ağalar ölüm hükmünden yana değillerdi.Mustafa da daha 18 yaşındaki genç kızın kendinden yaşca büyük bir adama gelin gitmesi hele de kuma olarak gitmesine üzülüyordu ama yapabilecek bir şey yoktu.

Savcının ailesi (Gerçek ailem)Where stories live. Discover now